Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '10

 
Kategori
Sinema
 

Başkalarının Hayatı

Başkalarının Hayatı
 

Her ülke, gerek iç, gerekse dış güvenlik amacıyla istihbarat sistemine ihtiyaç duyar. Ama ancak totaliter bir rejim kurmak ya da böyle bir rejimin sürekliliğini sağlamak isteyen iktidarlar potansiyel rejim tehditlerinin yelpazesini fazlaca geniş tutar ve bu potansiyel tehditlerin tasviyesi için her yolu mübah sayarlar,

Yakın geçmişte demirperde ülkeleri dediğimiz komünizm ile yönetilen ülkelerde bu örnekleri sıkça duyuyorduk.

Legal ya da illegal yollarla kontrol ve gözetleme sistemi kurarak, muhbir ya da istihbarat elemanları aracılığıyla insanların hayatlarının her noktasını kontrol etmek, artık demoktratik olduğunu düşündüğümüz (!) ülkemizin de zaman zaman gündemini meşgul etmekte. Geçmişten günümüze telekulak skandalları, çeteleri, gizli video görüntüleri, imzalı imzasız ihbar mektupları nedeniyle insanlar bir korku ülkesinin vatandaşları konumunda kaldılar, kalıyorlar.

İzlenen, dinlenen, gözlenen şahısların kimliği ve çeşitliliği ekonomik, siyasi ya da özel çıkar gruplarının iktidar savaşlarını yansıtıyor.

İnsanın çok özel anları da dahil olmak üzere her anının kendisinden habersiz olarak izlenmesi, gözlenmesi ne kadar korkunç geliyor insana. En son ve çarpıcı örnek galiba CHP Genel başkanı Deniz Baykal'ın gizli görüntülerinin yayınlanmasıyla siyaseten tasviyesiydi.

Bu her yolu mübah gören sistemin içindeki muhbir ya da istihbarat elemanlarının nasıl bir ortamın mahsülü oldukları, nasıl bir psikolojide böyle bir görevi üstlendikleri de ayrıca merak konusu.

"Başkalarının Hayatı" filmi de bu anlamda çok çarpıcı bir film.

Filmin konusu 1984 yılında, henüz daha duvarların yıkılmadığı Doğu Almanya 'da geçmektedir . Genel olarak politik rejim eleştirisinden çok, kişilerin ruh hallerini derinlemesine inceleyen ve karakter tahlillerine yer veren bir film bu.

O yıllarda Doğu Almanyada totaliter rejimin korunabilmesi için Stasi adında çok güçlü, acımasız , yaygın bir güvenlik ve istihbarat ağı kurulmuştur.

Bu sistem içerisinde yüzbinlerce istihbarat elemanı çalıştırmaktadır. Bunlardan biri de aynı zamanda bu örgütün akademisinde dersler de veren üst düzey kıdemli eleman Yüzbaşı Gerd Wiesler'dir.

Wiesler'e, rejim muhalifi olabileceğinden kuşkulanılan oyun yazarı Georg Dreyman ve Dreyman'ın birlikte yaşadığı sevgilisi, tiyatro oyuncusu Christa-Maria Sieland' ı takibe almaları görevi verilir. Weisler artık 24 saat Dreyman'ın ve sevgilisinin hayatının içindedir. Bu iç içelik, bir süre sonra Weisler'ın kendini sorgulamasına, empati geliştirmesine ve bu ruhsuz ve acımasız gibi duran istihbarat elemanın olumlu ruhsal değişimlerine neden olacaktır.

Totoliter rejimler için sanatçılar, her dönemde bir tehdit olarak algılanmışlardır. Gerek düşünsel olarak ürettikleriyle gerekse eylemlerindeki farklılıklarıyla, sanatın esas olarak özgürlüğü ifade etmesiyle, insanların ruhunda estirdikleri iyilik, güzellik rüzgarlarıyla bir tehdittirler.

Bu anlamda filmdeki konuşmalardan birinde Georg Dreyman, Lenin 'in Bethoven'ın bir eseri için "Bunu dinlemeye devam edersem devrimi tamamlayamam" dediğini dile getiriyor.

Filmde Georg Dreyman'ın , muhalif olduğu gerekçesiyle sanatını yapması engellenen sanat yönetmeni bir arkadaşı intihar etmiştir. İntihar sonrası Dreyman, onun hediye ettiği bir nota kitabından bu film için bestelenen " İyi Bir İnsan İçin Sonat" isimli parçayı piyano ile çalmaya başlar. Galiba onları gizlice her anlarında dinleyen yüzbaşı Gerd Wiesler'in değişim göstermesinin başlangıcını temsil eden ve onu gözyaşları içinde gördüğümüz sahne de budur.

Parça bittikten sonra Dreyman şöyle der :" Bu müziği dinleyen biri hala kötü kalabilir mi ? Gerçekten parça çok etkileyici.

Kalamıyor da zaten. Ve o değişiyor. Hatta elindeki teknik imkânları da kullanarak gizlice çifte yardım bile etmeye başlıyor. Ta ki ihaneti sezilip angarya ve pasif bir göreve sürülene dek.

Sonra...sonrasında Glasnost ve Perestroyka ve iki Almanya birleşir. Stasi'nin bütün arşivleri halka açılır. Bu arşive başvuran yazar Georg Dreyman, hakkında tutulan belgeleri okudukça kendine yardım eden insanın Wiesler olduğunu öğrenir. Ve "İyi Bir İnsan İçin Sonat" adını verdiği yeni kitabını kod adıyla ona ithaf eder.

***
2006 yılı Alman yapımı olan bu film çeşitli festivallerde 58 ödül almasının yanı sıra Altın Küre, En İyi Yabancı Film Akademi Ödülü, BAFTA, Bodil ve Cesar ödüllerini kazanmış. Yönetmen, Florian Henckel von Donnersmarck. Etkili bir anlatım, hümanist bir yaklaşım. İzlemeye değer güzel bir film.

Tijen Taşlı- İzmir

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..