Bayan Gatti'nin sabah sefaları

Bayan Gatti öz be Harzemşah’lardan olan Kabatay gelini Nural Abla’nın nazlı kedisi … Bir ev kedisi olduğu için bütün ev kedileri ve evde kalmış bütün ev kızları gibi efendim “Bunalım”lı… Onun ne yaptığı , ne yapacağı hiç belli değil… 

Ama Gatti sincap kuyruklu, güzeller güzeli bir kız , hayatında hiç mesut olamamamış… Nasıl mesut olsun ki, daha balkonun dışında hiçbir yere çıkmamış, evdeki insanlardan başka (bir iki ziyaretçi hariç) kimseyle tanışmamış güzeller güzeli bir varlık… 

Gatti’yi nasıl anlatsam… 

Bir kere Gatti demek İtalyanca’da “Hafif meşrep kız” anlamına gelen bir tabir… Zavallı Gattti’cik ben onun hafif meşrepliğini hiç görmedim (hadi grmemezlikten geldim diyelim…) Zavallı Gatti’cik dünyayı ancak kocaman bir Balkon’dan görebildiği kadar görebiliyor… Nerede öyle aşna fişna yapacak… 

Gatti tam bir dişi kediye yakışır biçimde alacalı renklerle donanmış… kırmızı, siyah, beyaz, portakal rengi… İsparta Halısı gibi… Aman Allahım, gerçekten güzel… Ama renkler öyle canlı değil, pastel .. Evet, çok uyumlu… Gatti öyle çok obur olmayan, hazır mamasını çok seçen, kendi hazır mamasından başka mama getirildiğinde öldür Allah yemeyen nazlı bir kedi… Evin nazlı kedisi… Oldukça da gevezedir…Narindir… Evin bireyleri tarafından çok sevilir. 

Onu yalnız evin sahipleri değil, biz de cok seviyoruz. .. 

Her yazın başında, Erdek’teki yazlığımıza geldiğimiz zaman ilk işimiz Balkon’a çıkıp Gatti’ye seslenmek olur. Gatti ve Nural Abla komşu balkona çıkıp sevinç gösterilerinde bulunurlar… Hele Gatti benim eşimle özel diyaloglarda bulunur ve konuşmaları hiç bitmez… her ikisi de oldukça gevezedir de.. 

Gatti’yle özel hoş sohbetten sonra, o bize hemen yeni şımarıklıklarını gösterir… Korkudan başı dönen eşimin bakışları altında, o incecik balkon demirlerinin üzerinde Gatti’nin yaptığı son numaraları, akrobasiyi, cambazlığı seyretmek durumunda kalmak durumu, benden çok eşimi bayıltacak hale getirir… Akrobasi bitince, hadi yeniden gevezelik başlar… Kedice :
“Niye geç kaldınız…”
“Biz sizi özledik…” Falan filan… Tabii eşimin ona laf yetiştirmeleri… 

Gatti bütün yazı hemen hemen balkon duvarının üzerinde çevresini seyrederek geçiriyor… 

Çevre kuşlarla pek dost desemde, inanmayın.Gerçi onlara ikna edici, bir sürü çene dökmesine karşın, yaklaştıkları zaman, yakalamak için nasıl saldırgan durum aldığını ben çok iyi biliyorum…. Hayvan içgüdüsü işte… İllaki avlayacak… dünyanın bir kuralı da bu… Ya avlarsın, ya da av olursun..! 

Gatti sahibiyle, masanın üzerine konulan yastığının üzerinden attığı laflarla konuşuyor. Gerçi sahibinin onu işittiği biraz kuşkulu ama… Neyse tek taraflı bir diyalog sürüp gidiyor… 

Gatti’nin en hayret ettiği şey bir köpek… Nasıl bir köpek? Nural Abla’nın arkadaşı Müeyyet Hanım’a ait belki 16-belki 17 yaşındaki gri renkli fino cinsi yaşlı bir köpek. Köpek eve sahibinin kucağında geliyor… Kör ve sağır…Zavallı bir köpek… Ama hala yaşıyor… Bu köpek gelince, Gatti masanın üzerinde onun karşısına geçiyor, onu hayretle seyrediyor… Karşılıklı olarak hiçbir şey söylemeden, sadece koklaşarak saatlerce bakışarak, öylece oturuyorlar… Bizim Gatti’nin bu köpeğe karşı duyguları nelerdir… Bilemiyorum. Ona
Acıyor mu? Onu seviyor mu? Yoksa ne? Neler duyuyor, neler düşünüyor bilmek isterdim… 

Gatti, elbette, kendi duyguları olan, bu duyguları baharda dolup taşınca, balkon kenarından dünyaya karşı gırnavlayarak duyurmaya çalışan tam dişi bir kedi… hem de çok güzel bir dişi… O da bebekleri olsun… Mutlu, mesut yaşasın istemez mi? İster…İster ama, işte gözü kör olsun… Şu Balkon duvarları… Şu beşinci kat ev… Ne yapsın? Nerelere gitsin? Sevdiğiyle nasıl buluşsun? Kolay mı? Buna bir türlü çare bulamıyor… Bir tek yapabildiği şey var, isteklerini, arzularını derin “gırnav…gırnav”lar şekinde dosta düşmana duyurmak… 

Ama onun ötesinde tabii mahallenin bir yakışıklısı var… Ona dair özel duyguları var Gatti’nin, ama bunları anlatmak belki bir başka öykünün konusu