Baykal'dan onurlu davranış

Sayın Baykal’a yapılan komplo çok çirkin ve aşağılık bir hareket.

Yapılan alçakça özel hayata saldırı. Siyasette “belden aşağılara vurmanın” hangi noktalara geldiğini göstermektedir.

Türkiye’nin “siyaseten” kritik günler yaşadığı biranda bu olayın zamanlaması ve piyasaya sürülmesi dikkat çekicidir.

Her gün şehit cenazelerinin geldiği,

Meclisten geçirilen Anayasa Paketinin tamda referanduma sunulacağı ve;

CHP Kurultayının yaklaştığı bir ortamda Deniz Baykal’a belden aşağı vuran, özel hayata müdahale olan bu çirkin tezgâhın sahneye konulması ise ayrı bir önem taşımaktadır.

Sayın Baykal, kendisine karşı kurulan bu tezgâhın tüm CHP camiasını da yıpratmasına fırsat vermemek ve bu tezgâhı kuranlardan hesap sormak adına istifa ettiğini ve meydan okuduğunu açıklaması ise siyasetçiye, devlet adamlığına yakışan bir davranış olarak tarihe geçecektir.

Baykal, istifa esnasında yapığı açıklamalarda bu işin arkasında hükümetin olabileceğini, hükümetin bilgisi dışında böyle bir tezgâhın kurulamayacağını açıklaması ise dikkat çekicidir.

Baykal oklarını AKP ve iktidarına yöneltirken elinde sağlam bulgu ve belge var mıdır, hangi gerekçelerle iktidarı hedef göstermiştir, şimdilik bu noktalar netleşmiş değildir. Bu suçlama ile ilgili önümüzde ki günlerde yeni gelişmeler olabilir.

Bu olayda diğer önemli bir husus ise Baykal’ın bu komployla ilgili Pensilvanya’nın bir ilgisinin olmadığını, Gülen’le yaptığı konuşma sonrası bu şahsın samimiyetine inandığını açıklamasıdır.

Yedi yıllık AKP iktidarı döneminde özellikle Emniyetin bünyesinde Gülen cemaatinin F Tipi yapılanmasının olduğu, birçok organizasyonlarda da bu yapılanmanın parmağının olduğunun dillendirildiği bir ortamda Gülen cemaatine yönelecek saldırı ve kampanyaların önünü kesme adına bu açıklamanın yapılması ve vurgulanması ayrı bir önem arz etmektedir.

Sayın Baykal’ın açıklamalarından anlaşılan; Bu tezgah ne Mustafa Sarıgül tarafından, ne de Gülen cemaati tarafından organize edilmedi.

Bu durum muvahecenesin de geriye bir tek ihtimal kalıyor, bu ihtimalde bu komployu iktidar ve AKP hazırladı, zamanı ve zemini uygun gördüğü anda da piyasaya sürdü.

Bütün bu olanlardan sonra CHP yi zor günler beklemektedir. Yapılacak kurultayda aday olmak cesaret ister, Baykal’a rağmen Genel Başkanlık koltuğuna hiç kimse öyle kolay kolay o koltuğa oturamayacaktır.

CHP nin köklü bir parti olması, siyasi tarihimizin vaz geçilmezi olması “Baykal sonrası için en uygun çözümü ortaya koyabilecek güce ve tecrübeye sahiptir.

Şayet delegeler ve parti kurmayları Baykal’ın geri dönüşünü isterlerse ki (bu konuda çalışmalar başlamıştır) Baykal’ında bu baskılara daha fazla direnemeyeceği ve partinin başına geçeceği de büyük bir ihtimaldir.

Önümüzde ki süreci CHP kurmayları iyi idare ederlerse kendisine büyük bir haksızlık yapılan ve özel hayatına müdahale edilen Baykal bir kahraman ve bir mağdur olarak Türk halkının desteğini ve gücünü arkasına almayı başarabilir, AKP ye referandumda ve ilk genel seçimlerde büyük bir darbe vurabilir.

Hükümete ve Sayın Erdoğan’a düşen görev ise; CHP ‘nin eski genel başkanına yapılan bu çirkin ve alçakça saldırıyı bir an önce ortaya çıkarmak ve suçluları adalete teslim etmektir.

Osman Özeker 10.05.2010