Bayrak sevgisi ve saygısı

Türk Bayrağı'na gereken saygı gösterilmelidir


22 Eylül 1983 tarih ve 2893 sayılı yasaya göre bayrak, kamu kurum ve kuruluşlarına, yurt dışı temsilciliklerine ve deniz araçlarına çekilir.Türk bayrağı, ulusal bayramlarda ve genel tatillerde, tatil başlangıcında çekilir ve tatilin bittiği gün batımında indirilir.Yasa ve tüzüğe aykırı olarak bayrak yapmak, kullanmak ve satmak yasaktır.Türk bayrağını ve devletin egemenlik simgelerinden birini aşağılamak kastıyla bulunduğu yerden söküp kaldırmak, yırtmak, bozmak ya da herhangi bir şekilde saygısızlık yapmak yasalarca suç kabul edilmiştir ve cezayı gerektirir.Türk bayrağı, cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin, şehitlerin ve ilgili tüzükte belirtilen asker ve sivil kişilerin cenaze törenlerinde tabutun üzerine, açılış törenlerinden Atatürk heykellerinin ve resmi törenlerde masalar üzerine örtülür. Türk bayrağı törenle çekilir ve törenle indirilir.

Bayrak Kanunu'nun bu şekil sınırlamalarına rağmen, milli duyguların ve heyacanların yaşandığı durumlarda, kanun dışı bazı kullanımlar hoş görü ile karşılanmaktadır.Örneğin, milli maçlarda, ulusal geleneğimizin bir şeki olan asker uğurlamalarında(gençlerin, bayrağı sırtına dolamaları, arabaların motor kapaklarına sermeleri gibi hoş olmayan bazı görüntülere rağmen), Bayrak Kanunu'nun dışına çıkılması gibi....Bunlara, Bayrak Kanunu'nda yeri olmamasına rağmen bazı tanınmış kişilerin cenaze törenlerinde tabutlarına bayrak örtülmesi de eklenebilir.

Biliyorsunuz, Hakkari / Dağlıca bölgesinde 21 Ekim 2007 günü hain PKK saldırısından sonra verdiğimiz şehitlerimiz,
Türk halkını hem üzmüş hem de PKK'ya olan hiddetini tazelemişti.Ulusal bir heyecanla bayrağa sarılmış ve evlerinin her yanını, adeta "biz buradayız, bizi yıkamazsınız" dercesine bayraklarla süslemişti.Bu olayın hemen arkasından gelen Cumhuriyet Bayramı ile bu heyecan sürmüştü.

Bunlar, ulusal içerikli ya da amaçlı konular karşısında insanımızın birlik ve beraberliğini göstermesi bakımından güzel şeylerdir.Ancak abartıldığı zaman bayrağımızın manevi değerini azaltan, kutsallığını zedeleyen boyutlara da
ulaşmaktadır.

Yaşadığım kent İstanbul'un ara sokaklarına girdiğimde, balkonların iç duvarlarına, balkonlardaki çamaşır iplerine ya da kaldırılmış pencere pancurlarının kenarlarına mandalla asılmış bayraklar görüyorum.Bunların çoğu zaman içinde
kaldırıldı.Fakat hala her sokakta birkaç evin penceresinde ve balkonunda belirttiğim şekilde asılmış, hatta bazı balkonlarda kurumak için asılan çamaşırlar arasında kalmış bayrakları bile görebiliyorum.Belli ki bunlar, dört ay önce asılmış va hala kaldırılmamış bayraklardır.Çünkü, isten ve az da olsa hala sobalı evlerin çıkardığı dumandan
rengi koyulaşmış.Türk bayrağının bu görüntüsü üzüntü vermektedir.

Anlatmak istediğim şu: Bayrağa gereken saygı, gerektiği gibi gösterilmelidir.Bayrak, hak etmeyenlerin saygınlığına alet edilmemelidir.Bayrak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin egemenlik simgesidir.
Bayrağın bu niteliği zedelenmemelidir.

NOT.Dağlıca baskınında PKK tarfından şehit edilen askerlerimiz için hareketlenerek evlerini bayraklarla donatan halkımız, Türk ordusunun sınır ötesi bir harekata başlaması ve başarı ile devam etmesi karşısında neden heyecansız kaldı anlamıyorum.Bu, bir anlamda savaştır ve bu savaşta da 12 (subay, astsubay, uzman çavuş ve er)
askerimiz şehit oldu.Burada verdiğimiz şehitlerimizin Dağlıca'da verdiğimiz şehitlerden farkı ne? Neden aynı duyarlılığı gösterip evlerimizi bayraklarla donatmıyoruz?

cdenizkent