Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Bayramın kutlu olsun ey dost

Fakiri, zengini bir tutmak güzel

Şu nefreti, kini unutmak güzel

Üç günlük fani ve yalan dünyada

Kardeşçe bayramı kutlamak güzel.

Abdülkadir Güler

Bir aydır birlikte yaşadığımız on bir ayın Sultanı Ramazan ayını geride bıraktık. Gelişi bir başka güzeldi, gidişi hüzünlü oldu. Seneye bir daha kavuşmak dileklerimle. İnsan olarak her türlü kötü düşüncelerden, kaygılardan, kin ve nefretten biraz olsun uzak, kalmıştık. Ben şahsen bu güzelim günlere yaşanan saatlere pek doyamadım, desem abartma yapmış saymam. Rahat ve huzur dolu bereketli anlar yaşadık. Yaşamaya yaşadık ama, geçen yıl birlikte aynı saflarda olduğumuz bazı dostlarımızı, arkadaşlarımızı bu yıl göremedik. Bakalım gelecek yıl kimleri öbür dünyaya uğurlayacağız. Ben bu satırları yazarken ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın şu ünlü “ SESSİZ GEMİ “ şiiri aklıma geldi.( usuma geldi de diyebilirim, bu Türkçemizin zenginliğidir. ) Şu kutlu Ramazan bayramında şairimizi rahmetle yâd etmekte geliyor içinden, adı geçen şiirinden bir iki dize sunmadan geçmek istemiyorum:

Artık demir almak günü gelmişse zamandan,

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

…………………………….

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol,

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

………………………………………..

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler,

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

………………………………………………

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti dönen yok seferinden.

Gerçekten bu gidenler neden dönmüyorlar? Şairin dediği gibi herhalde gidenlerin hepsi yerinde memnun olmalı. Onun için geri dönmüyorlar..

Ramazanın ikliminde yaşamak ne denli hoştur.. Bunu bilen biliyor, bilmeyenlere, duymayanlara zaten sözümüz ne ola ki gücü yeten, imkânı olan bu güzel günleri kaçırmamalıdır.. Elbette ki bu bir inanç meselesidir. Bu konuda hiçbir kimseyi de hor görmemeliyiz. İnsan olarak karşılıklı saygılı ve hoşgörülü olmak zorundayız. Herkesin inancı kendine.. Tutan tutar, tutmayan tutmaz, özgür bir çağda yaşıyoruz. Karşılıklı saygılı olmak zorundayız.. Ancak oruç tutmayanlarda oruç tutanlara karşı biraz olsun saygılı olmalıdır. Çağdaş olmanın gereği de budur bence.

Ramazandan sonra hep birlikte bir bayram ikliminde yaşayacağız. Bayramlar, toplum içinde yaşayan insanların neşe ve sevinç günleri olması bağlamında çok önemlidir. Vatandaş olarak bizlerin yaşantısında iki türlü bayram vardır. Bunlardan biri Milli bayramlarımız ve diğeri de dini bayramlarımızdır. Milli bayramlarımız değince: Cumhuriyet bayramı, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Gençlik ve spor ve Atatürk’ü Anma Bayramı, 30 Ağustos Zafer bayramı gibi. Bunlardan başka birde kurtuluş günlerimiz vardır. Bunları da bir kenara atamayız.

Bayramlar milli varlığımızın, milli birliğimizin ana kaynağıdır. Yüce milletimizin üstün kahramanlık günlerini yansıtır, bağımsız bir ulus olduğumuzun altın simgesidir. Dini bayramlarımız ise toplum yaşantımızda sevgiyi, barışı, dostluğu, kardeşliği pekiştirir. . Bayram sabahında sokaklara dökülün çocukların neşesi, sevinci bir başkadır. Tarif etmek bile zordur. Neşe içinde koşan çocukların sevindirmek, onlara harçlık, mendil, çorap, ufak, tefek çeşitli hediyeler vermek, oyuncaklar almak sevincin, coşkunun en güzselidir diyebilirim.

Eskiden bayram tebrikleri, bayram kartvizitleri vardı. Ne yazık ki yaşanan ve ilerleyen teknoloji bunları aldı götürdü, şimdi birkaç kelime ile cep telefonlarımızda yer alan mesajlar kaldı. Ben şahsen bu mesajlara pek alışamadım.Uyduruk, sevimsiz, soğuk mesajlar.. Ya gurbette geçen bayramlar, hüzün dolu anlar. Anadan, babadan uzak yerlerde kalanların bayramı bir ayrı duygudur. Bu duygu yumağı içinde yaşayanlar bilir.

Bayramlarda büyüklerimizi, yakın akrabalarımızı uzak, yakın demeden, yaşlılarımızı ziyaret etmek bir gelenektir. Bunları özellikle ihmal etmemek gerekir. Hastanelere, huzurevlerine, hapishanelere gitmek bir başka güzelliktir. Konuk, komşu ziyaretleri ihmal edilmemelidir. Bayram günlerinde şehit ve gazilerimizin ailelerini, çocuklarını da unutmamalıyız. Mutlaka ziyaret etmeliğiz.

Gurbet ve sıla hasreti bir başka tablodur. Sıla hasretini çekmeyenler bunu bilemezler, duyamazlar. Bu incelmiş bir şiir gibidir. Ama yazılmayan bir şiir.Gurbetin çocukları, gurbette yaşayanlar bunu daha iyi bilirler..

Kırgınlar, dargınlar bu bayram vesilesi ile barışırlar. Birbirlerine kardeşçe sarmaş, dolaş, kaynaşırlar. Kini ve nefreti bir başka tarafa atarlar. Şeytana lanet getirirler. Aslında şeytana lanet getirmek, kini, nefreti, garezi bir kenara atmakta er kişinin işidir. Tüm bunları yapmak çağdaş ve uygar her insanın yapacağı işlerdir.

Bayram dedik, nerden nereye vardık. Cümle okuyucularımızın bayramlarını en iyi dileklerimle kutluyor, sağlık, başarı ve de saygılar sunuyorum. Sözümü izin verirseniz “BUGÜN BAYRAM ” adlı şiirimle bağlamak istiyorum:


Bu gün bayram

Dostluk, kardeşlik, erdemlik

Yakın, derin ve uzak

Her yer gün aydınlığınca sıcak

Duman tütsün her ocak


Kardeşçe, dostça, merhaba

Bayramın kutlu olsun ey dost

Güvercin mavisi aydınlık

Defne yeşili huzur

Çocuklara salıncak

Ve her geline bir duvak


Bugün bayram

Küçük, büyük, herkese

Candan diyorum Merhaba

Tüm kötülüklere, çirkinliklere inat

Her şey gün aydınlığınca sıcak.


Bayramın kutlu olsun ey dost

Güvercin mavisi aydınlık

Defne yeşili huzur…


Abdülkadir GÜLER

( Yaz Güneşi Bengisi / Şiirler/ 2004 ).

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..