Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bayramların ardından!!!

Bayramların ardından!!!
 

Bütün anlamlı sözcüklerin iyi niyetle geleceğe dair güzel temennilere dönüştüğü ancak gerçekte birçoğunun anlamından uzaklaşarak yerini yine hüzünlere bıraktığı bir bayramı daha geride bıraktık. Milli ve dini olarak önemli sayılan gün veya günlerin sevinç ve neşe içinde kutlanmasına bayram denilmektedir. Gerek değişik anlamlar yüklenmesi ve gerekse de kutlanma şekli bakımından birbirinden farklı görünse de bayramlarda verilen mesajlar ve temenniler büyük benzerlik gösterir. Bayramların huzur, mutluluk ve sevinç kaynağı olarak algılandığı toplumda; saygı, sevgi, barış, kardeşlik, hoşgörü, yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma gibi birçok kavramın “ortak” paydada buluşması ve toplumun her kesimi tarafından benimsenmesi istenir.

Dünyanın birçok yerinde değişik şekillerde kutlanan çok sayıda bayram bulunmaktadır. Sosyal, kültürel, dinsel, tarihsel, psikolojik, ekonomik ve çevresel vs. gibi bir veya birden fazla faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkan bayramların birçoğu bugün gelenekselleşerek kutlanmaktadır.

Çok fazla sayıda anlam yüklenmesinden olsa gerek çoğu zaman gerçekleşmez arzulanan güzellik ve iyi niyetler. <ı>“Nerde o eski bayramlar” hayıflanması bunun en tipik belirtisidir. Bu yıl da güzel bir hayatın en belirgin göstergeleri olarak kabul edilen neşe ve sevinçler yine gölgede kalmış görünüyordu bulutlu ve yağmurlu geçen bir bayramın ardından. Filizlenmesi yasaklanmış çiçekler gibi ya hiç görünmediler ya da fark edilmediler göründüklerinde. Hâlbuki onların varlığında günler özel anlamlar kazanıp bayrama dönüşüyordu. Çünkü tek başına ortaya çıkamıyordu bu kavramlar onların varlık sebebi olan mutluluk olmadan. Oysaki mutlulukların paylaşılması değimliydi bayramlar? Mutluluk değimliydi gönülleri neşe ve sevinçle dolduran aydınlık bayram günlerinde.

Sevinç ve neşenin daim olması gerektiği, insan ve toplumsal dayanışmayı hoşgörüyü ortak üstün değer sayılarak kutlanması gereken bir bayramdı geride kalan. Bayramların gücü ve etkinliği insanlar arasında birlik ve beraberlik oluşturacak güçte iken tebrik ve temennilerin sınırlandırılarak belli kesimlere gönderilmesi sevinçlerin kitleselleşmesini engellemektedir. Hoşgörü ortamında saygı ve sevginin oluşmadığı ve kendilerinden olmayanın farklılaştırıldığı durumlarda bayramları bütünleştirici işlevinin giderek zayıflamasına neden olmaktadır. Hâlbuki temel işlevi kutlandığı toplumun ortak üstün değerlerine yakınlaştırıcı ve birleştirici etki yaratması beklenir bayramların. Her seferinde samimi duygularla kutlanılması gerektiği telkinlerine rağmen, ya teknolojinin hayatımıza gereğinden fazla yerleşmesinden ya da yapmacık ve şekilciliğin her geçen gün pirim yapmasından dolayı sanal duygular daha fazla hâkim olmuştur toplumda.

İnsan ve toplumları bir arada tutan en etkili bağı oluşturan olgular ortak matem ve sevinç günleridir ve ancak bütünleşmiş toplumlar bayram ve matem günlerini ortak bir şekilde kutlama becerisine nail olmaktadır. Bu ortak paydanın gerçekleşmesi insanı “insanlık kimliği” içinde birbirine yaklaştıracaktır.

Toplumun bir bütün olması ise zorunluluktan değil ancak gönül birliğiyle sağlanması ile mümkündür. Göstermecilikten sakınarak gerçek anlamda duyguların paylaşıldığı ortamlarda gerçek dayanışma ve birliktelik, karşılıklı saygı ve sevgi birbirini besleyerek işlevsellik kazanacaktır. Bunu sağlamanın yegâne yolu ise kullanılan kavramların sözde değil, özde yani uygulamaya geçirmekle mümkün olacaktır. Özde hayatın vazgeçilmez kaynağı olan umutların yarınlara çekilen özlemi canlı tutmaya devam etmesi dileklerimle herkesin bayramını kutluyorum.<ı>

<ı>

<ı>

<ı>Not: Adıyaman'da Bugün Gazetesi (23.09.2009)

<ı>http://www.adiyamanhaber.com/

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara