Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '08

 
Kategori
Güncel
 

Bayramsız bayram.

Bayramsız bayram.
 

Atatürk ve çocuk


Çok şey yazmak istiyorum. Hatta bağırıp, çağırmak istiyorum. "Haksızlık bu!" demek istiyorum.

Çünkü herkes gardını almış kendi tarafını koruyor. Memleket "body guard" doldu. "Koruma" demek seviyemizi düşürdüğü için ötekini kullanıyoruz.

Kur'anda bahsedilen, "şak-kul kamer" hadisesindeki (1) gibi ülkem insanı, tam ortasından ikiye ayrıldı. Biri bir tarafa, diğeri öbür tarafa düştü. Şimdi biz, bir fidanın diken açmış iki dalıyız." Birbirimize batmaya devam ediyoruz. Ne mutlu bize! Mutlu bayramlar.

Anamın örtüsü, bacımın örtüsü, kamusal alan, laiklik, irtica, dincilik, türban vs. Say, babam say! Hala, "biz başörtüsüne karşı değiliz ama..." şeklindeki kusturucu ve fıtık edici laflar devam ediyor. Akşam gene dinledim. Ben duymaktan bir hal oldum, onlar tekrarlamaktan bıkmadılar.

Bunları niye yazdım.

Ortada, Avrupa Parlamentosu'nun bile inandığı bir Ergenekon meselesi var ama basının bir kısmından çıt yok. Bağlantılar, "kör"ün bile göreceği kadar berraklaştı. Fakat bilinmeyen bir nedenle "görmemeye" devam ediliyor. Hatta, "yok böyle bir şey" bile deniliyor. Vatan için, " kurşun atan da kurşun yiyen de birdir ya, " ondan olmalı.

Ortada CHP'yi ilgilendiren bir "kayıp trilyon" davası var ama basının bir kısmı bunu uzaktan görüyor. İşin garip tarafı, savcının tutumu da aynı... Yani ortalık bangır/bangır, bangırdamıyor.

Ortada RP'nin "kayıp trilyon davası" varken eski Yargıtay Başsavcısı, dosyayı ilgili savcılığa göndererek dava açtırmıştı. Yenisi CHP'ye dava açtırmıyor sadece mahkemeye, "alın şu dosyayı" diyerek, sanki elini ateşten koruyor. Çünkü dava açtırdığında, "iyi saatte olsunlar" dan alkış gelmeyeceğini biliyor. Hatta belki azarlanacağını...

Ortada, Onur Öymen'in kırdığı bir pot var. Başörtüsü "nazi gömleği gibi simgedir" demiş. Hürriyet bunu haber yapınca, "öyle demediğini" anlatmış. İş tam tatlıya bağlanmışken, röportajı yapan kişi Öymen'in ses kayıtlarını internete koymuş.

Yani adam, "Öymen öyle söyledi" diyor. Zaten Onur bey, yerli televizyon konuşmalarında da benzer ifadeler kullanıyordu. Fakat o, bizim mahallede oturduğu için sözleri dile dolanası değil, gizlenesi oluyordu.

Ortada, Amerika'da Türk Derneklerine üye bazı kadınların Dışişleri Bakanı Rice ile senatörlere gönderdiği, "AKP'nin kapatılmasına karşı çıkmayın" konulu mektuplar dolaşıyor. Bilinen kaygılarla bunlar pek umursanmıyor. Türk Yargısı'nı şikayet sadedinde de görülmüyor. Çünkü onlar bizim kurtuluşumuz için çalışıyor. Biz bu cumhuriyeti bedava bulmadık. Kanla irfanla kurduk. O zaman AKP taifesi var mıydı? Demek ki onlarsız da oluyor!

Ortada, AKP millekvekillerinin AKPM' ni, bildiri yayınlamaya zorladıkları iddiası varken, olayın üzerine balıklama atlanmış herkes, "ülkeyi jurnallemekten, yargıyı etkilemeye kadar" ağzına geleni söylemişti. Bağırıp, çağırmış, işin faillerini eleştirmişti. Çünkü onlar karşı mahallenin çocuklarıydı ve bunu haketmişlerdi.

Ortada, başbakanın yeni tedavüle çıkmış, "ayaklar baş oldu" lafı dolaşıyor. Herkes sözü bir yerinden asılarak, bilinçaltında biriktirdiği tepkiyi boca ediyor. Böylece muarızlar, Tayyip bey'i küçültmek isterken daha da büyütüyor.

Sendika liderlerinin Taksim Meydanı'na niçin, "Arafat" muamelesi çektiği sorgulanmıyor. Birileri kalkıp ta, "Kardeşim! Galiba siz, işçi bayramıyla, "haccın farzı olan Arafat vakfesini" birbirine karıştırdınız" demiyor. Taksim meydanı "nasla sabit bir kutsal mekan" mıdır ki, üzerinde bu kadar ısrar ediliyor. Bayramı başka yerde kutlasanız haccınız mı bozulacak?

Daha önce Çağlayan'da kutladığınız 1 mayıs bayramları umre niyetine miydi, yoksa kazaya mı bırakmıştınız?

Yazık ki Baykal, Başbakan için söylediği, "Pişkindir, fütursuzdur, patavatsızdır; ar damarı çatlamış olması lazım" gibi nezih sözleriyle bile gündem oluşturamıyor. Medya CHP liderine karşı çok duyarsız davranıyor. Eğer vaziyet böyle devam ederse, CHP seçim kazanıp iktidar olacak diye, daha çok bekleyeceğiz.

Ufukta böyle bir ihtimal görülmeyince de CHP'yi iktidar yapmak için, hükümete bir sürü suçlar yükleyip; ordudan, yargıdan, Rice' den medet umuyoruz. Jurnallemeyi biz yapınca normal sayıyoruz da, başkası yapınca çileden çıkıp, kızıyoruz. Bizdeki bu garipliğe, tez zamanda bir çare bulmak gerekiyor.

Üst katlarda yolculuk edenlerin, alt katlardakilerle aynı gemiyi paylaştıklarını unutup, onu batırmaya kalkmaları ne büyük aymazlıktır, Ya Rabbim.

Resim:www.kalem.biz/images/ataturk_23.jpg

(1)-Kamer suresi, ayet 1. "Kıyamet saati yaklaştı ve ay yarıldı."

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..