Bazı aşklar ....

Bazı aşklar yama gibi...

Bazıları da kanal tedavisi görmüş bir dişin üzerine yapılan kaplama... Sinirler alındığı için his yok. Acı yok!

Gerçeğinin yerini tutmuyor, içi çürük olsa da idare ediyor...

Uzaktan gören, gerçek sanıp imreniyor...

<ı>Doktorların dediğine bakılırsa insanın kendi dişi gibisi yokmuş!

Dilerken dikkatli olmak lazım...

Ne istediğinizi bilmezseniz, hayatın karşınıza çıkarttığı biri ile saklambaç oynamak zorunda kalırsınız!

Siz elma olursunuz o armut...

Birbirinize karışmazsınız,

Anneniz seslenince de eve gidersiniz!

Hava kararır, yemek yenir, dişler fırçalanır, yatarsınız... Sabah kalkınca, hani siz elmaydınız?

Bazı aşkların yedek parçası,

Bazılarının da garantisi yok!

Sıfır faizle âşık olalım diyoruz...

Memlekette kriz var diye cesaret edemiyoruz!

“Aşkın gözü kördür” diyorlar ya!

İnsan doğuştan mı diye merak ediyor...

Bazı aşklar, karşıdan karşıya geçmeye çalışan çocuklara edilen yardım gibi...

Elinden tutuyorsunuz, yolun diğer tarafına geçince, işiniz bitiyor, sırtınızı dönüyorsunuz...

Bazı aşklar çantanızda taşıdığınız kraker gibi...

Otobüsteyken atıştırıyorsunuz, ışıklı, çeşidi bol bir lokantaya geldiğinizde unutuyor, karnınız doyunca bayatladığı için atıyorsunuz...

Bazı aşklar yaşlılara otobüste yer vermek gibi...

Aslında oturmak istiyorsunuz, ayıp olmasın diye biraz da mecburiyetten kalkıp, ayakta gitmekten yorulunca pişman oluyorsunuz...

Bazı aşklar su gibi... Berraklığına aldanıyor, içmeden acı mı tatlımı, soğuk mu sıcak mı anlayamıyorsunuz...

Bazı aşklar trafik kazasında kaybettiğiniz uzvunuz ... Yokluğunu sürekli hissediyor, uyurken kaşındığında sanki varmış gibi her devasında arıyorsunuz...

Bazı aşklar kumdan kaleler gibi... Haşmetli, yıkılmaz duruyor... İlk çıkan rüzgârda yerle bir oluyor...

Bazı aşklara “ikinci bahar” deniyor... Ne hikmetse tekrar hava soğuyup kar yağınca çiçekler dökülüyor...