Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

17 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

BDP'li yöneticilerin düz kontak siyaseti

BDP'li yöneticilerin düz kontak siyaseti
 

Demirtaş


İnsan biraz düşünür, biraz analiz yapar, biraz bağlantı kurar böyle düz kontak siyasetle bu kıvrımlı dağlar, taşlar, vadiler aşılmaz. Böyle tepkisel, peşin hükümlü, duygusal dışa vurumlar ile menzile varılmaz. Gerçek mücadele sahipleri, karınca kararı kazanımlara dahi büyük değer atfederler.

Gandi’den, Luther’den, Mandela’ya kadar bu hep böyle olmuştur. İnsanın bir mücadelede başarı elde etmesi için; karşisında dahi olsa, diğer tarafın savaşina, çabasina hatta korkusuna dahi saygı göstermesi lazım. Bir mücadeleyi kutsal kılan temel kıstas budur. Gandi, bağımsızlık mücadelesini neredeyse İngilizlere saygı üzerine kurmuştu. Tarh bilincinden yoksun insanlar ortamı tarama ruhundan yoksun olurlar. Tarafların dirençlerinden,sorumluluklarından, yüklerinden, nirengi noktalarından, bi haber adeta ayaklarının altına konmuş düz bir tahta üzerinde sağına, soluna bakmadan yürürler en ufak bir kımıldamada yolun sonuna geleceklerini zannederler. Bunlar için hayat siyah ve beyazdan ibarettir. Bundan dolayı zıtlık dualitesinde savrulup durdukları için denge yasasından haberleri yoktur. Ne istediklerini bilmedikleri için verilenin ne olduğunu da bilmezler. Bir mücadelede, bir kazanımda muhtelif tarafların payını göz ardı etmek nihayetinde kendi payına yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Bir değer ancak bütün tarafların hakkı teslim edilerek yaratılabilir. Bu belki de köleliğin kaldırılmasında, karşi çikan efendilerinin payını anlamak kadar feleğin çemberinden geçmiş ince ve nazik bir konudur. Çünkü gerçekte siyaset öyle zarif ve ince bir sanattır ki, saplantı, statüko, kalıpçılık, bencillik gibi kaba saba şeyler onun iğne deliği kadar daracık sokağından içeri dahi giremez. Sadece insanların duygularına oynayarak yada duygularıyla oynayarak dünyanın realitesini değişeceğini düşünmek kötü niyet değilse bile duygusal bir saflıktan başka bir şey değildir.

Sözün burasında Kürtçe ögrenim gibi yakın bir zamana kadar insanların sözünü etmekten dahi ürktügü bir kazanıma kazık çakmaya çalismak baltayı ayağına vurmaktan başka bir şey değildir. Kürt meselesi konusunda Erdoğan, gibi bir niyetten faydalanamamak, onun hakkını teslim etmekten korkmak kadar zayıf bir zihniyete sahip olmak kendini tüketmekten başka bir işe yaramaz.

Bilinen bir ögrenci psikoloji var: Not az olunca ‘Öğretmen vermedi’ , çok olunca ‘ben aldım meselesi‘. Sonuçta haklar ve kazanımlar: Karşilıklı saygı, feragat, iyi niyet, dürüstlük,birlik, yardımlaşma, adalet, eşitlik, açıklık, cesaret, özgüven gibi düşünsel ve hissel ulvi değerlere dayanan hukuki ve vicdani meselelerdir . Yoksa, ilişkiler kör bir kuyunun nankörlüğünde kaybolmaya mahkum olur ki, bu insanlık adına kör bir pencereden dışarıya bakmaya zorlanmak gibi, ‘AÇIK GÖZ’ Bir körlükten başka bir şey değildir.

Ve tarih bize şunu ögretmistir ki, ne istediklerini bilmeyenler nasıl alacaklarını da asla bilmezler.

(m.ali şirin tarih ögrt) 

NOT:. Demirtaş ve Bahçeli gibi birbirinin zıtt olan iki yönetici bu konuya ihanet demek konusunda birleşiyorsa mantıkende Başbakan Erdoğan, doğrusunu yapıyor demektir.

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara