- Kategori
- Siyaset
BDP'nin Karadeniz Gezisi Üzerinden Protesto Kültürünü Tartışmak
- BDP heyetinin Karadeniz gezisi Sinop ve Samsun’da yaşanan olaylardan sonra iptal edildi. En azından benim beklediğim bir sonuçtu. Zira az buçuk ülke siyasal gündemini takip eden herkes bilir ki böyle bir gezi şu zamanda ciddi bir takım olayların çıkabileceğine neden olabilirdi?
- Nitekim çıktı da…
- Olayların az hasarla atlatılmış olması ise sanırım bir şans olsa gerek.
- Her kötü olay sonrasında bir de olaylara iyi yönden bakmak gerektiğini düşünüyorum.
- Yaşanan olaylardan sonra gerek siyasal partiler ve gerekse de ulusal basın konuyu gündeminin birinci sırasına aldı ve birçok köşe yazarı ve program yapımcısı olaylara neden olan birkaç bin kişiye ilişkin eleştirilerini yaptılar. Konu halen tartışılmakta ve demokratik tepkinin ne olması gerektiğinin altı çizilmekte.
- Bu tartışmaların ülkenin farklı farklı bölgelerinde özellikle milliyetçi hassasiyeti yoğun olan kesimlere ilişkin zihin açıcı sonuçlar doğuracağını düşünüyorum. Bu haliyle yaşanan gelişmelere baktığımızda toplumun bu süreçten önemli dersler çıkartacağı kesin.
- Hemen şöyle bir soru sorarak düşüncelerimizi açmaya devam edelim.
- “BDP heyetine halk tepki göstermemeli miydi?”
- Bence göstermeliydi.
- Evet, bu kadar yalın ve net… Bir şekilde vatandaşın benimsemediği fikirlere ilişkin protesto hakkını kullanması gerekiyordu.
- En nihayetinde protestolar demokratik bir haktır ve her yurttaş için vazgeçilmezdir.
- BDP heyetine ilişkin Sinop ve Samsun’da yaşananlar, protesto kültürünün ne olması gerektiğinin tartışılmasına ve yanıtının bulunmasına toplumumuzu taşıyacaktır. Zira bu ülke de protesto kültürünün yeterli ölçüde kavranamamış olması, protesto adına linç kültürünün gelişmesine neden olmuştur. Yoksa protestonun kimseye bir zararı yoktur, aksine var olan bir sorunun demokratik düzeyde tartışılmasının yegâne aracıdır protesto.
- Bizde protestolar valilik iznine tabi olduğu için, devlet izin vermediği protesto gösterilerine şiddetle karşılık veriyor ve protestoya katılan sosyal kesimi kamuoyu nezdinde adeta öcü misali göstermeye çalışıyordu. Birçok demokratik hak taleplerinin ve protestoların bu ülke de devlet tarafından nasıl provoke edildiğini biliyoruz. Oysa aynı devletin Sivas Madımak katliamında, nasıl tavır takındığını ve insanların nasıl yakıldığını izlediğini de biliyoruz. Protestoya şiddetle tepki veren devlet, linç kültürünü Sivas Madımak örneğinde olduğu gibi birçok yerde izlemiş, hatta çanak dahi tutmuştur. Sivas Madımak sonrasında dönemin Başbakanı Tansu Çiller hatırlayın, mecliste nasıl bir konuşma yapmıştı? Dönemin Başbakanı Tansu Çiller Aziz Nesin’i hedef göstermiş ve linç girişiminde bulunanlara sahip çıkmış, ölenlerin adını dahi ağzına almamıştı. Ülke başbakanının linç kültürüne sahip çıkması tabi ki linç kültürünün gelişip serpilmesine neden olacaktı. Hele ki sırtında ciddi bir Kürt Sorunu olan ülkede linçe teşne, en küçük bir kıvılcımda patlamaya hazır ve nazır çok vatansever! yurttaşlar mevcut.
- BDP heyetinin Karadeniz gezisi riskli de olsa, ciddi bir tartışmayı ülkenin gündemine taşıdığı için önemli işlevi yerine getirdiğini düşünüyorum.
- Örneğin bu olaylardan hareketle, ülkenin en milliyetçi partisi MHP’nin Diyarbakır’da miting yapabileceğini düşünebilir miyiz?
- Bence düşünebiliriz.
- Hatta MHP geçtiğimiz seçim dönemi öncesinde Diyarbakır’da miting yapmış, herhangi bir sorunda çıkmamıştı. BDP’nin aynı MHP ayarında ülkenin dört bir yanında miting yapabilecek hale gelmesi gerekiyor. Hem Türkiye’nin normalleşmesi, hem de Türk ve Kürt vatandaşlarının, diğer etnik kökenden yurttaşların ilişkilerinin gelişip serpilmesi açısından bunun önemli olduğunu hatırlatalım. Ne İnegöl, ne Dörtyol nede başka provakasyonlar…
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..