- Kategori
- Bebek - Çocuk
Bebeğim erken gelinecek bir dünya değil...

"Minik minik kolları düşmüş iki yanına/başı düşmüş yastığa uyuyor mışıl mışıl.. Eeee bebeğime eee..." Kayahan ne kadar güzel anlatmış....
Sağdan soldan duyardık prematüre bebeklerin doğumunu, sanki hep başkalarının oluyor sanki hiç bizim başımıza gelmeyecekmiş gibi dinlerdik. Fakat çok yakınımızda olabileceği ihtimali gelmezdi aklıma..
Bir gün bizimde böyle bir bebeğimiz oldu... Sevinsek mi üzülsek mi bilemedik. O an hangi duyguları yaşayacağımızı kestiremedik. Çünkü doğum annenin sağlığı açısından acil olarak yapılması gerekiyordu. Annenin hayati tehlikesi bulunuyordu... Bebeğin normal doğmasına daha çok vakit vardı...
Fakat bizim ufaklık acele ediyordu dünyaya gelmek için.... Halbuki bebeğim erken gelinecek, merak edilecek bir dünya değil.. Dur durabildiğin kadar orda.... Senin için en güvenli en huzurlu yer orası şuan.... Bunu ileriki yaşlarında öğreneceksin zaten...
Tabi bebeğimiz bizim bu temennilerimizi dualarımızı dinlemedi acil olarak bebeği aldılar ve güçsüz bir bebek olarak gözlerini açtı bu sevimsiz dünyaya... Yaşaması için yardım gerekiyordu... Hemen kuvöze alındı... Uzaktan ilk gördüğümde korktum bebeğimiz için.... "Sen nasıl büyüyecek de adam olacaksın" dedim içimden?.. Çok savaş vermen gerekiyor bebeğim çokkk....
Avucuma alsam anca sığardı, kaşık kadar surat eller kollar helede parmaklar.... Doktorlar Annenin de bebeğinde sağlıklarının o an iyi olduğunu söylediler fakat bebeğimize yardım gerekiyordu hayata tutunabilmesi için... Beklemeler on gün sürdü...Beklemek her yerde zor hele de hastane koridorlarında...
Sonunda minik bebeğimizin kendi kendine nefes almaları düzene girince kuvözden çıkarılıp eve taburcu edildi... Her şeyi minicik her şeyi özeldi... Prematüre bebekler için bezler, mamalar zıbınlar alınıyordu. Özel yünden yatak yapıldı içinde sıcacık yatması için.. Çok minik olduğu için vücut ısısı düşük oluyordu. Midesi normal bebeklere göre minicik sindirim sistemi zorlanıyordu... Ağzı dili nohut kadar olduğu için annesini veya mamsını yerken çabuk yoruluyordu..
Fakat bizim bebeğimiz azimliydi, çalışkandı, hayata dört elle tutunmak istediği belliydi... Prematüre bebekler bu dönemlerinde daha çabuk toparlanırlarmış iyi bir bakımla. Bizimki de maşallah bizi pek üzmeden ele avuca gelmeye başladı...
İlk zamanlardaki nasıl adam olacak korkumuz gitmişti artık... O bir damlacık bebek bile yaşamak için normal bebeklere göre daha fazla mücadele verdi.... Onun o mücadelesi bize de güç verdi... Hergün büyüdü biraz daha büyüdü... Bir ay geçti beş ay geçti... Yıl oldu... Bir yıl geçti, 3 yıl geçti şuan altı yaşında... Kocaman bir kız oldu artık... Utandırdı beni ''nasıl adam olacak'' dediğim için.. Ve artık okula başladı bizim bebeğimiz...
Hayata tutunuşun için seni tebrik ediyorum bebeğim..
Hayatının bundan sonrası için bütün kolaylıklar önüne serilsin inşlallah, senin ve tüm çocuklarımız için..