Bebek yüzlü bakanlar, başbakanlar, devlet başkanları

Avusturya Dış İşleri Bakanı Kurz’a bakın; çok genç, temiz bir yüzü var. Kanada Başbakanı Trudeau’ya bakın, bütün kızlar hayran, çok genç ve bebek gibi yüzü var. Fransa devlet başkanına bakın, Macron; hem çok genç hem çok masum, tertemiz bir yüzü var.

Eskiden erkek dedin miydi şöyle sert, yanık yüzlü, güneşten adeta derisi kalınlaşmış, yüzünde derin çizgileri olan, sigara reklamlarındaki gibileri makbuldü. Şimdinin modası, genç, yüzünde hiç çizgi, kırışık olmayan, masum, temiz, bebek yüzlü olanlar. Sinema dünyasında, moda dünyasında veya belli sektörlerde böyle tiplerin revaçta olması tamam, eskiden balkon çocuğu veya muhallebi çocuğu derdik. Ama mesela askerlik mesleğinde böyle tiplere pek alışık değiliz. Keza ses tonu da, diksiyon da öyle: Mesela eskiden “e”leri açık “e” yani a gibi okuyan erkekler, yani “sen” yerine, “san” diyen erkekler pek tutulmazdı.

Devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar bütün milleti idare ediyorlar. Millet dediğin milyonlarca insan, içinde her tipten insan var. Fakat zaman ilerliyor, zaman değişiyor, değer yargıları değişiyor. Düşünün ki, milletin yarısı bayan ise; eğer nüfus da genç ise bu demektir ki genç kızlar epey bir bölüm oluşturuyor toplam nüfus içinde, yani toplam oy kullananlar içinde.

Yukarıda isimlerini arz ettiğim, bakan, başbakan, devlet başkanlarının seçilmesinde, yakışıklı olmalarının, temiz yüzlü, güzel yüzlü, yakışıklı olmalarının etkisi yok diyebilir mi siniz. Bence tam tersi. Bence her meslekte olduğu gibi politikada da çok yükseklere çıkabilmek için, zeka, beceri, bilgi, çalışma, tecrübe gibi vasıfların yanında, güzellik veya yakışıklılık ve karizma da çok ama çok büyük büyük bir rol oynuyor. Ne kadar büyük diye mi soruyorsunuz, söyleyeyim, bence en az yüzde otuz.