Bebekler

“Bebekler, gökyüzünden düşen yağmur damlaları gibidir. Bu yağmur damlaları bazen göle, bazen Mercedes’e bazen çöplüğe düşerler. Göle düşen yağmur damlaları şanslıdırlar.” Bu güzel söz bu ay Dost yayınlarından "Iskalanan gençlik" adlı kitabı çıkan sevgili dostum Prof. Dr. Psikiyatr Ünsal Söylemezoğlu'nun adı geçen kitabının giriş kısmından alınmıştır, bu kitabı okuduğunuzda çocuğunuzla, sevgilinizle, ailenizle ilgili sorunları çözmede bir kılavuz bulacaksınız tavsiye ederim okuyun. Başlangıçta çoğumuz Mercedes’e düşen bebeği şanslı olarak düşünürüz değil mi? Oysa uygun yerde olmalıdır insan eğer bebek bir yağmur damlası ise suyla buluşmalı, yaprak ise ağaçla, ormanla buluşmalı. Bu söz aynı zamanda anne ve babalara da çocukları için göl olmayı tavsiye ediyor, huzur ve ona güven veren bir ortam sağlamayı öneriyor. Güven yalnızca çocuğun ihtiyacıdır çünkü. Değişen zaman anne babaların da aklını karıştırmış durumda, çocukları yaşayacakları dünyaya bırakırken nelerle donatmak gerekiyor, bunun bilincinde olan ne kadar ana baba var acaba? Çocuklar tümüyle iyiliklerle mi beslenmeli, kötülüklerle mi, her ikisiyle de mi? Her ikisiyle de diyeceksiniz doğal olarak. Peki, iyilikler kötülüklere yenilirse ne olacak? Çünkü kötülükler her zaman azgın ve pervasızdır. İnsanın içindeki haydudu yok etmek mümkün müdür? Hayır. O zaman iyilikler savunmasız ve korumasız ve hatta kötülükler bu dünyada güçlü ve egemen. Bakınız çevremizde ve çevremiz dışında olanlara. ABD Irak’ı işgal etti üç milyondan fazla insan öldü. İkinci dünya savaşında kırk beş milyon insan öldü. Suriye’de her gün onlarca kişi öldürülüyor Bu örnekleri çoğaltmak çok kolay. Peki bizler de kötülerin saflarına mı katılalım. Tabii ki hayır. Ama İsmet İnönü’nün o ünlü sözünü unutmayalım kötüler kadar cesaretli iyiler olmadıkça dünyayı kötüler ve kötülükler teslim alacaktır. Görünen o ki henüz cesaret iyilerin mahallesine uğramamış. Bebeklerin çöplüğe düşme ihtimali çok fazla.