Beckham mı efsane?

Pele onun için “pop star” dedi , Maradona “o bir yıldız gibi parlamıyor” dedi…

Şüphesiz David Beckham son yılların en çok tartışılan futbol “yıldız’ı”. İşte kısa bir özgeçmişle David Beckham…

Manchester United altyapısında uzunca bir süre top koşturduktan sonra A takımına yükselir ve gerek futbolu gerekse alışılmışın dışında saç stilleriyle İngiliz taraftarların ilgi odağı olur. Beckham yalnızca taraftarın değil , İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in de ilgisini çeker ve sansasyonel kişiliğine layık görülen “Sir” ünvanıyla onurlandırılır. Basamakları hızla tırmanan Beckham Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupasında milli takımını en iyi şekilde temsil eder ve dünyanın her yerinden kitleleri peşinden sürüklemeye devam eder… En son İspanyol Dev’i Real Madrid’e astronomik bir rakama transfer olan Beckham artık saç stili, isabetli pasları ve muhteşem frikikleriyle bir ekoldür…

“Dannnnnn! Beckham Türkiye’de!” gibi bir giriş yapsaydım daha mı heyecanlı olurdu dedim biran ama sanırım bu da yeterince etkileyici. David Beckham’ı tanımayan varsa diye kısa bir özgeçmiş yazdım. Gerçi bizim gibi futbolla yatıp futbolla kalkan hatta Dünya Kupası’nda resmi tatil ilan edilen bir ülkede Beckham’ın tanınmamasına imkan yok ama olur ya hani… Özgeçmişi biraz abartmış olabilirim ama idare edin işte. Beckham okusaydı “ben yıldızım, ben yıldızımmm” diye gezmeye başlardı herhalde.

Aslında bu konuyu farklı bir şekilde sitede yayınlamayı düşündüm ama maalesef elimde o kadar imkan yok. Aklımda şöyle Telegol gibi spor programı isimli ama olayla alakasız bir ortam yaratmak vardı. Diğer editör arkadaşlar da gelecekler, güzel bir stüdyo ortamı yaratılacak ve hep beraber Beckham’ı masaya yatıracaktık. Hep bir ağızdan konuşacağız, uykusuzluktan herkes saçmalamaya başlayacak, sonunda sabaha karşı münasebetsiz bir editör arkadaş (bu ben olabilirim) çıkıp “abi bir de Beckham vardı değil mi?” gibi bir soru patlatacak ve bu da sanırım sizlere “reklam arası” olarak yansıyacaktı. Bütün gece Beckham hakkında konuştuktan sonra böyle bir soru sorulursa artık o editör arkadaş tatmin olmamış demektir ve reklam arasından sonra Beckham canlı bağlantıyla stüdyoya tabir-i caizse “konuk” olur. Bu da kesmezse dev ekrana Beckham’ın o hafta oynadığı maçlardan tartışmalı pozisyonlar konulur ve bütün bir hafta “oynatılır”. Sonunda editörlerden biri ağzından okkalı bir küfür kaçırır ve buyrun cenaze namazına. Ertesi gün haberlerde de “Dannnn! Beckham Türkiye’de” haberiyle karşılaşabiliriz. Şaşırmak yok, burası Türkiye!

Stüdyodan çıkıp internet ortamına geri dönelim isterseniz. Madem otoritelere göre o kadar iyi bir futbolcu değil(?) , Beckham denen Anglo- Saxon eleman nasıl bu kadar popüler? Malumunuz, son yıllarda Ronaldo dışında topu alıp rakip defansı boncuk gibi ipe dizen cambaz abiler pek sık yetişmiyor. Artık futbol yalnız bir spor değil, bir market ve bu markette bir ürün nasıl yaratılır bunu hep beraber Beckham örneğinde izledik. Neden onun her attığı adım bu kadar büyük bir etki yaratıyor? Efendim, Adidas Genel Müdür’ü odasında oturuyor “Çağırın bana yardımcımı” diyor ve başlıyor… ”Bak oğlum Beckham diye bir genç türemiş, bu elemanı alın, kramponunu, parfümünü çıkartın. Her hafta bir dergiye kapak olsun ve Uzak Doğu’da binlerce insana şov yapsın. Zaten artık her atacağı adam olay olacak…”

Anlayacağınız, çağımız futbolcularında stil, trend gibi konseptler artık futbolun kendisinden daha ön planda. Artık yıldızlar, sağladıkları kar marjıyla yıldız oluyor. Pele veya Maradona gibi isimler de yıldız değil “efsane” oluyor.