Bekaret Pazarı

Bulgar kadınları yeni bir kazanç yolu bulmuş!

Türk erkeklerini dolandırıyorlar.

Nasıl mı? Onlarla bir alışverişe girişiyorlar. Ama alış oluyor da, veriş gerçekleşemiyor. Çünkü Bulgar kadını, tam bu noktada ortalıktan kayboluyor.

Alınan ne? Para tabii ki. Şöyle birkaç bin „Euro“luk bir meblağ! Veren kim? Türk erkeği. Alan kim? Bildiniz. Bulgar kadını! Peki karşılığında verilecek olan ne? Söz konusu Türk erkeği olduğuna göre, bu parayla bir kadından almaya çalıştığı şey, bilin bakalım acaba ne? Nasıl, yandı mı bir ampul kafanızda, aydınlandınız mı? Evet, tam da o aklınıza gelen şey.

Bu şeyin ne olduğunu birkaç satır aşağıda açıklayalım.

Peki, nasıl oluyor bu iş? Hürriyet gazetesi yazarlarından Suat Türker’in 24 Nisan tarihli köşe yazısında anlattığına göre, Bulgar kadınlarından oluşan bir çete, sürekli Türk erkeklerini dolandırıyormuş. Bu kadınlar, telefonda konuştukları Türk erkeklerine şöyle söylüyorlarmış: “ Sana aşığım. Seni seviyorum. Bana acele para gönder. Yanına geleyim. “

Bu cümleleri duyan Türk erkeğinin derhal aklı başından gidiyor, mantığı iflas ediyor, kalbi yerinden fırlıyor, karnına kelebekler doluşuyor, işi gücü bırakıp bankaya koşuyor ve derhal telefon eden kadına istediği parayı gönderiyor. Hatta bazı olaylarda, kadın borçları olduğu için çıkış alamadığını ifade edince, tekrar tekrar para gönderiyor. Paralar yerine ulaşıncaya kadar bizim sevdalı, kendisine gönderilmiş herhangi sarışın bir kadın fotoğrafına bakarak hayaller kuruyor. Ama parayı havale ettikten sonra, kendisine verilmiş olan bilumum telefon numaraları, internet adresleri vesaire bir anda ulaşılamaz hale geliyorlar. Fotoğraftaki sarışını koydunsa bul! Bizimki de eli böğründe kalakalıyor.

Peki ama, Türk erkeklerinin aklını böylesine başlarından alan şey neymiş? Neden telefon konuşmasından sonra, adeta büyüleniyorlar ve söylenenleri harfiyen yapıyorlar? Ortalıkta başka kadın mı kalmadı? Nedir Bulgar dilberlerinin Türk erkeklerini bir anda dize getiren ve kıymetli paracıklarını ayakları önüne serdiren muhteşem sırrı? Suat Türker, dolandırılan erkekler arasında bir araştırma yapıldıktan sonra, bu konunun nihayet açıklığa kavuştuğunu söylüyor. Efendim, bu son derece akıllı Bulgar hatunlarının ya da onların akıl hocalarının aklına gelen sihirli formül şuymuş: Hatunlar telefonda Türk erkeklerine şöyle fısıldıyorlarmış :

„Sana bekaretimi vereceğim.“

İşin güzeli ayni tuzağa birkaç defa düşenler de varmış. Yani ilk seferden ders almayıp, bakiresinin peşine ikinci defa düşenler. Yapılan uyarılar, böyle bir çetenin Türk erkeklerine musallat olduğu konusunda yazılıp çizilenler de fayda etmiyormuş. „Bekaret“ sözünü duyan erkekler, büyülenmiş gibi ellerini cüzdanlarına atıp, ya da bankalara koşup, istenen paraları gönderiyorlarmış.

Bakiresinden haber alamayınca, soluğu Sofya’da alanlar da varmış. Bunlar da, bakiresini bulmaya söz veren başkaları tarafından, bir kere daha dolandırılıyorlarmış.

Tabii dolandırıcılığı ortaya çıkarmaya uğraşan, şikayette bulunan filan da yok. Anlı şanlı bakire avcılarından hangisi, dolandırıcılığın ne olduğunu, ne yapmaya çalışırken dolandırıldığını itiraf edebilir ki?

Böylece, bakire sevdalıları yapılanları sineye çekiyorlar ve dolandırıcılar da rahat rahat başka kurbanların peşine düşüyorlarmış.

Ne denir? İş bilenin, kılıç kuşananın!

Çok önemli bir pazar keşfetmiş Bulgarlar. Ülkelerindeki bakirelerin, anlaşılan doyurmaya yetişemediği erkeklere yönelik bir pazar.

Herhalde yakında bu pazarı başkaları da keşfederler ve bekaret meraklısı Türk erkeklerini avlama konusunda, kıran kırana bir rekabet başlar.

Bakmışınız Japonlar da bu işe el atmış ve bakire robotlar sürmüşler piyasaya. Hem de bekareti otomatikman yenilenen cinsten.

Ekonomik krizin filan vız geldiği iş alanları var dünya yüzünde. Açıkgözleri bekleyen.

Arz ve talep meselesi.

Böyle talebe, böyle arz!