- Kategori
- Gündelik Yaşam
Bekaret

gonca gelin
Gonca 17 yaşında bir genç kız. Uzun boylu, kumral saçlı, beyaz tenli, çekici alımlı. Kız Meslek Lisesinin son sınıfında iken, babası onu okuldan alıp, evlendirmeye karar verir. Sınıfında başarılı bir öğrenci olan Gonca, ağlayıp sızlasa da, tutucu olan baba zorla onu evlendirir. Düğün dernek kurulur, Damat ta 25 yaşlarında zayıf, çelimsiz bir genç. Gerdek gecesi genç kız tel ve duvağı ile odada beklerken, damat çırçıl, çıplak soyunarak odaya dalar.
Flört dahi etmemiş, bir erkek eli eline değmemiş, genç kız, o manzara karşısında çok korkar ve kapıyı açtığı gibi kaçar. Odalarda kovalamaca başlar. Neticede kızı yakalayan damat, hoyratça soyup zorla sahip olmaya çalışır. Kız feryat eder, erkeğin yüzünü, gözünü tırmalar, ama nafile.
O gece ve daha sonraki geceler dener başaramaz. O kızgınlıkla hırsını kızdan alır, döver, döver. Damat iktidarsızdır. Damadın ailesi durumu öğrenir. Hemen mahalle ebelerinden Melek ana çağrılır. Kadın kızı yatırıp muayene eder ve bakire olduğunu söyler. Bir jilet getirin keselim der. Gonca bağırıp feryat eder ve: “Babama söylerim, hepiniz hapse attırırım” diyince kızın bekâretini kesmekten vazgeçerler. Ertesi günü doktora gidilir. Zihni uzun bir tedaviye alınır. Kızın ailesi gidip gelirler ama sırlarına vakıf olamazlar. Aradan bir yıl geçer, Gonca hala bekârdır. Neticede 2 inci yılda işkence ve eziyetlerden sonra Gonca gebe kalır. Bir kız, bir oğlan doğurur. Ailesini eve gizli gizli kabul eder. Çocuklardan biri 9 aylık, diğeri 2 yaşında. Bir gün eve genç bir kadın getirir, Goncanın gözü önünde kadınla sevişir. Zavallı ağlasa, isyan etse de faydası yok. Birkaç gün sonra, seni annenlere ziyarete götüreceğim, kolundaki bilezikleri çıkart diyip, kollarındaki altınları alır ve 2 çocukla birlikte kızcağızı götürüp, annesinin evinin önüne bırakır gider. Zili çalan 2 çocuklu Gonca, babasına durumu anlatır. Baba 2 çocuğu alıp: “Sakın ağlayıp zırlama bundan sonra bu çocukları görmeyeceksin” diyip çocukları, Zihni’nin evine bırakır ve tek celsede kızını boşatır. Genç kadın babasından gizli, saklı çocuklarını görmeye gitse de kesinlikle yüzlerini göstermezler.
Aradan yıllar geçer, acı ve gözyaşı içinde geçen 10 yıldan sonra, çocuklarının okulunu öğrenen Gonca okula koşar, Müdürle görüşüp çocuklarını görmek ister. Müdür çocukları odasına çağırır. Gonca onlara sarılmak ister ve “Ben sizin annenizim” der. Çocuklar onu itip: “Dokunma bize sen bizim annemiz olamazsın, sen kötü kadın olmuşsun. Erkeklere satılmışsın, bir daha bizi görmeye gelme” diyip Müdürün odasını terk ederler. Oraya bayılan genç kadın, bu acıya dayanamayıp, baba evinde kendisini asar. Bu dramatik yaşam öyküsü,
Gerçekten yaşanmış. İbret verici. Cinsel gücü yetersiz, kompleksli bir erkek, cahil bir baba, eğitimsiz insanlar, gençlerin yaşamındaki hazin sonlarını hazırlıyorlar. Evlilikte aileler, kı ve erkek çocuklarını evlendirirken; olgunluk yaşına erişmişlerimi, kendi kararlarını sağlıklı verecek yaşta mıdır, birbirlerini istiyorlar mı, aile ve eğitim düzeyi hangi seviye de, sorumluluk alabilecek durumdalar mı bütün bunların araştırılması gerekir.
NAHİDE ÇELEBİ