Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Beklemek

Beklemek
 

BEKLEMEK


Pazartesiye çok güzel uyanmıştım halbuki.
Hafta sonu içimde savaş veren sorunları mı ortadan kaldırmıştım.
Biraz canımı acıtmadı değil yorgun düşmedi mi kalbim düştü .
Lakin şimdi o kadar huzurluyum ki hiç bu kadar hafiflemiş hissetmemiştim kendimi.
Hiç iyi ki gittim,gitti dediğim olmamıştı .
Dedim ya Pazartesi Sendromu dediğimiz şey bu hafta uğramadan bana teyet geçmişti taki Söz Emre Aydın dan açılana kadar malum konu Emre Aydın ise hep aynı yere geliyorum, sana ...
Yıllardır eline geçmeyeceğini bildiğim mektuplar yazıyorum sana bıkmadan usanmadan kaç yıl oldu artık saymıyorum da.
Neyse gene eline geçmeyecek ve okuyamayacağın bir mektup daha yazıyorum sana sevgilim.


Sevgilim,
Yokluğunla ilgili ne kadar çok satır karaladım artık bende bilmiyorum.
Yokluğunu yazmaya o kadar alıştım ki gelsen ne yaparım onu da bilmiyorum.
Hoş gelemezsin bunu ikimizde biliyoruz ya, fakir çenesi benim ettiğim laf işte.
Seni ne kadar sevdiğimi ne kadar özlediğimi anlatmanın bir yolu yordamı olmadığını artık sende bende biliyoruz.
Kelimelerimin bir anlamı olmadığını da biliyorum amma gönül işte söz geçiremiyorsun merete.

Sevgilim,
Sen yokken ben, Ruhunu sevmeyi öğrendim, o karmakarışık ruhunu olmayan bedenini.
Çocuk parkında kaybolmuş bir bebek gibi nereye gideceğini bilmeyen o yolunu bilmeyişini.
Mutlu olduğunu düşündüğün her an huzurlumuyum deyip içindeki çelişkilerini.
Bir yanının sakin bir adam iken diğer yanının ise maceraperest halini sevdim.
Dinlenmek istediğini, durmak istediğini her düşündüğünde kaçışlarını.
Hayalperest hayallerini.
İçindeki hiç büyümeyen çocuğu sevmeyi.
En çok da kendinle çatışmalarını sevmeyi öğrendim.
Bir insanın bütün olumsuzluklarını düşünmek ondan vazgeçmekken ben seni olumsuzluklarına rağmen sevmeyi öğrendim.
Öğrenirken ise,
Uzaktan da bir insanın ne kadar çok sevilebileceğini öğrettim herkese.
Öyle uzaktan hiç dokunmadan nasıl ölümün bile sonlandıramayacağı sevgiyi öğrettim ben.



Sevgilim,
Yine eline ulaşamayacak bir mektup daha yazıyorum işte sana.
Çok seviyorum seni çok o kadar çok ki dünyada ki hiç bir kalp kırıklığı geçemiyor yanından.
Her düştüğümde her kırıldığımda her üzüldüğüm de kendime bakmam yetiyor sen benim tüm yaralarımın kabuğusun.
Sen benim her üzüntüm de dağıldığım da sığındım limanım Korunağım, aşkım, canşenliğim, sevgilim...
Kim hiç bir şey yapmadan bu kadar çok sevilir ki ...
Kim yokken bu kadar özlenir ki.,
Kim gelmeyecek bir vapuru kış da karda yağmur da bıkmadan usanmadan kızmadan sinirlenmeden bekler ki .
Ben beklerim be sevgilim gelmeyecek o vapurları da otobüsleri de trenleri de ...
Yeterki sen hep ordan olduğun yerden dokunmadan sarılmadan uzaktan elini kalbime koyar gibi koru bütün sahte aşklara karşı beni ..

 

 
Toplam blog
: 21
: 408
Kayıt tarihi
: 07.07.12
 
 

Kendi hayat meşgalisini veren azcık yazan azcık gezen yurdum insanı... https://twitter.com/ar..