- Kategori
- Aşk - Evlilik
Ben, ben değildim artık!

sample pictures!
Rüyamda gördüm seni, bomboş bir evin tahtaları eskimiş salonunda, beyaza boyalı tahta penceresinin boyaları yer yer soyulmuştu. Eski püskü pencerenin altındaki bir köşede ayaklarını toplamış bir şekilde oturuyordun yapayalnız. Camdan sızan azıcık güneş yüzüne vuruyor yüzünün gölgesi duvara vuruyordu. Evini öğreniyor ve merdivenlerden çıkıyorum. Kapın açık. İteleyerek giriyorum içeriye. Geldiğimde, elinde telefonuna bakarken buluyorum seni. Ağlamaklı bir halde. Yine yeni tıraş olmuş, yine iyi giyimli ama çok üzgün bir haldeydin. İki elimi yanaklarına götürüp yüzüme bakmanı istiyorum. Sıcacık tenin yakıp kavuruyor ellerimden tüm bedenimi. Ateş vücudumu kavururken açıyorum gözlerimi….
Yine sende bir haller var biliyorum. Bilmesem de hissediyorum. Yıllar oldu seni görmeyelim. Yıllar oldu sesini duymayalım. Seni bana bağlayan, o kopmak bilmeyen, acı çektiğim ama müthiş bir aşkla baştan ayağa taptığım o duygu yokluyor arada sırada benliğimi.
Hiç unutmuyorum ders çıkışlarında köprüyü geçerken o güzelim denize bakıp, senin ela gözlerinin aklıma gelişini. Gözlerimden akan yaşı ve “Allah’ım çok aşığım, yardım et bana” diye yalvardığım anlarımı. Çok âşıktım ve bunun sonu mutlak acıydı biliyorum. Hiçbir büyük aşk acı olmadan dinmezdi. Dinmeyecekti. Canım çok acıyacaktı ve ben idam edilecek mahkûmlar gibi, dört tarafı senle çevrili hücremde, sensiz kalacağım idam sonrası günlerimi bekliyordum.
Hastanede gözlerimi açtığımda bana bakan doktora sormuştum.
“ölümden sonraki yaşama inanır mısınız?”
“Yaptığım işte inanmak zorundayım. Yaşamdan sonra buradakinden daha iyi bir yaşamın bizi beklediğine inanmak zorundayım. Aksi halde bu işi yapamam” demişti.
Ölmüş ve gözlerimi sensiz bir yaşama açmıştım. Günlerce içimdeki aşkın acıya dönmesini, çektiğim acının bedenimi yakıp kavurmasını ve geriye kalan küllenmiş duygularımla yaşamaya alışmayı sükûnetle bekledim. Çok zamanımı aldı. Yıllarca hapiste yatmış birinin cezaevinden çıktığında mahallesine, şehrine, yürüdüğü yollarına ve hatta annesine, babasına, eşine, çocuğuna yabancılaştığı gibi yabancılaştım. Yalnızlığım diz boyu.
Zaman geçti. Bir rüzgâr esti. İçimde ne varsa aldı götürdü senden kalan. O gün bitti sana ait kurduğum tüm hayallerim, özlemlerim, sevgim. Sen. O gün, bittin.
Sen o gün bittin, ama ben, ben değildim artık.
Yıllar geçti ya üzerinden. Rüyama girdin dün gece. O kadar gerçektin ki, gözlerimi açtığımda ellerimden gelen yangını hala yaşıyordum. Soluğum kesilmiş bir halde, nefes alamadığımı hissedip doğruldum yatakta. Acı tam kalbimin üstünden vurdu. Acıma sarılarak uzandım tekrar. Gözüm yıllar önce değmişti ela gözlerine. Ela gözlerine daldım gittim.