- Kategori
- Sosyoloji
Ben Sen O

"Sizce özentimi yoksa ne?"
http://blog.milliyet.com.tr/sizce-ozenti-mi--yoksa-ne--/Blog/?BlogNo=11568 adli yazimin devami:
Tüm bu imkanlara sahip insan artik yüreginde birseylerin eksikligini fark ediyor. Her seye ragmen tatmin olmadigini cok iyi seziyor. Yanlizligin zor oldugunu kavriyor. Ictenligin, sevginin özlemini cekiyor.
Sosyal Devlet Baba var arkasinda. Sosyal güvence sistemi yillarca bonkörlük yapti. Simdi bir centi üc bes kere ceviriyor insanina vermeden önce. Gec de olsa daha tasarruflu olmak icin sosyal harcamalara kisitlmalar getiriliyor.
Bunlari yaziyorum cünkü; bireysel ve ülkesel zengin olmanin da dezavantajlari oldugu icindir.
Sevgi ve dostluk iliskilerin önemini bilmeliyiz. Bizim kültürümüzün özünde yardimlasma vardir. Bireysel ve toplumsal degerlerimizi yitirmememek icin dejenenere olmamaya özen göstermeliyiz. Elbette yabancilarin kültür ve yasam tarzlarini taniyacagiz. Onlardan da ögrenecegimiz cok seyler olacaktir. Secici olmakta yarar vardir.
Blogcu genc arkadaslarimiz eski bayramlarin sicakliginin özlemini vurguluyorlar.
Eskiden ülkemizde bir apartmana tasinan yeni komsunun zili calinir; " herhangi bir temizlik malzemesine veya yardima ihtiyaciniz var mi?" diye kapidan sorulurdu. Komsuluk iliskilerini baslatmak icin atilmis medeni bir girisimden baska birsey degildi.
Burada merdivende karsilastigimiz bir insanin hangi dairede oturdugunu bile bilmiyoruz. Ilgi de duymuyoruz tanismak icin.
Kücük bir gülümseme bir merhaba ile yeni komsuluk iliskilerini baslatmak icin ilk adimi atmak bizim ilk inisyatifimize bagli aslinda.
Bu duyarsizlik, bireysellik gelecek kusagi mutsuzluga, yanlizligia götürecek emarelerdir. Yasadigim ülkenin toplumundan örnek verebiliyorum ancak cünkü onlari cok iyi taniyorum.
Onlar cocuklarini özgüvenli yetistirmeye kendi ayaklari üstüne durabilecegi bir egitim sistemi uyguluyorlar. Aile de ve okul egitim sistemiyle ilgili calismalar yapan psikologlar, sosyologlar gecmiste cocuk egitim sisteminde, ne gibi hatalarin yapildigi arastirilarak, egitim sistemine yeni uygulamalar getiriliyor.
Bizim kültürümüz, dinimiz zaten sosyal, dayanisma ve sevgi odakli.
Milli ve manevi degerlerimizi korumaliyiz.
Magazada annesiyle birlikte 3-4 yaslarinda bir cocuk vardi yanimda. Annesinin etrafinda mizirdaniyordu. Annesi normal konusma ses tonuyla;
"...caninin skildigini anliyorum haklisin, fakat lütfen biraz daha sabirli olmaya calis cok uzun sürmeyecek"
dedi.
Cocuk sesini cikarmamaya calisti. Cocuk icin zordu sabretmek. Cünkü annesinin baktigi, ilgilendigi seyler onun ilgisini cekmiyordu.
Daha sonra magazanin kapisindan cikarlarken önümdelerdi.
" Benim icin sabretmeye calistigin tesekkür ederim" dedi annesi.
Cocuguna nasil bir mesaj vermek istedi dersiniz?
-Saygi duyan saygi görür. Sevgi veren sevgi alir. Saygi görmek özgüveni artirir.
Egitim ve kültür alaninda sahip olduklari degerlerle yetinmiyorlar. Daha iyisini daha dogrusunu bulmak icin ilimsel, bilimsel arastirmalardan taviz vermiyorlar.
Radyo ve TV bilimsel arastirmaci, kültürel yayinlarla dolu. Ögrenmek cok keyifli cünkü düsündükce merak edip arastirdikca ufku aciliyor insanin.
Is yerlerindede disiplin ve kurallardan taviz vermek yok. Genelde (!) kayirma yok. Disiplin ve kurallar kücük yaslarda ögretildiginde kalici oluyor.
Benim oglum meslek okuluna gidiyor. Öglen molasinda disari cikmis. Is yerine sadece bir kac dakika gec dönmüs. Eve yollamislar. Aldigi egitim maasindan 20 Euro kadar da kestiler.
Baska bir gün calisirken isini birakip arkasinda calisan arkadasina dönmüs konusuyorken uzaktan amiri görmüs. Yine ikaz etmis ve eve yollanmis. Ve yine parasini kesecekler.
Yani kurallardan taviz verilmiyor genelde. Özellikle meslek egitiminde. Meslek egitimine baslamadan önce yazili antlasma imzalatiliyor. Orada kurallar yaziyor. Bu durumda kizmak darilmak itiraz etmek elbette mantiksiz olur.
Tekrarlamalar artarsa dört aylik deneyim süreci icinde antlasma fesh edilebilirde.
Sevgiler-saygilar
Mine
29.10.2006