Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Naile aşık olsaydı...

Naile aşık olsaydı...
 

Ya kadınımsın ya düşmanım isimli yazımı hatırlarsınız. Oradaki töre kurbanı benim hayal ürünümdü ama Naile gerçekti maalesef...

Ah be Cemal Bey; iyi mi ettiniz kötü mü ettiniz bilemiyorum bu konuyu ortaya atmakla. Milliyet Blog karıştı resmen Naile' nin olayıyla... Neden kötü mü ettiniz diye kaygım; bizim gücümüz yetmiyor ki onları kurtarmaya. Yetişmiyor ki sesimiz oralara. Böyle kendi içimizde yanıp duruyoruz. Benim gibi duygusal bir yaradılış sahibi de bu işin içine girdi miydi, olay iyice yürekleri dağlamış demektir... İyisi mi ben de kendi kategorimden bir bakış açısı getireyim Naile' ye...

Tecavüz, taciz edilmek bir kadının en büyük kabusudur. Öldürülmek bile daha az korkutur, daha az acı verir insana. Yaradılış gereği çalışan bir mekanizma mı yoksa yetiştiriliş gereği mi, bilinmez. Ama hangi kadına sorarsanız sorun, öldürülmeyi tecavüze tercih edecektir.

Ah Naile... Ayın ondördü gibi derler ya; ondördünde olup saf, temiz ve güzel olmayacak, berrak olmayacak, hayata dair umudu olmayacak bir genç kız var mıdır ki? Yoktur, nerede yaşarsa yaşasın, yoktur. Acaba aşık olduğu bir delikanlı var mıydı Naile' nin de diye merak etmişiz ya; var mıdır o yaşta aşık olmayan bir kişi bile? Yoktur, yoktur ya, neye yarar ki bundan sonrası... Bundan öncesi neye yaramış ki hatta?

Olsaydı sahi bir yari Naile' nin... Gözlerinde kaybolan, onu her gittiği yerde izleyen... Herkesin tarlada olduğu saatte ağaçların arkasında buluşsalardı, öpmeye kıyamasaydı sevdiği... Okşasaydı saçlarını, öyle bir okşasaydı ki dokununca kırılacak narin bir şeye dokunur gibi, zarar vermekten korkar gibi... Öpseydi usulca yanağından... Kıpkırmızı olsalardı o an ikisi de... Sonra bir ses duysalardı, saklansalardı, saklanırken kıkırdasaydı Naile, yağızı kapatsaydı ağzını eliyle... Sonra tehlike geçince ikisi de bassalardı kahkahayı... Sarılsalardı sonra... İlk defa birleşseydi dudakları, kapılsalardı aşkın ateşine... Ah be Naile' cik... Bir başka ondörtlük için asla dilemeyeceğim şeyler olsaydı o anda... O hayvanın altında ezileceğine, keşke sevdiğinin olsaydı oracıkta, o bebek aşk bebeği olsaydı ille de olacaksa...

Farkedince aşk meyvelerini, elele verip kaçsalardı oralardan... En uzak şehri bulsalardı; en uzak şehrin en ücra köşesini... Bilinmez olsalardı, yok olsalardı... Sadece ikisi bilseydi yerlerini, bir de Tanrı... O bebek o bilinmez köyde doğsaydı güzel bir köy düğününün bir kaç ay sonrasında...

Yedi günlükken bebecik, anasının memesine yapışsaydı, bol bol, kana kana çekseydi sütünü... Yedi ay, yedi yıl emzirseydi anasını satayım! Arasalardı da bulamasalardı bir ömür boyu üçünü de... Hatta üç değil, dört olsalardı, beş olsalardı... Tarlaya gitseydi otuzluk Naile; sırtına bağlasaydı dördüncüyü, beşinci de karnında olsaydı...

Ah be Naile' cik... Hep karşı olduğum şeyleri bile senin için hayal ediyorum ama ne acı asla gerçekleşmeyeceğini bilmek...

Sonra Naile' nin köyünden bir haber gelseydi, töreler son bulsaydı mesela; kimse kimseyi öldürmüyor olsaydı artık... Ellilik Naile, gidip elini öpseydi babasının... Torunlarını götürseydi, dedeyi, anneanneyi bilseydi onlar da... Naile' nin ondörtlüğü de babaannesinin evine giderken bir yağız delikanlıya vurulsaydı mesela, gelip Naile' den ve kocasından isteselerdi onu, Naile vermeseydi, okutsaydı kızını... Söz verseydi delikanlı, beraber okuruz deseydi, o zaman he deseydi Naile...

Altmışlık Naile, en küçük evladının düğünü için koştursaydı... Zaman değişmiş olsaydı mesela, okuyamamıştı ya o; onun kızı doktor olsaydı, bir doktora verseydi kızını Naile, çeyiz serseydi kızının evine... Aman anne, deseydi kızı, geçti bunların modası, bir nikah neyimize yetmez, deseydi; köpürseydi Naile, ille de düğün isterim diye tuttursaydı...

Torun büyütseydi Naile... Pamuk nine olsaydı, pamuk dedeyle yaşadığı aşk bitmeseydi hiç, elele olsaydı kocasıyla yetmişbeşlik Naile...

Nefesi yavaş yavaş tükenseydi seksenlik Naile' nin... Geçen sene kaybettiği yarine kavuşmanın heyecanını duysaydı...Toplansaydı bütün çocukları, bütün torunları Naile' nin başına... Ağlaşsalardı, ölüm döşeğinde bile onları avutsaydı Naile; dedenize kavuşacağım, ne ağlıyorsunuz, sevinsenize... Son sözleri olsaydı bunlar Naile' nin... Dolu dolu yaşanmış seksen yılı gururla devirip tutsaydı aşkının elinden, çıksaydı bedenden ve şimdi olduğu yere,onbeşinde gittiği yere o zaman gitseydi...

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=11135

resim kaynak:http://www.gazetevatan.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=24.10.2006&Newsid=91030&Categoryid=7

 
Toplam blog
: 132
: 2482
Kayıt tarihi
: 24.09.06
 
 

Dünyayı, yaşamayı ama adam gibi yaşamayı, arkadaşlığı, dostluğu ve en önemlisi çocuğumu, müziğimi..