Ben atladım, zorunlu trafik sigortası

Sakın atlamayın, ben atladım. Bayramım zehir oldu.

Bayram öncesi hafta, sigorta şirketinden bir telefon geldi. Araba sigortamı, yenileme zamanım gelmiş. Yıllardır, o şirkette çalışmışlığım olduğundan hiç uğraşmam. Arkadaşlar ararlar, onaylarım ve yenilenir. Sonrasında kargoya verirler. Ben sağ, onlar selamet. Son 4 yıldır, beni çok iyi tanıyan ve orada çalışan bir arkadaşım, emekli olduğundan, bir başkası aradı. Tabii ilişkiler daha bir yüzeysel. Görevleri, sigortanın yenilenmesi. Aslında kaskonun yenilenmesi de diyebiliriz. Kaskodan daha fazla kazanıyorlar, bilindiği gibi...

Ne zaman doluyor dedim. 4-5 günüm varmış. Ben de bu sefer hemen onay vermedim. 'Sizi arayacağım' dedim. Telefonuma, son 3 gün için hatırlatma yazdım. Unuturum, neme lazım...

Son iş gününde aradım. Cuma günü. Pazartesi arife günü.Hızlı bir şekilde, kaskom yapıldı. Onlar mutlu, ben rahat. Sıra zorunlu trafik sigortasına geldi. 'Ruhsatınızda ki, isminizin yazdığı sayfanın sağ alt köşesinde ki seri numarasını verir misiniz?' dendi. Daha önce, istenmemişti. Verdim. Biraz sessizlik, sonra, 'Bu numarayı sistem kabul etmiyor' dedi görevli arkadaş. Onlarca denemeden sonra, bir ruhsat daha olduğunu fark ettim, bu sefer onun numarasını verdim. O da kabul edilmedi.

'Malesef, zorunlu trafik sigortanız yapamıyor' dendi.

'Bu da ne demek oluyor' dedim.

'Nisan 2011 den itibaren, sigortalarda, seri numarası onay şartı kondu. Tescil numarası sistem tarafından kabul edilmediğinde sigorta malesef onaylanmıyor.'

'Peki neden, tutmuyor seri numaram' dedim.

Eskiden böyle bir uygulama olmadığı için, zamanında verilen ruhsatlardaki, seri no'nın girişleri yapılmamış. Yeniler de ise, çokça hatalarda olabiliyormuş.

'Eeee, ne olacak?' dedim.

' Trafik Müdürlüğüne gidip, bilgilerinizi güncelleyeceksiniz' dediler.

Yarın tatil başlıyor ama ? 'Pazartesi, yarım gün çalışıyor olmalılar' .

'Cezası var mı?'

' % 10 kadar sigorta bedeline, ceza gelecek.'

' Başka?'

' Eğer trafikte yakalanırsanız, aracınız bağlanır, ve cezası da yaklaşık 700 tl civarıdır.' denmez mi?

Pazartesiyi zor ettim. Trafik Müdürlüğünü arıyorum, açmıyorlar, sigorta şirketlerini arıyorum açmıyorlar. Şeker Bayramı tatili çoktan başlamış.

Oğlan, bir gün önce, arabayı yıkatmış. Hevesli, bayram ziyaretlerine giderken, o sürecek arabayı.

Ben korka korka; 'oğlum arabayla gidemeyiz. Şöyle de böyle.' Oğlan ateş püskürüyor.

'Arkadaşlarımla, şuraya gidecektik, buraya gidecektik v.s.' Herkeste beş karış surat.

Taksiye binin diyeceksiniz de, olmuyor. Para yetişmiyor. Ayrıca, arabayla yapılması gereken ve uzun tatile bırakılmış o kadar çok şey var ki.

Bayram bitti. Ben telefonlarda, nereye gitmem gerek, ne zaman sorularına yanıt arıyorum. Teller açılmıyor bir türlü. Trafik hafta başına kadar kapalıymış. Pazartesi geldi en sonunda. Bu sefer telefon falan açmadan, Bostancı' daki Trafik Müdürlüğüne gittim. Kapıdaki görevliye anlatmaya çalıştım.

'Sigortam efendim v.s...'

Dinlemiyor.

'Burada yapılmıyor sigorta demez mi?'

Başladım tek tek, tane tane anlatmaya, anladı.

'Üst kata çıkın, GÜNCELLEME ye 'dedi. Çıktım. Uzattım ruhsatı, bilgisayara girişi yapıldı. Allah'tan benim ruhsatta bir problem çıkmadı. Başkalarında, bayağı uyumsuzluklar görülüyormuş. Millet sürünüyormuş. Ben ucuz kurtardım. Koştum eve, sigorta şirketini arayıp, onları da, bu bilgileri bana daha önce neden vermedikleri konusunda, epeyce bir fırçaladıktan sonra, zorunlu sigortamı yaptırdım.

Ve bütün bir tatil, araba araba diye başımın etini yiyen oğlum, hala arabayı kullanmadı.Ne de olsa çocuk.

Aman, siz siz olun, sakın, sigortamı yenilemek, 5 dakikalık, bir telefona bağlı deyip, son güne bırakmayın. Benden söylemesi. Ruhsattaki bilgilerin girişi yapılmadan olmuyor. Ve mutlak sizin gitmeniz gerek. Adınıza sigorta şirketi yapamıyor....