Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Ben sana dokunamazken sen beni evir çevir...

Bu gün sizlerle sade bir vatandaş olarak bir konuda ki düşüncelerimi paylaşırken ilgilenenlerden de beni aydınlatmalarını rica ediyorum. Acaba çok yanlış mı düşünüyorum diyerek.

Vatandaş olarak hepimizin hukuk önünde eşitliği eğer bir gerçekse o zaman ya ben bazı şeylere akıl erdiremiyorum, ya da hukuk arada sırada kendi bildiği gibi oynuyor. Maddeler arasındaki açıklıkları hep söylerlerdi de bunun insanların suçluluklarını temizleyecek, ört bas edecek boyutlarda olduğunu hiç sanmazdım. Bu yanılgı da benim ölçüsüz iyi niyetimden olsa gerek.

Adaletin değişken olmaması gerektiğini, ama hafifletici nedenlerinde görmezden gelinmeyeceğine aklım yatıyor da, kabahatlilerin kabahatlerinin YASAMA DOKUNULMAZLIĞI adı altında görmezden gelinmesi içimi acıtıyor.

Sırf bu konudaki endişelerimi aktarmak için oturdum inceledim. Hem de internetten. Nede olsa Hukukcu değilim. Bilmediğim konularda, doğru gelmiyor diye ahkâm kesmek istemem. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi içinde yayınlanmış “Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi-Yasama Dokunulmazlığı “ başlığı altında hazırlanmış oldukça uzun bir araştırmayı okudum.

Yanlış anlamadıysam, bu dokunulmazlık aslında son derece demokratik nedenlerle ortaya çıkmış, ama insan olmaya çalışanların olduğu her yerde görüldüğü gibi esnetilmiş. Oysa amaç o kadar güzel ki. Mecliste tüm vekillerin SÖZ, DÜŞÜNCE ve OY hürriyetini sağlayabilmek, yani bir bakımdan Milli İradeyi koruyabilmek. İşe bu açıdan bakınca çok güzel, ama ayrıcalıklar cazip gelmiş olmalı ki Yasama Sorumsuzluğu adı altında hukuki bağlamda uygulamaya konulan bu maddeye, daha sonraları bir de Yasama Dokunulmazlığı adı altında ceza-i hükümleri içeren bir madde daha eklenmiş. Hem de 26-27 Haziran 1790 Fransa’sın da, tam da İhtilâl sonrasında.

Hükümetlerin yararına, insan faktörü unutularak hazırlanmış iki tarafı keskin bir bıçak. Amacı eyleminden farklı bir uygulama. Kullanan hükümetlerin (insanların, parlomenterlerin, çoğunluğun) niyetlerine göre demokratik ya da anti-demokratik sonuçlar doğurabilecek bir madde.

Hani her şeyini pek sevdiğimiz (tövbe, ben değil) ABD var ya. Orada bile Dokunulmazlık yokmuş. Senato üyeleri işledikleri ceza-i suçlardan dolayı yargılanabiliyorlarmış.

Hani her şeyini kopyaladığımız ABD.

Beni biraz tanıyıp anladı iseniz değil sözlerimiz, yaptıklarımız, düşüncelerimizden dahi sorumlu olduğumuza inanırım. İnsan olmak özen ve dikkat isteyen bir görevdir benim anlayışımda. Bu nedenle de her düşüncemi inceleyerek herkese için olması gerekli en iyi çözümle değerlendirmekten yanayım. Kaldırın şu dokunulmazlığı da herkes dokunulur olabilsin. İşte o zaman ben de sizlerin samimiyetinize, diğer gamlığınıza, vatandaşlık anlayışınıza, insanlığınıza inanayım.

Ben sade vatandaş, sade bir insan olduğum için ıslanacağım ama sen şemsiyenin altında korunacaksın. Yok öyle şey. Oralarda bulunma nedeniniz ben değilmiyim zaten. Benim haklarımı gözetmek deği mi? Ya o şemsiyeyi herkesi altına alacak kadar büyütelim, ya da şemsiyeyi kaldıralım. Islansak da, yansak da bir arada olalım. Ama şemsiyeyi eline alan alıp başını oynuyor. Hatta istediği gibi oynamak için şemsiye alanlar bile var. Ben yağmurda yürüyemezken bile!

Bir tarafta, bir tepsi baklava çaldıkları için yıllara mahkûm edilen öğrenciler, eleştiri yaptığı için gözaltına alınan insanlar, saygıyı hakettiği halde ölüsüne bile resmi saygı gösterilmeyen aydınlar, diğer tarafta da , çaldıklarını, haksız kazançlarını, siyasi kuvvetlerini ve buna dayandırdıkları yanlış yaptırımları savunan, gizleyen, mafya liderlerine gösterdiği saygıyı aydınından esirgeyen bir takım dokunulamazların dengesiz dağılımı benim içimi acıtıyor, beni yakıyor.
Kanunlar yalnızca sade vatandaş için mi geçerli? O vatandaşları korumak, haklarını gözetmek adına bir yerlerde göreve gönüllü olmuş kişiler o vatandaşının haklarını koruyup, kollamayacak mı? Dokunulmazlar dokunulmazlıklarını hangi vatandaşı için kullanacak? Kanunlara uyanlar mı, kanunları delenler mi? Bir kere delinmekten ne çıkar? diyorsanız bu işin sonu kevgire döner Kevgire!

Dürüst insan ve yurtsever vatandaş olmak bana onur kazandır iken diğerlerine ne kaybettirir varsın onlar düşünsün.

 
Toplam blog
: 97
: 395
Kayıt tarihi
: 15.04.09
 
 

Felsefe, edebiyat, bu alem, öteki alem, uzay, evrensellik; kısacası genelin, "aman canım işin mi ..