- Kategori
- Deneme
Benden öte ola

Uzun zaman oldu kendime vakit ayırmayalı. Kendi kendime söz verdim, akşam bir saat de olsa kendime vakit ayıracaktım. Sabırsızlıkla akşamı beklemeye başlamıştım.
Ve hava kararmaya başladı. İş yerinden çıkıp, arabama doğru ilerken, dünyanın bütün kederleri bir olmuş, üzerime geliyordu sanki. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı düşünürken; içimdeki ses, ellerin ne tarafa çevirirse direksiyonu git diyordu. İçimdeki ses galip gelmişti.
On dakika yolculuktan sonra, geçtiğim yolların yabancı olmadığını fark ettim. Eski bir film, sanki tekrardan yaşatılıyordu. Yol kenarlarındaki ağaçlar selam veriyorlar bana, kimisi önümde eğiliyor sanki. Trafik ışıkları bana torpil geçercesine hep yeşil yanıyor. Yol kenarına duruyorum. Durduğum yer, eskilerde her gün durduğum bir yol kenarı ve bana hiç güzel şeyler hatırlatmıyor. Beynimle savaşıyorum arabayı hareket ettirip, uzaklaşmak için. Ancak bir türlü gaza basamıyor ayaklarım. Eskiler canlanıveriyor gözlerimde. Bir yanda tekrar o günleri düşünmenin ve beyninde yaşamanın mutluluğu, bir yanda kendime geldiğimde bu günleri bir daha yaşayamayacağımın büyük üzüntüsü. Kendimi bırakıyorum, beynimle savaşmıyorum, o anı acısıyla tatlısıyla yaşamaya devam ediyorum.
Kendime geldiğimde, nefes almakta zorlandığımı, göz yaşlarımın, herkesten kendini gizleye gizleye gömleğime düştüğünü farkediyorum. Saat gece yarısını vurmak üzere, bana on dakika gibi gelmişti ama dört saattir burada olduğumu anlıyorum. Ne için? Kimin için? Sadece gülümsüyorum halime. Kendimle gurur duyuyorum. Ben ağacın hep ayakta kalması için savaştım. Ağacın dallarını kırmışlarsa, boynunu yere eğmişlerse ve ağaç hala büyüdüğünü sanıyorsa, benden öte ola.
Ayağım gaza basıyor artık. Radyoyu açıyorum. Buda mı tesadüf acaba!
Ahmet Kaya söylüyor.
İçerden çıkacak birazdan adam
Yıpranmış bavulu, hantal sesiyle
Kendini yollara vuracak adam....
Engin Göksu