Mutlu olmanın yolları

Başkaları için yaşadık hep hayatımızı, sanki kendimiz için yaşar gibi acı çektik, mücadele ettik, düştük, kalktık, ağladık.  Vurdumduymaz hayatların masalarına, meze olmaktan ileri gidemedik hiç.

Doğarken, doğmak istiyormusun diye soran olmadı kimseye. Aynı mantık hala devam ediyor. Çevremizdekilerin fikirleriyle, onların beğenileriyle, tercihleriyle hareket etmeye devam ediyoruz. İlginçtir ki, bizlerde birilerinin çevresinde olduğumuza göre, çevremizdekilerde bizlerin seçimleriyle hareket ediyorlar aslında. Hayır ben kendi tercihlerimle yaşıyorum diyenler çıkabilir. Onlara soruyorum şimdi. Siz kendi tercihlerinizi hayata geçirdiniz. Mutlu olmanıza müsade ediyormu çevrenizdekiler? Hala hayatınıza müdehale etmeye devammı ediyorlar? Mutluyum ve etmiyorlar şeklinde cevap verenlerin oranı yüzde 1-2 civarındadır.

Sonra ağlayıp sızlanıyoruz. Mutsuzum, hayatım düzene girmiyor, başaramıyorum, yalnızım, rabbim beni sevmiyor... gibi ardı arkası kesilmeyen bahaneler topluluğu. Aslında bizler kendimize güvenmiyoruz, kendimizi sevmiyoruz. Bu devirde biraz narsist olmak lazım diye düşünüyorum. Her şey kendimizi sevmekle başlayacak. Her şey kendimize güvenmekle başlayacak.

İnsanın kendini sevmesi ve güvenmesi, içsel sorunlarının büyük çoğunluğunu gidermesine ve dışarıya karşı daha pozitif, yapıcı ve kararlı bir  duruş sergilemesine sebep olacaktır. Düşünsenize bir sürü içsel sorunu olan birisinin, dış hayatla ne kadar ilgisi olabilirki. Çünkü o insan bedenen dış hayatta da olsa, beyinsel olarak içsel sorunlarıyla meşguldur.

Kendini seven, güvenen insan başkalarının fikirlerini, beğenilerini kendi hayatı üzerine asla giydirmez. Annemizin istediği kızla evleniyoruz ya da babamızın istediği erkekle, arkadaşlarımızın beğendiği arabayı tercih ediyoruz, ailemizin istediği mesleği seçiyoruz, flört ettiğimiz kişinin istediği elbiseyi ve renkleri tercih ediyoruz, ababmızın takımını tutuyoruz, eşimiz istemiyor diye etek giymiyoruz, tek başımıza yemek yiyemiyoruz.... Ve bütün bunları aslında isteyerek yapıyoruz, mantıklı geliyor. Ya içsel bakışınız, duygularınız, istekleriniz nerede kaldı. İçinizde kaldı. Bilinçaltınıza yerleşti ve bilinçaltınız sizi sürekli rahatsız edecek, mutsuzluklar başlayacak. Her şeyden şikayet eden insanlar grubu yeni bir üye kazanacak.

Mutlu ve başarılı bir hayat istiyorsak;

- İşe kendimizden başlayalım

- İçsel sorunlarımızı çözelim ki yoğunluğumuzu dış hayata verebilelim.

- Karşılıksız sevelim

- İnatlaşmalardan kaçınalım, hatalarımızı kabul etmeyi bilelim

- Özür dilemesini ve tebrik etmesini bilelim

- Özel hayatımıza zaman ayırabilelim

- Öğrenmeye aç olalım, öğrenmenin yaşı yoktur.

- Bildiklerimizi öğretelim, paylaşımcı olalım, koltuğumuzdan korkmayalım

- İstediklerimizi almaya çalışalım, gerekli çabayı fazlasıyla gösterelim.

İstersek yapamayacağımız hiçbirşey yoktur.

Ve her şey iyi olacak...

Engin göksu