Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '12

 
Kategori
Anılar
 

Benim ağabeyim engelliydi

Engelliler haftasını okuyunca yıllar öncesine gittim. Engelli ağabeyimi hatırladım. Allah rahmet etsin, makamı cennet olsun. O zamanlar engelli sözcüğü yoktu toplumda. Varsa da yaygın değildi.

Engelli insanla yaşamak nedir? O ruh halini içten ve derinden yaşamış biri olarak o yüce insanların temizliğini, sevimliklerini, değerlerini yüreğimde hep hissederim. Ağabeyim konuşamazdı. Söyleneni anlardı. Açıktım diyemezdi, üşüdüm, ağrım sızım var demedi.

Ağladığına hiç şahit olmadım. Otuz sekiz yaşında iken sessizce göçtü gitti. Hep gözlerim dolar Osman ismi söylenince. Yaylaya gittiğimiz zamanlar belki ihmal ettik. Fakat hep üzülürdük  yanımızda olmadığı için. Annem ahh Osman dediğinde kızmazdık benim ağabeyim niçin böyle de demedim.

Allah’ın hediyesi olarak kabullendim. Sofrada hiç ayrı oturtmadık. Yataklarımız ayrıydı, odalarımız hiç ayrılmadı. Ben hangi şartlarda yaşamışsam ağabeyimde  aynı koşullarda hayatımızı devam ettirdik.

Mahallemizde ki çeşmeden su doldurarak getirmesini sevdim. Yemek yerken döktüğünde hiç kızmadım. Bazen hırçınlaşırdı insan olarak kızdığım anlar oldu. Senden özür diliyorum ve hakkını helal et desem ne dersin?

Çok üzüldüğüm anlarım oldu ağabeyim için. Düğünlere gidemezdi, mevlitlere katılamadı, eğlenemedi, beğendim diyemedi. Bayramları bilemedi. Elini öpen olmadı, yüzünü okşayan olmadı.

Hep kendisine acınır gibi davrandı toplum aslında inceden alay kokuyor gibi gelirdi bana. En çokta bu tür söz ve tavırlara çok gücenirdim. Kimse olduğu gibi kabul etmedi diye düşünüyorum.

İnsanın belki dünya da sıkıntı çekmesi çevresini üzüyor. Toplumca alaysı, iğneleyici ve acımadığı halde acır gibi tutumları çok yaralıyor aile bireylerini.

Ağabeyimin özürlü olduğunu farkına vardığımda  ağabeyimdi. Akranlarını görünce üzülürdüm. Kendisine anlatamadım. Konuşsam da anlayamazdı. Onların erkek olarak yaptıklarında annemin içinde derin yaralar açar , benim oğlumda böyle olacaktı diye hayıflanırdı.

Ailecek çok severdik. Hatta bir gün akşama doğru kaybolmuştu. Tüm mahalleli aradılar, küçüktüm o zaman bulunduğunda herkes sevinmişti. Elbette en çok aile olarak biz sevinmiştik.

İşlerimiz olduğunda bizi anlayanlara emanet ederdik. Su, ekmek, katığını vermesi için, mümkün derece bol bırakırdık yemek ekmek. Fakat olağanüstü durum olursa, yetişemezsek göz kulak olun derdik.

Bakkala para bırakır, ekmek, peynire, zeytin, helva ver biz öderiz diye de ısmarlardık.ben okul yıllarımda iken ilk gün sevincine yorardık evde koşardı. Yaşı otuz olsa da.

1995 yılında annem rahatsız olduğunu söyledi. Sıkıntılı olduğunu dediğinde iyi davranalım, sabredelim belki aramızdan ayrılığın alametidir dedim. Askere gittim.

Askerlik görevim doğu bölgemize çıkmıştı. Şehitlik nasip olursa maddi yardımınızı kime bırakıyorsunuz sorunun ilk cevap hanesine OSMAN ŞENER yazdımdı. Haberim yoktu. Ağabeyim beni bırakıp gitmiş haber bile verememişler.

Yazımı incelemeden içimden geldiği gibi yazdım. Engellileri engelli olarak kabul ederek. Allah’ın hediyesi olarak görürüm.

Ailesi ve birinci derece yakını olanlara Allah yardım etsin.

  

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..