Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '13

 
Kategori
Anılar
 

M.Kemal Yılmaz anılarda kaldı

M.Kemal Yılmaz anılarda kaldı
 

Sağda M.Kemal Yılmaz ( 2008 )


Son iki yılda sanatçılarımız açısında pek umutlu geçmedi, arka arkaya göçüp, gidenler oldu…  İşte bunlardan birkaçı, hemen usuma gelenleri yazıyorum: Hulki Aktunç, Didem Madak, Ahmet Uysal, Ömer Lütfi Akat, Esin Afşar, Ekrem Bora, Güngör Gençay, Metin Serezli, M. Ali  Birant, Ferdi Özbeğen, Mucap Ofluoğlu, Prof. Dr. Toktamış  Ateş, Osman Giray, A. Rahim Karakoç, Burhan Günel, Baykal Kent, Ayhan Alpman, Güngör Dilmen, Neşet Ertaş, Kâmil Sönmez, Müslüm Gürses, Nilgün Atılgan, Erol Günaydın ve yakınlarda kaybettiğimiz M. Kemal Yılmaz. Bunlar sanat, kültür, edebiyatımızda, tiyatro ve türkülerimizde her biri kendi alanında derin izler bırakıp göçüp gittiler. Kendi alanlarında halkımız tarafından sevilip, sayılan, sanat ve kültürümüzün birer köşe taşlarıydılar. Elbette bunların aramızdan ayrılması Türk sanatı ve edebiyatı bağlamında bir kayıptır… Yapıtlarıyla aramızda, gönlümüzde her zaman yaşayacaklardır. Tümünü saygıyla anıyor, Işıklar içinde yatsınlar diyorum.   

Yakın zamanda aramızdan ayrılan ve benim de çok yakından tanıdığım sevip, saydığım eski Aydın Milletvekillerimizden eğitimci şair, yazar M. Kemal Yılmaz’dan, onun gönlümüzde derin izler bıraktığı birkaç anılarından söz etmek istiyorum.

Bir gün sabah erkenden telefonum çaldı,  beni Ankara’dan arayan M. Kemal Yılmaz’dı. “Günaydın” dedikten sonra aynen şöyle dedi: “Şairler erken kalkar, nasılsınız? Yakında Aydın’a, Umurlu’ya ve Söke’ye geleceğim, dostlarımı özledim. Ben Söke’de yeni göreve başlayan genç öğretmenlerimize 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle bir yemek vermek istiyorum. Tabi Sökeli gönül dostlarımız da aramızda olacaklar. Yaklaşık 50 kişilik olsun “ dedi…

O günlerde Milli Eğitim Müdürümüz Mustafa Bozkurt’tu. Müdür Bey’e haber verdim. İlgili şube müdürleriyle birlikte yeni göreve başlayan öğretmenlerimizi tespit ettiler. Öğretmenevinde birlikte yemekler yedik, çaylar ve kahveler içtik. Deneyimli bir öğretmen olan M. Kemal Yılmaz Tüm göreve yeni başlayan öğretmenlerle tanıştılar ve kitaplarından bir kısmını armağan ettiler. ( 24 Kasım 2001) Gece boyunca eğitim, öğretim, sanat, edebiyat ve kültür konusunda sohbetimiz oldu, o günün anısına şiirler de okuduk. Bir ara beni yanına çağırdı “ Kadir, al şu parayı hesabımızı görüverin  “ dedi.

Herkes dağıldı, gece 01.00’lere gelmişti. “Öğretmenevinde veya bizde kalalım “ dedimse de “hayır Kuşadası’na gidelim, orada evimde kalmayı istiyorum; ihtiyar, yaşlı bir insanım hiç bir kimseyi rahatsız etmek istemiyorum. Kuşadası’nda ki evlerine varınca. Evleri bir apartmanın 5. katında idi. Ahmet Haşim’in “Merdiven” isimli şiirinden dizeler okuyarak “  Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden “ diyerek ve şiirin tüm dizelerini okuyarak eve girdik. Evi bir kültür müzesi gibiydi. Kitaplar, dergiler, gazeteler ve gelen mektuplar... Hatta bir iki yerde, masanın üzerinde yarım kalmış bitmemiş şiirleri vardı.”Ben şiirlerimi bekletiyorum, demleyerek yazıyorum “ diyordu…

Kısa bir konuşmadan sonra yatıverdik. Sabahlayın erkenden kalkmış, aşağıya inip taze ekmek, börek bile getirmişlerdi. O ihtiyar haliyle bir masa döşemişti. İnanınız yok yoktu. Çay, peynir, kaymak, bal, domates, salatalık, yumurta ve zeytin hazırlamıştı. Kahvaltıdan sonra teşekkür edip yanından ayrıldım, benimle birlikte aşağıya kadar inmişlerdi,“ aziz hocam, siz aşağıya inmeyiniz” dememe karşın  “hayır hayır siz benim konuğumsunuz “ diyordu. Sayın M. Kemal Yılmaz öyle nazik, öyle insana değer veren bir insan, hal, hatır soran, bir gönül adamı idi…. 

Yine sabahın erken saatlerinde evin telefonu çalındı. Telefondaki ses Ankara’dan beni arayan M. Kemal Yılmaz’ın nazik sesiydi. “ Şairim, 18 -19- 20 Nisan 2003 tarihlerinde Aydın Eski Eserleri Sevenler Derneği’nin düzenleyeceği Çanakkale Şehitlerini ziyaret gezisine sizleri de davet ediyoruz, hazırlığını yap, seni 18 Nisan 2003 günü Aydın’da bekliyoruz “ diyordu. Bunun üzerine ben de bu geziye katılma fırsatını buldum. Sayın Yılmaz’la, Çanakkale’de bulunan şehitlikleri ve Biga’da bulunan Atatürk’ün bulunduğu evini birlikte gezdikten sonra Çanakkale İçinde bulunan Analı Çarşıya geldik. Hava yağmurlu ve çok soğuktu. Ellerimizde birer şemsiye vardı.  Bu arada yolun kenarında çok yaşlı bir ihtiyar amca vardı. Tezgâhının başında tir tir titreyerek simitlerini satmak için bekliyordu. M. Kemal Yılmaz ağbi bunu görünce bana doğru  “Kadir “ diye seslendi, yanına vardım…

“ Bu adam soğuktan donacak, galiba simitlerini pek satmamışlar, al şu parayı ‘( 20.TL )’da var git tezgâhındaki tüm simitlerini al, getir,  bu ihtiyar adamı bir an evvel evine gönderilelim, donacak yahu “dedi. Parayı alıp hemen simit satan ihtiyar adamın yanına gittim. Bütün simitlerini aldım ve ona 20TL ‘sını verdim. ” Üstünü verelim “ dediyse de  “ hayır hayır üstü sizde kalsın”  diyerek arkadaşlarımızın yanına geldim. Bütün simitlerini ( gevreklerini ) bizimle birlikte gelenlere ikram ettik, ihtiyar adamı da evine gönderdik. İşte M. Kemal Yılmaz böyle yardımsever, insancıl, halden anlayan bir adamdı… Daha Türkçesi adam gibi adam…

M. Kemal Yılmazla zaman zaman telefonla konuşuyorduk. Son zamanlarda rahatsızdı. Bir gün yine erkenden beni aradı Tarih 22.12. 2012. Saat 09.30 sularında idi. Elimde Haluk Oral’ın “Şiir Hikâyeleri “ kitabı vardı. Bu kitabı okuyordum. Telefonda ”Günaydın Kadir, şairler erken kalkar, çünkü onlar perilerden ilham alırlar, belki bir şeyler alıp yazarlar. Nasılsınız”  Dedikten sonra aynen şunları söyledi:

“ Sevgili Kadir, yeni yıl geliyor, dostlarıma, arkadaşlarıma, yakınlarıma ve sizin gibi sevdiklerime bir şeyler almayı, çam sakızı, çoban armağanı olarak göndermeği düşünüyorum. Hatıram olsun diye… Ancak Ankara’da havalar çok soğuk, karlı geçiyor. Doktorlarım bana izin vermiyorlar, dışarıya çıkmamı istemiyorlar. Bazı programlarım vardır, bunları hep düşünüyorum. Ne yazık ki rahatsızım. Aydın’a Umurluya, Söke’ye ve sizlere çok minnettarım. Ben fakir bir köy çocuğu idim, beni okuttular öğretmen, milletvekili yaptılar. İki dönem beni meclise gönderdiler.  Ben Aydın’ın köy, kasaba ve ilçelerine giderken konuşmamı dinlediler, beğendiler, beni alkışladılar beni meclise gönderdiler. Hatta onların sayesinde Avrupa’ya bile gittim. Benim bu insanlara minnet borcum vardır. Bana haklarını helal esinler. Onun için yayınladığım kitaplarımı onlara parasız olarak armağan ediyorum. Benim üzerimde hakları vardır.

Dayım Mahmut Özay ve benimle ilgili kitaplar yazdınız. Lütfen siz de bana hakkınızı helal ediniz “ diyordu. Evet, M. Kemal Yılmaz herkesin yardımına koşuyordu. Vefalı bir insandı… Özellikle köy okullarına,  köy muhtarlıklarına, öğretmen ve öğrencilere koliler halinde kitaplarını gönderdiğini biliyorum. Sanatçı dostlarına hemen hemen her hafta bir posta gönderileri vardı. Kitaplar, dergiler, gazeteler, sanat, kültür içerikli yazılar. Usanmadan, bıkmadan bunları hazırlayıp gönderiyordu. Sanatımıza ve kültürümüze sevdalıydı. “ yazmak yaşamaktır ve söz uçar yazı kalır, ben bunları gönderirken mutluluk ve onur duyuyorum “diyordu.

 Barışçı sevgili dolu bir insan, yurtsever samimi bir Atatürkçü ve Cumhuriyet hayranı idi. Sayın M. Kemal Yılmaz, Aydın‘nın kültür babası diye anıldı. Mart ayının ilk haftasında doktorlarından izin almadan memleketi olan Aydın’a ve Umurlu’ya gelmişti. 9 Mart 2013 günü Köşk’te Aydınlı, Sökeli sanatçı dostlarıyla ve akrabalarıyla Uğur Restoranta buluştular. Birlikte yemek yediler ve hatıra fotoğraflarını çektiler. Arkadaşlarına bir ara  “artık Ankara’ya gitmeyeceğim, burada kalacağım, Herkes hakkını bana helal etsin “diyordu. Böyle bir anda bizzat yanında idim. Bu sözlerini söylediği zaman adeta gözlerim yaşardı, demek ki gideceğini anlamıştı. Meğer arkadaşlarına ve yakınlarına veda etmeğe gelmişti. 10 Mart 2013 Pazar günü aramızdan ayrıldı. İsteği üzerine Umurlu’da babasının ve annesinin bulunduğu aile mezarlığında bir zeytin ağacının dibinde dualarla toprağa verildi. ( 13 Mart 2013 ) .Cenaze töreninde binlerce seveni ve her kesimden insanlar vardı. Çok sevilen ve sayılan bir kültür adamı idi… Aydın’ın tüm köy ve kasabalarında, ilçelerinde hatta başka illerden de gelenler vardı. Çünkü Sayın Yılmaz, gönüllerde derin izler bırakmıştı… Tek bir sözcükle Aydın’ın aydınlık ve gülümseyen yüzüydü…( 1 )

Evet, Aydın değerli bir kültür babasını yitirdi. Başta Sayın YILMAZ ailesi, yakınları, sevenleri olmak üzere, tüm dostlarına başsağlığı ve sevgili kültür babamız M. Kemal Yılmaz’a Tanrı’dan rahmet diliyor, Işıklar içinde yatsın diyorum…Anılarıyla , şiir  ve yazılarıyla her zaman M.Kemal Yılmaz gönlümüzde  yaşayacaktır...Tekrar saygıyla  ve rahmetle  anıyorum.....Böyle erdemli ,yurtsever  vefalı insanlar  unutulmazlar..İşte güzel iinsan M.KemalYılmaz bunlariçinde  biurörnekti....Uçup gitti aramızdan, bir daha dönmemek üzere....Bir kez daha  mekanı cennet olsun.....

--------------------------------------------------------------------------------

1- Beşparmak Dergisi  Sayı: 175, Mayıs- Haziran   2013 . s.26,27

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..