- Kategori
- Şiir
Benliğime veda rıhtımı
İçimdeki ateşe üfledi kaderin hain elçileri rüzgarlar,
Benim içimdeki kara toprağın üzerine dikilen kırmızı gül oldun artık,
Kesin mezartaşımın üstüne de senin ismini yazarlar; "bir günahkâr"...
İlk defa kapımın önündeki paspastan öteye geçti karanlık...
Kasetler dolusu aşkım, sayfalar dolusu hüznüm oldu sayende,
Arşivler dolusu korkum, kadehler dolusu günahım oldu.
Arkamı döndüğümde bir töre gibi kovalayan geçmişim,
Önüme döndüğümde kapı gibi kapınan bir geleceğim oldu.
Tüm zaaflarımdın, tüm düşlerim, umutlarım, yalanlarım..
Tüm zayıflığımdın, eskide kaldı beni bir gülüşünle benden alışın...
Artık, artık lütfedip de kalbim gömebilsin bendeki seni içime,
İçimdeki beni de yanına gömsün; bu benle hiç tanışmadım.
Gerçeği değiştiren bir değnek elimde,
Noktayı büyütüp evren yaptım gözümde,
Zifiri karanlığını aydınlattım.
Ve de sır perdeleri yonttum,
Kanatlarından zebanilerin..
Şimdi söyleyin bana dünyadaki cehennemimi,
Hangi "meleğe" borçluyum?