- Kategori
- Kültür - Sanat
Bereketli topraklar
Nereye kadar?
Nereye kadar bu tek başınalık?
Davos zirvesinde, daha önce yerel seçime özgü yazılmış senaryonun tek perdeli oyununda vatandaşın alkışlarını alan AKP, öyle görünüyor ki seçim sonucunda yüzde ellilerin üzerinde oy alacağa benziyor.
Vatandaş, kahve kültürü konuşmalarına bayılır..
Erdoğan'ın Davostaki uslüp ve tarz'ı, siyah-beyaz sinema yıllarındaki Tophaneli Murat'ı aratmıyordu.
Gazze'deki insanlık dramına üzülmeyen olmamıştır insanlık adına.
Hamas'ın de bir terör örgütü olduğunu unutmamak lazım.
Şimdi bir anlık Gazze olayını bir tarafa koyalım.
Allah aşkına Başbakan'ın İsrail Cumhurbaşkan'ına takındığı tavır, uslüp ve tarzını beğendiniz mi?
Konuşma süresi ile ilgili haksızlığı gözardı etmiyorum..
Gazze dramı tavrını da olumlu karşılıyorum..
Ama Türkiye'nin uslüp ve tarzı bu olamamalıydı diye düşünüyorum..
Fakat, vatandaşın alkış tuttuğu belli.
İşte Erdoğan'ın de istediği buydu ve amacına ulaşmış oldu.
Peki şimdi ne olacak?
Yerel seçimlerde göz doldurur oy artışı ile Türkiye'nin neler yaşayabileceğini düşünebiliyormuyuz?
Türkiye, süspanse senaryolarla yönetilmemelidir artık..
Tıpkı yıllar önce Demirel hükümeti döneminde iktidarda kalabilmek uğruna Rize'de yaş çay alımları yapılıp, işletilmeden denize dökülen çaylar örneğinde olduğu gibi.
Günümüz Davos alkışı Demokrasi alkışı değildir.
Eğer benzeri alkışlar devam ederse, ülke iyi yöne doğru kanalize olamıyor demektir.
Sayın Erdoğan, PKK terör çözüm arayışlarında tıpkı Davosta olduğu gibi aynı uslüp, aynı tarz ve aynı duruş'unu sergileyebilmiş olsaydı bugün terör'ü konuşmuyor olacaktık..
Ülkenin geleceği süspanse yönetimlerin elinde kalmamalıdır.
Obama rüzgarı eğer, samyeli eser ise, sağanak yağış sonrası bereketli topraklar üzerinde yeşermeler olur diye düşünüyorum..