Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Berhan Şimşek lütfen sus artık, yakışmıyor!

Berhan Şimşek lütfen sus artık, yakışmıyor!
 

Lütfen sus artık!


16.4.2011 

"Biz mazbata siyaseti yapmıyoruz. Gerekirse muhtar gerekirse aza oluruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu süreçte milletvekili olarak siyasete katkı sunmaya inandığım için aday oldum" 


Bunlar yürekten söylenirse çok güzel sözler değil mi? 

 

Sözlerin sahibi 2002 ve 2007 seçimlerinde milletvekili olarak TBMM'ye giren Berhan Şimşek’ti. 

 

Peki, bugün neden veryansın ediyor? 

 

***** 

 

Biraz eskiye dönüp hatırlayalım isterseniz. 

 

CHP ‘in 33.olağan kurultayında Genel Sekreter Önder Sav’ın damgası vurulmuştu adeta. Kemal Kılıçdaroğlu'nun Parti Meclisi listesi ile Deniz Baykal'a yakın isimler yok sayılmışlardı. 

(Oysaki bir genel başkan çalışma arkadaşlarını kendisi seçmelidir.) 

 

“Önder Sav CHP in belleğidir” diye bahseden Şimşek o zamanlar parti meclisine alınmayan arkadaşları için hiç konuşmamıştı. 

 

Gürsel Tekin’e yapılan haksızlık karşısında sus pus olmuş, hatta sevinmişti. 

 

18 Ocak 2011 de yapılan Olağanüstü Parti Meclisi Kurultayında genel merkez tarafından aday gösterilmemesine rağmen aday olmuş (Bu her partilinin en tabi hakkıdır.) ve Gürsel Tekin’in seçilmemesi için elinden geleni yapmıştı. Kurultay salonunda delegelerin telefonlarına şöyle mesaj gelmişti. 

 

Oy pusulalarında “Gürsel Tekini çizin, yerine Berhan Şimşek’i yazın” . 

 

Kendisinin bu mesajı çektirmediğini varsaysak bile şimdi ne için, ”Benim ve arkadaşlarımın isminin üstünü çizenlerin, bir gün, tarih onların isimlerin altını çizeceğini gösterecektir” diye feryat ediyor acaba? 

(Şimdi tarih tekerrürden ibarettir mi diyelim yani? Böyle düşünmek bence ayıptır.) 

 

O gece neden böyle bir mesajın delegelere gönderilmesine izin vermişti? 

Yine kendi deyiminle, keser döner sap döner, gün gelir hesap dönermiş. Bunu ben söylemiyorum. 

 

(İtirazlar, çekememezlik, yerinden olma endişesi içerisinde delege kurultayda yine de sağduyulu davrandı. Baykal ve Sav güçleri arasında Gürsel Tekin’in 1242 delegeden 762 oy alması büyük bir başarı olmuştur.) 

 

 

CHP İst. İl Başkanlığı döneminde başarılı olamadı. Partisinin genel başkanının oy kullanmamasının başlıca sorumlusu olmuştu. AKP ‘in alaylı muhatapları bizler olmuştuk. 

 

Kendi deyimi ile referandum çalışmalarında günde 5 gömlek değiştirerek çalışmıştı. Gazetelere böyle röportaj verirken Kadın Kollarının iyi çalışmadığını söylemekten kaçınmıyordu. 

 

Bunları söylerken kadınların gömlek değiştirmeye bile zaman ayıramayacak kadar özveri ile çalıştıklarını göz ardı ediyor, onlara büyük haksızlık yapıyordu. 

 

Şimdi örgütü ağzına alıp hak aramaya kalkan Şimşek o zamanlar Kadıköy Kadın Kolu Başkanı olan beni, Önder Sav’a bağlı olarak bir hiç yüzünden, yargısız infaz ile görevden almıştı. 

Tıpkı Başbakan Erdoğan’ın sevgi anıtına “Kaldırın bu Ucubeyi” dediği gibi emir buyurarak, 25 senelik emektarı gözden çıkartabiliyor, bir kelamda silip atabiliyordu. 

 

Örgütten kastı kendisine yakın olanlar mıydı acaba? 

 

Bugün bildiği "iki Mustafa" olduğunu söyleyen Berhan Şimşek, Hazreti Muhammed'in bir Hadis'inden esinlenerek 

"Haksızlık karşısında susanlar dilsiz şeytandır." Diyebiliyor. Vah! Vah! Vah! 

Kendisi başkalarına savunma hakkı tanımış mıdır? Bunu vicdanına bir sorsun bakalım. Hangi hak ve hukuktan bahsediyor acaba? 

İstanbul İl Başkanlığından istifa etme kararı verdiğinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini arayarak devam etmesini istediğini söylemiş. 

Ne kadar güzel işte, demek ki öyle uygun görmüş Sn. Kılıçdaroğlu. 

O zaman neden ille de milletvekilliği hırsı? 

İstifa gerekçesi olarak 'Genel Başkanın kendisini Ankara'da milletvekili olarak görmek istediğini' aktarmasını talep etmesi bence istifa kararına güzel bir onurlandırma olmuştur. 

İstifa kararını açıklamadan önce il yönetimi zaten gidip gelmiş 5 kişi istifa kararlarını açıklamamış mıydı? Yani il yönetimi düşmüştü. Sonra bir şekilde karar değiştirildi. 

 

Kendisine ne haksızlık yapıldı çok merak ediyorum. Milletvekilliği, daha sonra İST. İl Başkanlığı gibi onurlu bir görev yapmışsın. Parti en güzel görevleri vermiş kendisine ama ben olmazsam parti de olmasın anlayışı ile atıp tutmak ona hiç yakışmıyor. 

İhtiras tramvayına binip ineni hiç görmedim derken bu tramvaydan kendisi neden inmek istemiyor acaba? 

 

CHP ‘in bu günkü yönetiminde ihtiras vardır, hem de pek çok vardır. Bu ihtiras sadece CHP’ i iktidar yapma ihtirasıdır. Koltuk, vekillik gelip geçici bir bayrak yarışıdır ama CHP bir kurumdur. Cumhuriyetin, halkın partisidir ve herkes için vardır var olmaya devam edecektir. Biz olsak ta olmasak ta CHP ‘in varlığı her zaman olacak, hissedilecektir. 

 

 

Biz mazbata siyaseti yapmıyoruz diyenler partinin aleyhine konuşmayı bırakıp eğer gerçek partili iseler partiyi iktidara taşımak için ellerinden geleni yapmalıdırlar. 

Ben, sorgusuz sualsiz görevden aldığın ben şimdi, Alma mazlumun ahını, çıkar aheste demiyorum. 

Tüm yaptığın yanlışlıklara rağmen asla böyle düşünmedim ve böyle düşünmeyi de onursuzluk olarak sayarım. Sadece yaramaz çocuklar, acemi bir politikacı gibi partimin üst kurullarını bu şekilde eleştirdiğin için üzülüyorum. Siyaset uzun soluklu bir mücadeledir. 

Bu mücadelemiz kendi içimizde düşmanlıklar yaratarak, ötekileşerek olmamalıdır. 

Kendi partisini bu şekilde kırıcı sözlerle eleştirmek kimseye itibar kazandırmaz. 

Son olarak; 

Dün, dünde kalsın, Türkiye’nin, çocuklarımızın geleceği için ayrışmayalım ve var gücümüzle çalışalım diyorum. 

 

Sevgiyle kalın. 

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..