- Kategori
- Futbol
Beşiktaş'ın iki kahramanı!

İşte o an!
Öncelikle şu noktaya açıklık getirmek gerek... Beşiktaş'ın 3-5-2 falan oynadığı yok. Mustafa Denizli kimseyi kandırmasın, çünkü takımı 5-3-2 oynatıyor. Beşiktaş'ın kanatları ileriye çıkmıyor.
Bu küçük nottan sonra başlık konusuna gelelim. Denizli, iki kanadın biraz gerisine Zapatocny, Sivok ve Toraman'dan oluşan üç silahşörleri yerleştirmiş. Toraman, geçen yıl Beşiktaş defansının en iyisiydi. Ama şimdi yanında öyle iki adam var ki, onların kalitesi Toraman'ı gölgede bırakıyor.
Evet Beşiktaş'ın iki kahramanı, Sivok ve Zapatocny... Onlardan bahsederken coşkuyla doluyorum. Nasıl hasretmişiz böylesine disiplinli, profesyonel, akıllı oyunculara!
Bu adamları 90 dakika izleyin, dikkatinizi çekecektir; asla ve asla riske girmiyorlar. Klasik defans oyuncusuna göre gerçekten üst düzey bir top tekniğine sahipler. Geriden oyun kuruyor, maçı yönlendiriyor, gidişhata göre oyunu soğutuyor yada hızlandırıyorlar. Dahası birbirlerini tamamlıyorlar. Sivok daha sakin, biraz daha teknik. Zapatocny ise partnerine göre daha mücadeleci ve agresif bir görüntüye sahip. Ama bu agresif yapısını yalnızca gerekli anlarda takım yararına kullanıyor. Yani en kritik karşılaşmalarda kımızı kart gören Lugano'nun agresifliğine sahip değil.
Bunu bir önekle ifade edelim...
Antalyaspor, maç içinde bir çok tehlikeye imza atan Zapatocny'e Dijehua ile markaj uygulatmak zorunda kalıyor! (Evet bir defans oyuncusu markaja maruz kalıyor) Karşılaşmanın durduğu bir anda Zap, su içmek için saha kenarına gidiyor. Antalyaspor'un en iyisi olarak göze batan markajcısı Dijehua'da onunla birlikte saha kenarına gitmeye kalkıyor. Yani adamını maçın durduğu anda bile bırakmıyor. Kameraların kaçırmadığı ve jenerik olmaya değer bu görüntünün devamında Tello kızarak, ' adamı rahat bırakta suyunu içsin' der gibi araya giriyor. Fakat Antalya'lı oyuncu inadına Zap'a daha da yapışıyor. Tüm bunlar gerçekleşirken Zapatocny'nin yüzünde hep gülümseme var. Adam si-nir-len-mi-yor. Çünkü rakibin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyor. Çünkü tam bir profesyonel...
Böylesine bir harekete bizim Türk oyunculardan bir tanesi maruz kalsa, muhtemelen çileden çıkar ve en iyi ihtimalle sarı kart görürdü!
Maçın geneline baktığımızda Beşiktaş, rakibini açmakta çok zorlandı. Hatta rakip defansı zorlayamadı bile denilebilir. Ardı ardına gelen 3 gol dışında pek pozisyon bulamadı. Aslına bakarsanız bu durum Beşiktaş'ın kadrosu itibarı ile normal. Çünkü, oyunu açabilecek kapasitede bir oyuncumuz yok. Delgado'nun yerini doldurma görevi verilen Serdar yetersiz kalıyor. Tıpkı Delgado gibi!
Beşiktaş'ın şuan takviyeye ihtiyacı olan tek bölgesi burası. Bu açığı kapayacak oyuncuyu da aslında Mustafa Denizli, göreve gelir gelmez yönetime iletmişti...
Hocanın alınmasını istediği isim, Kayserispor'lu Mehmet Topuz'du...
Bu küçük nottan sonra başlık konusuna gelelim. Denizli, iki kanadın biraz gerisine Zapatocny, Sivok ve Toraman'dan oluşan üç silahşörleri yerleştirmiş. Toraman, geçen yıl Beşiktaş defansının en iyisiydi. Ama şimdi yanında öyle iki adam var ki, onların kalitesi Toraman'ı gölgede bırakıyor.
Evet Beşiktaş'ın iki kahramanı, Sivok ve Zapatocny... Onlardan bahsederken coşkuyla doluyorum. Nasıl hasretmişiz böylesine disiplinli, profesyonel, akıllı oyunculara!
Bu adamları 90 dakika izleyin, dikkatinizi çekecektir; asla ve asla riske girmiyorlar. Klasik defans oyuncusuna göre gerçekten üst düzey bir top tekniğine sahipler. Geriden oyun kuruyor, maçı yönlendiriyor, gidişhata göre oyunu soğutuyor yada hızlandırıyorlar. Dahası birbirlerini tamamlıyorlar. Sivok daha sakin, biraz daha teknik. Zapatocny ise partnerine göre daha mücadeleci ve agresif bir görüntüye sahip. Ama bu agresif yapısını yalnızca gerekli anlarda takım yararına kullanıyor. Yani en kritik karşılaşmalarda kımızı kart gören Lugano'nun agresifliğine sahip değil.
Bunu bir önekle ifade edelim...
Antalyaspor, maç içinde bir çok tehlikeye imza atan Zapatocny'e Dijehua ile markaj uygulatmak zorunda kalıyor! (Evet bir defans oyuncusu markaja maruz kalıyor) Karşılaşmanın durduğu bir anda Zap, su içmek için saha kenarına gidiyor. Antalyaspor'un en iyisi olarak göze batan markajcısı Dijehua'da onunla birlikte saha kenarına gitmeye kalkıyor. Yani adamını maçın durduğu anda bile bırakmıyor. Kameraların kaçırmadığı ve jenerik olmaya değer bu görüntünün devamında Tello kızarak, ' adamı rahat bırakta suyunu içsin' der gibi araya giriyor. Fakat Antalya'lı oyuncu inadına Zap'a daha da yapışıyor. Tüm bunlar gerçekleşirken Zapatocny'nin yüzünde hep gülümseme var. Adam si-nir-len-mi-yor. Çünkü rakibin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyor. Çünkü tam bir profesyonel...
Böylesine bir harekete bizim Türk oyunculardan bir tanesi maruz kalsa, muhtemelen çileden çıkar ve en iyi ihtimalle sarı kart görürdü!
Maçın geneline baktığımızda Beşiktaş, rakibini açmakta çok zorlandı. Hatta rakip defansı zorlayamadı bile denilebilir. Ardı ardına gelen 3 gol dışında pek pozisyon bulamadı. Aslına bakarsanız bu durum Beşiktaş'ın kadrosu itibarı ile normal. Çünkü, oyunu açabilecek kapasitede bir oyuncumuz yok. Delgado'nun yerini doldurma görevi verilen Serdar yetersiz kalıyor. Tıpkı Delgado gibi!
Beşiktaş'ın şuan takviyeye ihtiyacı olan tek bölgesi burası. Bu açığı kapayacak oyuncuyu da aslında Mustafa Denizli, göreve gelir gelmez yönetime iletmişti...
Hocanın alınmasını istediği isim, Kayserispor'lu Mehmet Topuz'du...
Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır