Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Diyetisyen Sedanur Macit

http://blog.milliyet.com.tr/sdnr

25 Mart '13

 
Kategori
Beslenme
 

Beslenmemizde sütün önemi

Süt doğumdan itibaren vücudumuz için oldukça gerekli bir besindir.  Yüksek protein, kalsiyum, fosfor, riboflavin içeriğiyle büyüme-gelişme, doku yapımı, kemik mineral yoğunluğunun artması, kan basıncını azaltma, vücut ağırlığı kontrolü gibi faydalara sahiptir. Ayrıca kanser riskini azalttığına dair çalışmalar da mevcuttur. İnek sütü, keçi sütü, manda sütü ve koyun sütü gibi çeşitleri olan sütün besin içeriği de türüne göre farklılık göstermektedir.

Sütlerin 100 ml'sinde bulunan besin ögeleri

 

 

enerji

protein

yağ

kalsiyum

İnek sütü (yağlı)

61 kkal

3,3 g

3,3 g

119 mg

İnek sütü (½ yağlı)

50 kkal

3,3 g

1,9 g

122 mg

İnek sütü (yağsız)

35 kkal

3,4 g

0,2 g

123 mg

Keçi sütü

69 kkal

3,6 g

4,1 g

134 mg

Koyun sütü

108 kkal

6 g

7 g

193 mg

Manda sütü

97 kkal

3,8 g

6,9 g

169 mg

 

Sütlerin besin içerikleri mevsimsel olarak çeşitli farklılıklar gösterebilmektedir. Sütün yağ içeriğinin % 5 'ini doymuş yağ oluşturmaktadır. Ancak konjuge linoleik asit içeriği sayesinde yağ yakımına yardımcı olduğunu son yıllardaki çalışmalar göstermektedir. Zayıflama diyetlerinde ise sütlerin yarım yağlı veya yağsız olanlarının tercih edilmesi gereklidir.

 

Sütler piyasada pastörize ya da UHT şeklinde bulunmaktadır. Ayrıca dışarıdan alınan sütlerin kaynatma yöntemiyle evde tüketimi de yaygındır. Ancak bu yöntemde besin ögesi kaybının önüne geçmek için sütün kaynadıktan sonra 5 dakika sonra ocaktan alınmasına dikkat edilmektedir.

 

Yüksek aminoasit kalitesine sahip süt grubunun özellikle lizin içeriği yüksektir ancal kükürtlü aminoasit içeriği sınırlıdır. Bu nedenle tahıllar ile tüketildiğinde aminoasit örüntüsünün kalitesi yükselmektedir.

 

Süt grubuyla en yakın ilişkili rahatsızlık osteoporozdur. Osteoporoz kemik  mineral yoğunluğunun azalmasıyla kemiklerde meydana gelen yumuşamayla karakterizedir. Süt grubunun yeterli miktarda tüketimi özellikle fiziksel aktiviteyle desteklendiğinde kemik yoğunluğunu arttıracağından ileride osteoporoza karşı koruyucu olacaktır. Maksimum kemik yoğunluğuna 25-35 yaşları arasında ulaşılmaktadır. Bu yaştan sonra yıkım daha fazla olmakta ve kemik yoğunluğu artışı olmamaktadır. Bu nedenle bu yaşa kadar alınan yetrli kalsiyum büyük önem taşımaktadır.

 

Son yıllardaki çalışmalar kalsiyum ve hipertansiyon arasındaki ilişkiyi ortaya koymuş ve düşük kalsiyum alımı yüksek kan basıncıyla ilişkili bulunmuştur. Bu nedenle günlük gereksinme kadar süt grubunun tüketimi önemlidir.

 

Kalsiyumun safra asitlerini bağlama etkisi nedeniyle kolon kanserini önleyici etkisi  gözlenmiştir. Ancak kanserle ilişkisi için çalışmalar devam etmektedir.

 

Süt grubunun önerilen tüketim miktarı yetişkinlerde 2 porsiyon iken gebe-emziklilerde ve çocuklarda bu miktar 3-4 porsiyona çıkmaktadır. Ayrıca menopoz sonrası azalan kemik-mineral yoğunluğu nedeniyle süt tüketimine dikkat edilmesi aynı şekilde önemlidir.

 

 

Sonuç olarak;

-kemik gelişiminin olduğu çocukluk döneminde süt

tüketimine önem verilmeli,

-gebelik-emzikllik ve yaşlılık döneminde yeterli süt

alımı sağlanmalı,

-hipertansiyonda yeterli kalsiyum alımına önem

verilmeli,

-osteoporozdan korunmak adına erken yaşlarda süt t

üketimi yeterli seviyede olmalı,

-vücut ağırlığının kontrolünde diyette yeterli miktarda

süt grubundan ürün bulunmalı,

-zayıflama diyetlerinde az yağlı ve yağsız grup tercih

edilmelidir.

 
Toplam blog
: 13
: 3120
Kayıt tarihi
: 31.12.12
 
 

Mesleğim olan diyetisyenliğin yanı sıra sağlıklı beslenmeye dair araştırmak, okumak, yani tarifle..