Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Biçilmiş Kaftan ve yanlızlık

Biçilmiş Kaftan ve yanlızlık
 

Vivaldi Four Seasnos dinlediniz mi hiç bilmiyorum ama mutluysam içimde kelebekler uçuşuyor tabiri yerine 4 Mevsim gibiyim derim. O kadar huzurlu o kadar mesut hissettirir o notalar. Benim için kendimi anlatmanın en güzel yoluydu melodiler kimisi klasik müzikten nefret ederken benim için hep anlamlıydı. Kimi zaman Vivaldi kimi zamansa Beethoven Moonligt Sonata dinleyip hüznümün en derine inerdim bunları ben böyle yazınca siz düğünümde Bethoowen çalsın diye bir arzum olduğunu düşünebilirsiniz, tabi ki böyle bir arzum yok aksine Zeki Müren çalsın istiyorum ince ince gitme sana muhtacım desin ben aşık olduğum adamın gözlerinin içinde kaybolurken.

Neyse ben bunu anlatmak için gelmedim buralara melodilerim bitti gözyaşlarım da bitti bir tek geriye kelimelerim kaldı yazmak için. Bir gün, çok mutlu olduğunuz her hangi bir gün, dünyanın tekrar döndüğünü hissedersiniz aynı ve güzel bir şekilde hem doğan güneş hem batan günün gecesi anlamlı olur sizin için. Benim bu nacizene hayatım da bu günlerim sayılıdır çünkü ben genelde hep onu özlerim hep onu beklerim genelde hep onun için içer hep ağlarım . Aslında bakarsanız çok da güldüğüm söylenir hatta eğlenceli olduğum hatta ve hatta bir erkek için biçilmiş kaftan kadını tabiri benim için de kullanıldığını da çok duymuşumdur arkadaşlarımdan. Lakin buna rağmen ben hep yalnızımdır. Her bulduğum dediğimde kaybetmeyi alışkanlık haline getirmiş küçük yetim bir çocuk gibiyimdir. Belki onun gidişi ile alakalıydı bu yenilgilerim ama ben hep kaybettim hep terk edildim belki hatalarım oldu belki yanlışlarım. Birini çok sevmenin gerçekten hata olduğunu düşündüğüm çok anlar da oldu evet evet kesinlikle birini çok sevmek hataydı kalp ağrısıydı çünkü kimi çok sevseniz daha az sevilirdiniz.

Ben hep çok sevdim hep aşklarım büyüktü kalbimden. Laf kalp büyüklüğüne gelmişken aslında benim size anlatmak istediğim konu da tam da buydu; geçen gün bir adamı aldım içime kalbimi görsün istedim, severdim de keratayı nedendir bilinmez bir içime sinmişliği de vardı. Sevsin istedim sarsın istedim başka da bir niyetim yoktu aslında art niyetsizde düşünmüştüm. Sadece sıcak bir kalp istemiştim benim için titreyen. Anlamsızca da mutluydum bir kaç günlüğüne aslına bakarsanız ama işte dedim ya ben hep küçük yetimdim unutmuştum bir kaç günde aslımı. Unuttu beni hatırlamadı bile kırıldığımı incindiğim halbuki kızım beni delirtme dese ben zaten hazırdım mutlu olmaya ama olmadı yine kaldım bir başıma. Sevildiğimi sanmıştım halbuki daha sonrasını sorarsanız. İşte buradayım malum ona söyleyemiyorum, soramıyorum o yüzden size anlatıyorum soruyorum ? Birine sevgi verebilmek biri için ne kadar zor olabilir ? Bir kalbi kırmak kaç saniye alır ? Kalpler ne kadar ucuzlamış olabilir ki atmadan sevişsin?

 
Toplam blog
: 21
: 408
Kayıt tarihi
: 07.07.12
 
 

Kendi hayat meşgalisini veren azcık yazan azcık gezen yurdum insanı... https://twitter.com/ar..