Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Bile bile şiddet

1968 öncesi aile yaşamı bugünkü yaşamdan, apartıman yaşamı, mahalle yaşamı kent yaşamı, şehir ve ülke yaşamı bugünkünden çok daha iyi, sağlıklı, terbiyeli, huzurlu, hareketli, korkusuz ve mutlu idi.

Neden 1968? Belirtilen tarihte yurdumuza öyle bir kutu geldi ki, binlerce kilometre ötedeki insanları, hayvanları, manzaraları, olayları zaman geçirmeden evimize getirdi, İlk görüntü şaşkınlık yaratıyordu. Büyük, küçük, yaşlı genç, çocuk hayretler içindeydi. Yeni bir Dünya'da yaşadıklarını zannettiler. Okunan kitaplar bir tarafa bırakıldı. Yapılan işler, görüntülü cama bakmak için azaltıldı. Sanki ağızlarına bant çekilmiş gibi herkes dilini yuttu. Konuşma yok, sadece, "vay, helal, oooo, yaşşa, varol, yazık, acıdım" gibi sesler duyuluyordu.

Zamanla bu görüntülü camın zararları yavaş yavaş ortaya çıktı. Gözler bozuldu. Kitap okuma sevgisi azaldı. İnsanların birbiri ile olan ilgileri kayboldu. Kasların hareketsizliği nedeniyle oluşan hastalıklar çoğaldı. Sihhatten şikayetler çoğaldı. Ahlaksızlıklar başladı. Aile ve çevrede, saygısızlıklar, isyanlar, karşı koymalar, hırçınlıklar aldı yürüdü ve işkence, cinayet. günlük konuşmaların ana konusunu oluşturdu.

İnsanlara bir hal oldu. Su götürmez nedenlerle aile cinayetleri oluşmaya başladı. Kadına saldırı ve tacizler çoğaldı. Büyüğe saygı, küçüğe sevgi azaldı. Bu arada bütçeye gelen zarardan bahsetmiyorum.

Televizyonun zararları okadar çok ki, yazmaya kalkılsa sayfalar dolar.

Faydaları yok mu acaba? Var tabii. Ama zararları kat kat.

Kanal sayısı az İken diziler de az ve seçme idi... Zevkle seyredilebiliyordu. TV nin iyi tarafları hatırına kötü yayınları da kısmen olsun seyirci toplayabiliyordu.

Kanallar çoğalınca, yayınlar, özellikle diziler zararlı olmaya başladılar. Genellikle şiddet ön sırayı aldı. Hangi diziyi seyrederseniz edin içinde şiddet, silah, küfür ve ahlaksızlık mevcut.

Aklı başında olan yetişkinler, aldıkları terbiye nedeniyle, onlarda herhabgi bir yeni alışkanlıklar, özlemler oluşmaz. Ama ya çocuklar?

Bütün mesele çocukları o beyaz camdan uzak tutmak. Bu mümkün mü? Hayır mümkün değil. Çocuk ne yapıyor yapıyor, bir fırsatını bulup şiddet, vurdu kırdı, kavga dövüş, cinayet ve saldırıları sahnelerini seyrediyor. Hele hele, son yıllarda yapılan dizilerde, başından sonuna kadar şiddet, saldırı işkence , silah ve ölüm var. Bu diziler, yetişmekte olan nesli doğru yöne mi kanalize ediyor, yoksa, saygısız, isyankar, şiddet yanlısı ve uygulayıcısı mı yapıyor?

Hangi gazeteyi açarsanız açınız, sütunlar dolusu, şiddet, yaralama, saldırı , taciz ve cinayet haberleri var.

Bunun önüne nasıl geçilir?

TV yi eve sokmayalım. Kaç kişi sokmaz?

Çocukları TV den uzak tutalım. Ne kadar?

TV yi şifrelendirelim. Biz seyrederken çocuklar 24 saat uyusun mu?

Kısaca çocukları TV den uzak tutamayız.

Denetleyici RTÜK diye bir kuruluş var. 1983 de kurulmuş. Bunlar ne iş yapar? Aslında yapacakları işer belli

"Yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve kanunda belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ilâ on iki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, Üst Kurulca hazırlattırılacak; Eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin fiziksel ve ahlaki gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır."

Peki bu işleri yapıyor mu? Yapmıyor, uyuyor, görmüyor. Haydı, diyelim ki RTÜK gereğini yapmıyor. Dizileri hazırlayanlar, senaristler, yapımcılar, diziyi alan, yayınlayan kanal sorumluları, bunlar, yayınladıkları dizilerin, filmlerin zararlı olduğunun farkında değiller mi?

Bu kadar şiddet yanlıları mı? Bunların zararlı olduğunu, geleceği kararttıklarını, toplumun ahlakına kibrit suyu döküldüğünü göremiyorlar mı? Nasıl bir anlayıştır bu? İki kuruş kazanmak için toplumun ahlaki değerleriyle onanır mı? Bu bir tür cinayet değil midir. Bunlara "Dur" diyecek birileri çıkmayacak mı?

Burhan Bursalıoğlu

 

 
Toplam blog
: 3
: 103
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

20.Ekim.1934'de Rize'de doğdum. Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesini bitirdim. Öğretmen emeklis..