Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

09 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Bilim ve geri dönen devrimler

Bilim ve geri dönen devrimler
 

msn den


19 yy pozitivist yaklaşımıyla evrim teorisinin formüle ettiği genel bakış açısının egemen olduğu 20 yy ilk yarısında; büyük sosyalist devrimlerin gerçekleşmesi ve Dünya işçi sınıfı hareketinin yükselme dönemi olması talihsiz bir rastlantıdır.

Emek sermaye çelişkisinin ve artı değerin bilincine varılmasıyla; işçi sınıfı iktidarı siyasetinin yükselişe geçtiği, kapitalizmin tek egemen güç olarak Dünyayı yönettiği bu dönemde kitlesel alternatif siyaseti ezmek gerekirdi.

1 Mayıs 1888’den itibaren Sosyalist siyasetle formüle edilmiş işçi sınıfının üretimden gelen gücünün karşılığını talep etme eğilimi yükselen değerdi. Ayrıca işçi sınıfı; üretimden gelen gücünü sadece emeğinin karşılığını almak için değil, evrensel insan haklarıyla doğuştan devredilemez hakları ve daha fazla demokrasi talepleri ile kitleselleştiriyordu. Bu somut gerçeklik giderek kapitalizmi zorlamaya başlamıştı. Tamda bu noktada dönemin düşünce adamları Dünya bilim kamuoyunu bir takım görüşlerle yönlendiriyordu. Genellikle güçlü kapitalist çevrelere bağlı çalışan bilim adamları vasıtası ile ve bu durum 'hiçbir şekilde anlaşılamayacak bir sistemle', işçi sınıfı liderlerini yanıltıcı teorilerle yönlendirdiler.

1900-1913 Rus işçi sınıfı liderlerinin Sosyalizmle taban tabana zıt olan milliyetçiliği kendi ilkeleri arasına katmaları tesadüf olamaz. Üstelik 1917 Rus devriminin başında yaşanan tartışma ‘Rus olan, Rus olmayan halklar’ ayrımı aslında daha Rus devriminin başından kadük kalmasının açık deliliydi. Bu gerçeğin belgesi sayılabilecek Sultan Galiyev’in mücadelesidir.

“Bu olaylardan hemen sonra Joseph Stalin, Türkistan’da Bolşevizm karşıtı hareketlerin artmasının yegane sebebi olarak Galiyev’i gösteren bir deklarasyon yayımladı. Galiyev ise 1922’deki parti toplantısında Stalin’le açıkça tartıştı. Devrimin sadece Rus olanı önemsediği, Ruslarla diğer milletler arasında ücret farklılıklarının bulunduğunu ve bunun açık bir ırkçılık olduğunu, emperyalizme karşı bütün milletlerin tek bir milletmiş gibi karşı durmaları gerektiğini söyledi. Rus halkı sistemin gözünde bir kere emekçi ise Rus egemenliği altındaki ülkelerde yaşayanlar iki kere emekçi idi O’na göre. Bu tartışmadan hemen sonra Galiyev sert bir şekilde gözden düştü. Bunun yanında Galiyev eleştirilerini makalelerinde ve gazetelere verdiği demeçlerle de sürdürdü. Erk aygıtını fazlasıyla endişelendirmeye başlamıştı”

Sultan Galiyev’in önerisi

Sultan Galiyev; Batı Avrupa solcularının ‘Sosyal Demokratlık’ yumuşatmasına karşılık gelen cevabı İslam dini hakkında geliştirdiği önerisidir.

"Devrim içinde en üst düzey Müslüman yetkili Sultan Galiyev’di. Devrimin Türk haklarına karşı uzanan zalim kolu olması bekleniyordu ondan. Ancak O, bir iç devrim peşindeydi. Müslüman Komünistler partisini kurdu. Bir satıh öngörüyordu Galiyev, bütün Doğu milletlerinin top yekûn oluşturacağı bir satıh. Armiya’da Sosyalizm’in batı dünyasına egemen olmasının tek yolunun Doğu’dan geçtiğini yazıyordu. Lenin’e yazdığı mektuplarda üzerinde durduğu en önemli husus, Müslüman halklara özerklik tanınması idi. Mektubunda Lenin’e Tataristan’a özerklik verilmesinin mümkün olup olmadığını soruyor, Lenin’den kısaca evet cevabını alıyordu. Zamanını sorduğunda ise cevap, kısa vadede bunun mümkün olamayacağı oluyordu. Rejim değişikliği Galiyev’in beklentilerinin dışında idi. Efendiler değişmiş ama ezilenler değişmemişti. Bu başlı başına Yeni Sömürgecilik dönemi idi. Rusya’nın ticarî merkezlerinden olan Kazan’da popülasyonu Türkler lehine çevirmek için çabaladı. Burada bir Müslüman Cemiyeti oluşturdu. Ural ve Volga Müslümanlarından açıkça destek gören Galiyev’in partisi Eylül 1920 Kongresinde kapatıldı ve faaliyetleri yasaklandı"

Kendi varoluş mücadelesini veren işçi sınıfının sosyalizmle formüle olmuş büyük yolculuğu sırasında, bilinmeyen güçlüler tarafından, pozitivizm ve evrim teorisinin propagandası ve savunmasından oluşan tonlarca ağırlığındaki kum torbası yüklenmiştir. İşte bu teorilerin propagandasını yaparken kitleselleşme yavaşlayarak, milletlerin manevi değerleri havuzunda boğuldu.

 
Toplam blog
: 191
: 540
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

Yerel bir gazetede yazıyorum. Okumayı severim, şiir okumayı severim. Emekli işçi olarak sosyal ak..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara