Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bilinçli Duyarlılık Hepimizin Görevidir

Bilinçli Duyarlılık Hepimizin Görevidir
 

Ne mutlu sana...


Bilinçli duyarlılık hepimizin görevidir

Yeniden ısıtılıyor.
Cinayetin anatomisinden maksimum yararı elde etmek isteyen çevreler çok farklı kılıkta ve şekilde ortaya çıkıyor. Hem de kendi küçük rant hesaplarının bedelinin ülkemize vereceği zararın ne olabileceğini de hesaplayarak veumursamayarak.

Bütün konuları bitirdin de sıra buna geldi…
Gerçekte olayınız, ilhamın bittiği yerde ucuz kahramanlıklarla prim yapma savaşımı.
Hiç kimse cinayeti ve katilleri onaylamaz. Elbette üzüldük.
Üstelik olayın zamanlaması, ABD de soykırım saptırması yasasın bilmem kaçıncı defa ısıtılıp tekrar önümüze sürülmüşken Ülkemize üst düzeyde zarar verebilme amacına da yönelik.

Önemli mi? Evet çok önemli.
Kabul edilirse ne mi olur? Konu Birleşmiş Milletlere götürülür ve Türkiye ki (katliama uğramış mazlum insanlar Ülkesidir) işlemediği bir suçtan tazminata mahkûm edilerek bedelini toprak ve para olarak ödemeye zorlanır.
AB üyelik süreçlerinin Türkiye’ye bir şeyler dikte ettirmeye döndürüldüğü bu günler de, bu tür cinayetlerin ve cinayetten nemalanmak isteyenlerin, gerçekte, Asala, PKK ve benzeri şer örgütlerinin katilerine hoş görü zemini hazırlamaya hizmet ettiklerini unutmamak gerekir.

İlk anda cinayeti işleyen ve cinayet ortamını hazırlayan zihniyetin ve tahrikçilerinin sloganını görmemek için kör olmak gerekir. “Hepimiz Ermeni’yiz.. hepimiz Kürt’üz” idi.
Daha sonraki taktiklerinin gereği sloganlarının tek boyutlu olmasında yarar gördüler.

Maktul kendi içinde tutarlıydı.
Hiçbir zaman “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişinden yana olmadı.
Kendi ilkeleri doğrultusunda “ zehirli ilan ettiği asil kanımın akıtılması” gerektiğini ve ancak kanım değiştikten sonra benimle birlikte olabileceğini söylemekten geri kalmadı.

Onca toplu mezar, bulgu, belge ve tanığa rağmen hiçbir zaman Anadolu’nun erkeksiz kalmış köylerinde, ihtiyarlar, kadınlar, çocuklar ve savaş gazisi sakatlardan ibaret köy kalkının yakılarak işkence edilerek soykırıma uğratılmış olduğunu ima bile etmedi.

Hiç kimse kalkıp, cımbız kullanmaktaki üstün maharetini kullanarak maktulün kerameti kendinden menkul yazı ve söylemlerinden ayıklamalar yaparak, O bu ülke için şunları savunuyordu demesin…
Meseleye bütüncül bakmak gerekir.
Unutmayın ki en bozuk saat bile bir günde en az iki defa doğru zamanı gösterir.

Bir tek sözüm var, her kes onun kafasında olsaydı bu ülke ve bu millet kalır mıydı?
Yararlı bir şey yapamayacak kadar aciz ve korkak olabilirsiniz.
Hiç değilse zarar vermeyin. Çünkü buradan başka sığınacak yerimiz yok.

Tatlı su sazanlarına, tatlı su demokratlarına sormak lazım.
Sen hiç Agos gazetesi aldın mı?
Maktulün anayasamızda ve geleneksel yaşantı ve hoş görümüzde ifadesini bulan “vatanını milletini seven, öven ve yücelten” yazılarını! okudun da bunlardan aldığın ilham ve takdir ve üzüntüyle mi ….aaaa “sezen hanımlar da buradaymış”… yaklaşımı içinde olayı “..boy gösterme fırsatı” olarak değerlendirmeye çalışıyorsun...

Dağlarda şehit olan vatan evlatlarının asil mirasçıları “olanları ibretle izlemezler mi”, mukayese etmezler mi?. Bu tavırlardan hangi sonuçları çıkarırlar?

Onların evlat acısına melhem olan, şehit sahibi olma duygusundan çıkardığı tek teselliyi de gölgeleyerek yüreklerini bir kere daha dağlamaya kimin hakkı var.

Ülkemde cinayet işlenmesini hazmedemiyorum.
Ülkeme ihaneti de hazmedemiyorum.
Ülkeme, insanlarıma, barışa, dostluğa, kardeşliğe ve Türküm demenin mutluluğuna zarar verenleri de hazmetmiyorum.
Ülkemize bağlı olan Ermeni vatandaşlarımıza yapılan karalamayı da hazmedemiyorum.
Bu konulardaki hazımsızlığımı da “Ne mutlu Türküm” diyerek haykırıyorum.

Biyolojik genlerinden gelen Türklük mirasından dolayı değil, kendisine doğanın sunduğu gen türü ne olursa olsun, kendi özgür iradesiyle; bu ülkeyi seven, ülkemize hizmet eden, kültürümüze gönülden bağlı olan ve “Ne mutlu Türküm” diyebilenleri kucaklayarak, duygularımı; “Kendini mozaik olarak görmeyen ve bir alaşım olduğumuzun bilincinde olan”larla paylaşmak istedim.

Ne mutlu resimdeki ruhu taşıyanlara.


 
Toplam blog
: 193
: 1045
Kayıt tarihi
: 01.08.07
 
 

Bilecik doğumluyum. Emekli Eğitimciyim. Ankara'da ve yazları Kuşadası'nda yaşıyorum Günlük uğraşl..