- Kategori
- Mizah
Öğrenebilmek
Resmin konuyla ilgisi yok, reklam olsun diye... yoksa var mı? Biri bizi mikroya koymasın...
Öğrendim ki diyebilecek miyiz?
Öğrendim ki; insanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki; karşılık vermek, düşünmekten daha kolay.
Öğrendim ki; hiç tanımadığın insanlar iki saat içinde senin hayatını değiştirir.
Öğrendim ki; her şartta kendine dürüst kalanlar daha uzun yol yürüyor. (A. Behramoğlu).
Öğrenmek güzel de... Sorun yıllar sonra olmasında...
O zamana kadar kim bilir ne tecrübeler kazanılmıştır.
Bir de “tecrübeyi yaşam boyu yenen kazıkların bileşkesi” olarak tanımlarsak…
Hala öğrenemeyenlerin ya da öğrenmemekte ısrar edenlerin varlığını düşünürsek...
Geç de olsa öğrenmekte yarar var.
Hele bir de okumayı söktüğü gün kırmızı kurdele takılan çocuğun sevinciyle "... oh beee sonunda ben de öğrendim..." diyebilmek...
Hatta bunu o coşkuyla yazarak şiirsel anıta dönüştürmek gibisi var mı?
Zararın bittiği yer de kar başlarmış.
En iyisi en kısa zamanda öğrenmek...
Ya da...
Öğrenmesi gerektiğinin farkında olmamakta ısrar ederek mutlu bir yaşam sürdüğünü zannetmek...
Hem de şair, filozof ya da benzer yüceliklere çıkmamıza neden olanları da mutlu ederek.
Bazıları öğrendiğini zannetme moduna girenlere; "maymunun gözünü açması", ya da "papazın pilavdan gına getirmesi" anlamında yorumlar katsalar da, biz eğitimin faziletleri anlamında düşünüp işin içinden çıkalım.
Hem de daha fazla tecrübe kazanmakta ısrar etmenin, sağlığa zarar vereceğinin bilincinde olarak.
Sahi aklıma geldi. Bir gün milletçe; soğanın, patatesin yenip, kömürün yanıp bittiğini...
“öğrendik artık” diyebilecek miyiz?
Hiç tanımadığım insanların bir seçimde tüm yaşantımı değiştirebileceği öğrenmek için denemem şart mı?
Ya da seçimlerde fötr şapka, mavi tişört, kurşun kalem, patates-soğan gibi sıradan objelerle yaratılan grup dinamiğiyle saman alevi gibi ortaya çıkanların, bir seçimde tüm yaşantımızı değiştirebileceğini öğrenebilecek miyiz?
Yoksa biz de her şeyin özelleştirilme fırtınasından paçasını kurtaramadığı modaya uyup üç otuz paralık soğan, patates karşılığı "demokrasimizi", "laikliği", ve "cumhuriyetin kazanımlarını" özelleştirecek miyiz?
Hem de özelleştirilen bazı şeylerin bir daha eskisi gibi olabilmesi için, kuruluşundaki mücadelenin tekrar yaşanması gerektiğinin bilincinde "olmayarak".
Ama unutmayın bu defa bir "Atatürk’ümüz" olmayabilir.
Not. Bu yazıya yukarıdaki resmi koymasaydım... reyting fakiri kalırdım...
Ben de Öğrendim artık