Bilmeyeceksin!!!

Sil silebildiğince, tüm silgilerini kullan yeryüzünün, her bir zerremi sil adımın geçtiği her yerinden evrenin.
Ne adresim kalsın, ne de telefonunda adım. Yüreğinden de sil. Aklından silebilir misin?
Kim bilir, bir gün ondan da olur belki silinişim!
Lakin şarkılardan silebilir misin beni?
O birlikte yâd ettiğimiz, her bir şarkıda hatırlamayacak mısın beni?
Ya dalgalar dövdükçe kayaları acımasız, aklına gelmeyecek miyim?
Hiç mi gelmeyecek aklına acımasızlığın?
Her bir sıçrayışında damlaları yüzüne, bıraktığın gözyaşı gelecek aklına, ürpereceksin!
Her bir vuruşunda udun teline, her bir nota dillenişinde dudaklarında, kaçabilecek misin benden?
Unutamayacaksın beni.
Unutsan da, tekrar tekrar hatırına düşeceğim. Nihavent şarkı olup düşeceğim zihnine kimi gün, kimi bir dalgadan damlacıkla süzüleceğim yanaklarından, poyraz bir rüzgâr olup okşayacak ellerim saçlarını kimi gün de.
Laradan bakıp, kâh Beydağları'nın doruklarında göreceksin günün her saati ayrı renge bezeyip, kâh eteklerinde binbir çiçeğe kesip. Kimi gün Konyaaltı'nda olacaksın, Laranın falezlerinde gözlemleyeceksin binbir özleme resmedip. Her bir yudumunda bir yudum da bana içeceksin şarabından.
Beni içeceksin!
Bilmiyorum hangisinde, hangi şekilde aklına düşeceğim. Hatırlamayacaksın bile adımı belki de, kim bilir.
Ama ben senden hiç vazgeçmeyeceğim!
Dağlarda resmettiğim seni göreceğim, dalgalarda savrulacağım senli, senli dinleyeceğim şarkıları, seninle içeceğim şarabın en hazlısını.
Her gün ayrı bir hicaz peşrevle başlayıp nihavent şarkıyla ardından, hicazla devam edeceğim sonrasında sana seslenmelerimin.
Sen…
Sen hiçbir zaman bilmeyeceksin!!!