Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '12

 
Kategori
Müzik
 

Bin yıl yaşasam yine sana doyamam !

Bin yıl yaşasam yine sana doyamam !
 

Antalya…

Temmuz ‘un ortaları, yıllık iznimin sonları ve Ramazan ‘in birinci günü.

Rutubetten yapış yapış bir halde yollara düştük, yollar uzadı, nem bir buğu gibi vücudumuzu sardıkça ağırlaştık, yavaşladık.

Karaoğlan Parkına girdiğimizde yaprak kıpırdamıyordu. Rüzgârsız hava;  nemi ve sıcaklığı daha da katlanılmaz hale getiriyor sanki günlerdir duş almamışsın gibi kendini kirli hissetmeni sağlıyor, huzursuz ediyordu.  

Saat yirmi otuza yaklaşırken programın yapılacağı alana geldik. Konser alanı;  deniz kenarına kurulmuş olan sahnede çalışan teknik görevliler ve yaklaşık yüz plastik sandalyenin on tanesini kapmış olan erkenciler haricinde bomboş. Aklıma bundan on sene kadar önce Aspendos ‘ta gittiğim Tarkan konseri geliyor; bilet fiyatları ve uzak mesafeye rağmen işte konsere tam bu kadar kala yaşanan izdiham, kuyruk ve sıkıntı. Acaba diyorum; hiç mi duyurusu yapılmadı bu konserin? Yok, imkânsız,  Antalya’yı terk etmemin üzerinden üç sene geçmesine rağmen Antalya Büyükşehir Belediyesi beni hala seçmen olarak görüp her etkinliğinden cep telefonuma gelen mesajlar vasıtasıyla haberdar ediyor. Yani mutlaka haberleri olmuştur insanların…

Bir saat sonra ortalık kalabalıklaşıyor,  çıkan üç beş showla Ramazan programı başlıyor bizse heyecanla Solistimizi bekliyoruz.

Bu yapış yapış havaya rağmen kravat ve ceketi ile çıkıyor sahneye,  bir de yıllardır elinden düşmeyen gitarı ile…

72 yaşında diye hesap yapıyoruz. Acaba sesi aynı mı? Nasıl dayanacak bu sıcakta en az bir saat sürecek performansa?

Özür dileyerek ceket ve kravatını çıkarıyor.

Başlıyor hayatımın en unutulmaz ve muhteşem gecesi.

Sanırım ortaokul birinci sınıftaydım “Sevdim Seni Bir kere” ‘nin sözlerini ezberleyip söylemeye başladığımda.  O zaman bu zamandır vazgeçilmez bir ses ve besteci benim için sevgili ÖZDEMİR ERDOĞAN.  

İki saat süren konser boyunca en sevilen bestelerini okuyor,  kâh Türk sanat müziğinin kâh Türk Halk müziğinin bizi hüzünlendiren, neşelendiren sedalarıyla doluyor gece. Müzik kaliteli, espriler sohbetler kaliteli dahası karşımızda kalitenin ta kendisi beyefendi ;  “ Devlet Sanatçısı” unvanını hak etmiş nadide bir müzisyen var.  Yetmiş iki yaşında sıcağa aldırmadan, hız kesmeden iki saat boyunca kadife sesiyle bizleri büyülüyor, büyüledikçe büyüyor kalbimizde.

İznimin son günleri, hayatımın 35’ den sonraki ilk yarısı…

Heyecanla karışık hüzünle eşlik ediyorum İKİNCİ BAHAR ‘a…

Gece bitiyor.

Kulağımda PERVANE ‘nin hala tazeliğini koruyan nağmeleriyle bilgisayarımın başına geçiyorum evde.

Google ‘da aratıyorum Özdemir Erdoğan ‘in ismini karşıma sadece zaten bildiğimiz unutulmayacak şarkıları çıkıyor bir de vikipedi ‘de ki iki satır yazı hakkında.

Beni hüzünlendiren konuşmaları geliyor aklıma Özdemir Erdoğan ‘in popüler kültür ve medya üzerine yaptığı biraz sitemkâr.  Sanırım haklı;

1940 yılında doğmuş 1960’lı yıllarda müzik yaşantısına profesyonel olarak başlamış olan bu büyük DEVLET SANATÇIMIZIN hakkında doğru düzgün yazılmış bir biyografi ya da haber yok…

Sadece görseller ve bol miktarda şarkılarından oluşan videolar…

Yüzümde bir tebessümle tıpkı kendisinin de  söylediği gibi YouTube ‘a tıklıyorum. Bir tık’ta benden geliyor.

RUHUMU SARIYOR KADİFE SESİ….

KALİTESİ, BEYEFENDİLİĞİ VE SANATÇILIĞI İLE KALBİMDE TAHT KURAN SEVGİLİ ÖZDEMİR ERDOĞAN ‘I SAHNEDE TEKRAR DİNLEMENİN HAYALİNİ KURUYORUM…

BİN YIL YAŞASAM YİNE  SANA DOYAMAM DİYORUM …

http://www.youtube.com/watch?v=gRjsXfD6ivo

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..