Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '09

 
Kategori
Çocuk Sağlığı
 

Bir Anadolu hikâyesi ve milupa

Bir Anadolu hikâyesi ve milupa
 

Bu yılın ilk yazılarını giriyorum. Ve kendi sayfamda bir ilki de gerçekleştiriyorum. Ard arda iki yazı birden girerek.

Bu yıl zaten ilklerle dolu bir yıl oldu benim için başlangıç olarak ta. Leyleği havada gördüm yıla merhaba derken kendimi birden Anadolu’da buldum. Çok uzun zamandan beri Anadolu’ya yolculuk yapmıyordum. 2009’a merhaba der demez Anadolu’ya da merhaba dedim. Bu yıl o kadar çok şeye merhaba diyerek başladım ki.

Anadolu diyordum. Evet, aslında yazımda anlatacağım tamda bir Anadolu hikâyesi. Şehrin ismini vermek istemiyorum yeterince mimli bir şehir zaten. Bir kez daha mimlensin istemiyorum. İsmin değil zaten konunun içeriği önemli.

Yolculuğumun sonunda doğanın beyaza bürüdüğü yüzüyle karşıladı Anadolu beni. Oldukça uzun zamandır görmediğim bu görüntüyü özlemiştim. Kısa zaman içerisinde bitirmem gereken işlerin stresinden mi yoksa başka nedenlerden mi bilmiyorum ama küçük bir mide kanaması geçirdim ilk gittiğim günlerde. Verilen diyete uymam gerekiyordu tedavinin ilk aşamasında. Zaten sınırlı olan yiyeceklerle bunu nasıl başarabileceğimi düşünürken aklıma bebek ürünleri geldi. Hani şu meyve püreleri şeklinde olan hazır bebek yiyecekleri.

Bulunduğum şehrin ünlü alışveriş merkezlerinden birinden Milupa ürünlerinden birini aldım kendim için. İki ayrı ürün ve birkaç çeşit bisküvi. Milupa ürünlerini daha önce kullanmış olduğumuz için hiç sorgusuz ve tereddütsüz aldım ve konakladığım yere geldim. Ürünü ambalajdan çıkarıp kapağını açarken duyduğum pof sesi ve ardından üzerinde ki köpük beni şaşırttı. Diğer ürünün ise tadındaki bozulma bütün hevesimi kursağımda bıraktı. Hiç zaman kaybetmeden markete gitmeyi düşünsem de bulunduğum yerin şehre uzaklığı sebebiyle o an için bunu gerçekleştiremedim. Ertesi gün uyanır uyanmaz Milupa yetkililerine mail attım ve ardından da markete gittim. Market yetkilileri ürünü hemen aldılar ama yüzlerinde ki ifade sanki bu konuyu sürekli yaşıyorlarmış gibiydi.

Ürünü almaları tüketici hakları çerçevesinde zaten olması gereken bir durum ama benim için açıkçası bu yeterli bir durum değildi. Çünkü buradaki Pazar bebeklerdi ve ne yazık ki market yetkileri bunun bilincinde değildi. Tüketen kesim bebek olunca hiçbir şey bu kadar basit olamaz. Bunun sorgulanması gerek. Market yetkililerine bu işin peşini bırakmayacağımı söyledim. Ve öylede yaptım.

Marketten dönünce maillerime baktım. Milupa Tüketici Servisi Sorumlusu Melisa Taşkıran görüşmek için telefonlarımı istediğini belirtiyordu. Telefon numaramı vermemin ardından beni aradılar. Olayı kısaca özetledikten sonra ürünü fabrika incelemesine göndereceklerini belirtti. Benimde istediğim buydu zaten. Sorun market hatası mı, fabrika hatası mı? Neticede fabrika hatası ise aynı ürün Türkiye sınırlarında marketlerde bebekler tarafından tüketim halinde. Bunun düşüncesi bile beni kasan bir durum. Kendileriyle yaptığım görüşmede yapacakları inceleme raporunu bana da göndermelerini istedim.

O kadar seri çalışıldı ki ürünün alınması, fabrikaya gönderilmesi ve raporun bir örneğinin bana gelmesi on beş günü bile bulmadı. Rapora göre ürün dayanıklılık testinden olumlu sonuç almıştı. Ama ne kadar sağlıklı bir sonuç işte orası tartışılır. Neticede açılan bir ürün arada geçen süreyi de göz önüne alırsak çokta sağlıklı bir sonuç vermesi beklenemez. Yani bu sonucun geleceğini baştan biliyordum. Kendilerinden marketten aynı seriden ürün almalarını bunu da inceletmelerini istedim. Bu arada şunu özellikle belirteyim benim almış olduğum ürünlerden biri bu yıl ilk kez piyasaya girmiş bir ürün. Bu yüzden onlarda emin değillerdi sonuçlardan. İsteğimi yerine getirdiler sonuç yine onlardan yana idi. Netice olarak sorunun kaynağı saklama koşullarına bağlandı.

Evet, Milupa gerekli duyarlılığı gösterdi ancak ben yinede bir yerlerde eksik olduğunu düşünüyorum. Kendilerine de belirttim bunu. Aklıma gelenleri sıraladım. Anadolu olunca giden ürünler farklı mı oluyor diye? Bunu yaptıkları testlerle çürüttüler ama ben isterdim ki Milupa yetkilileri satışlarının yapıldığı illerdeki marketleri denetlesinler. Yine isterdim ki Anadolu’da ki tüketicileri tanısınlar. Bana Melisa Hanım bu konuda “ürünü alacak anneler sizin gibi bilinçlidir” dedi. Oysa Anadolu kadını Melisa hanımın söylediği standartlarda değil. Ürünün sorunlu çıkması durumunda benim yaptıklarımı yapmayacaktır. Anadolu’ya bu kadar uzak olarak belli bir kesim annelere göre endekslenmiş ürünlerle hizmet vermek ne kadar doğru?

Ürünü tüketen kesim bebekler. Keşke o gün vaktim olabilseydi de ben bulunduğum ilin üniversitesinde o ürünü tahlil ettirebilseydim. Daha kesin emin sonuçlar alabilseydim. Şuan aldığım sonuçtan tatmin değilim hep kafamda bir acaba olacak. Eğer ürün bu yıl hizmete girmiş olmasaydı marketin üzerinde tarih oynaması yaptığını düşünecektim. Şu ansa ne düşüneceğimi bilmiyorum. Olayın geçiştirilecek bir yanı yok. Ortada bebekler var şikâyetlerini aktaramayacak tüketiciler. Onların yerine anneleri bakar diyemiyorum bir anlık bir gözden kaçırma ürünün bebek tarafından tüketilmesine neden olabilir. Tüm bebek firmaları yaptıkları ürünü piyasaya sürerken Anadolu pazarına girerken bu ayrıntıları ne kadar düşünüyor? Çok merak ediyorum. Hatta daha ileri gidiyorum bu bebek ürünlerinin ne kadarı katkısız? Ne kadarı doğal?

Ürün takibinde Milupa üzerine düşeni yaptı belki ama bence daha fazlasını yapmalıydı. Dediğim gibi ürünlerin tüketim pazarı bebekler. Market bu bilince sahip değil, Milupa ise satış yaptırdığı ürün mağazalarının bu bilinçte olup olmadığını bilmiyor. Ya da ticaret gereği bunu önemsemiyor. Sadece Milupa değil tüm bebek ürünleri üreticileri. Ya biz tüketiciler işin ne kadarının bilincindeyiz? Alıyoruz ve tüketiyoruz. Gerisi es kaza böyle başımıza gelirse takip ediyoruz ya da sadece ürünü değiştirmek yetiyor. Oysa bizim hareket mekanizması olarak doğru şekilde işler hale getirmemiz gerekiyor. Çocuklarımız için geleceğimiz için. Ben üzerime düşenin ne kadarını yaptım? Dışarıdan bakılınca oldukça fazla görünse de açıkçası hiçbir şey yapmadığımı düşünüyorum. Çünkü yapmam gereken o ürünü markete bırakmak değil direk üniversitede inceletmek olmalıydı. Vaktim olmadığımın arkasına sığınmaksa kendi sorumluluğumu hafifletmek. Tüketici olmanın bilincine ve sorumluluğuna tam olarak vardığımız zaman katkısız çocuklarımız olacaktır. Bu bilince biran önce varılmasını istiyorum.

Yinede Milupa’ya teşekkür etmek istiyorum. Biz bu kadar bilinçsiz bir toplumken yapması gereken sadece bu olmamakla birlikte kısmen de olsa üzerine düşen duyarlılığı gösterdiği için ilgilerine teşekkür ediyorum.

Katkısız tüketicilerin, hormonsuz geleceğimizin olacağı günlere biran önce varmak umuduyla şimdilik Anadolu’dan haberler bu kadar…

oyatekin@gmail.com

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..