- Kategori
- Bayramlar
Bir bayram daha (mı) geçti

ESKİDENDİ O SEVİNÇLER
“Bayram” denince, kimler ne düşünüyor, hissediyor çok merak ediyorum. Herkes için farklı şeyler ifade ettiği tartışılmaz. Bayram gelince, herkesin yaptığının dışında farklı şeyler yapma gereksinimi duyan hatta yapan var mıdır? Ya da en azından benim gibi huzursuz olan ve eski bayramları özleyen oluyor mudur?
Bayram anlayışının çağımızla doğru orantılı olarak değiştiğini, geleneklerin sıradanlaştırıldığını ve değerlerin kaybedildiğini düşünüyorum. Gerekleri yerine getiriyoruz, ama ne kadarımız bunu özümseyerek yapıyoruz acaba.
Değişen değerlere kendimden örnek vermek istiyorum. Küçükken bayram benim için yeni bir elbise, yeni ayakkabı ve torbalar dolusu şeker demekti. En çok şekeri toplayan ben olayım diye koşardım büyüklerin ellerine. Bana para verecekler mi acaba diye birilerinin cüzdanında olmadı gözüm.
Mahallemizin tüm kadınları toplanır baklavalar açarlardı. Şimdiyse hazır tatlılar var tabaklarda ve çocuklar şekere değil paraya yöneliyorlar. Hatta bununla da kalmayıp, paranın azlığından yakınıyorlar. İşin garip, aynı zamanda üzücü bir yanı daha var; anne babalar da çocuklarına kim ne kadar harçlık verdi diye gözetliyor. Anlayacağınız her şey zamanla çıkarlara yenik düşüyor.
Ne çocukların renkli şeker kâğıtlarıyla oynadıkları oyunlar var ne de babaannelerimizin, anneannelerimizin özene bezene hazırladıkları bol şerbetli baklavalarımız. Çelik çomak oyununun yerini “street fighter” oyunu aldı; o güzelim baklavalar da fabrika işi renkli kutulara girdi. Ne keyifle bayramlıklarımızı kirletebiliyoruz ne de en iyi baklavanın sırlarını paylaşabiliyoruz. Tabii en çok şekeri kim toplayacak yarışlarımız da yok artık…
İşte tüm bu değişimler bana da büyüklerim gibi: “nerde o eski bayramlar” dedirtiyor.
Bu bayramı geçen sene olduğu gibi mersinde geçirdim. Burada kalmam için bahane çoktu ama en önemlisi eski heyecanı hissedemememdi. Bu yüzden gitmedim. Ailemin yanında olmak tabii ki de önemli ama daha da önemli olduğunu düşündüğüm bir şey var:”heyecan”. Ben o heyecanı hissedemeyeceksem gitmemin ne manası var. Neden laf olsun diye el öpeyim.
Anlayacağınız bu “bayram” dediğimiz zaman dilimleri bana artık bir şey ifade etmiyor. Ben alışılmışın dışında farklı bir şeyler yapma isteği duyanlardanım. Geleneklere onları değiştirmeden, özümseyerek sahip çıkma taraftarı olanlardanım. Ama doğruyu söylemek gerekirse bu bilincin yeniden kazanılması için ne yapılması gerektiğini de henüz bilmiyorum. Bu yüzden bana bu denli soğuk gelen bayram kargaşasında yer almaktansa uzaktan seyretmeyi tercih ediyorum. Bilmiyorum, ben “bayram heyecanı”nı yeniden hissedene kadar kaç bayram daha geçecek. Bildiğim bir şey var; ne eski geriye getirilebilir ne de değişimin önüne geçilebilinir. Bize ancak üzerimize düşeni yapmak; ayak uydurmak kalır. Yine de o heyecanı hissedenler; sizlere mutlu bayramlar…