Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '11

 
Kategori
Blog
 

Bir Ben Eksiktim

Bir Ben Eksiktim
 

Günlerdir gelişmeleri uzaktan takip ediyorum. Uzaktan deyince öyle bir köşeye çekilmiş kendi halimde beklerken seyretmek şeklinde algılamayın. Basbaya uzak bir diyardan izledim. Daha doğrusu izlemeye çalıştım. Anlatacağım..

*

İnsan Türkiye’den uzaklaşınca bir garip oluyor.
Bu bahsettiğim gariplik öyle ülkeden ayrı kalmanın getirdiği mahzunluk hali değil. Gurbet ellerde garip başıma dediğimiz türden değil yani. Benim kastettiğim “bir gariplik” manasında.

Hani ortada normal olmayan bir şeyler olduğunda “bir gariplik var” deriz ya, hah işte bu şekilde bir garip oluyor insan Türkiye’den uzaklaşınca. Ülkemin hay-huyuna alışmışlığın getirdiği bir şey bu galiba. Sınırdan öteye geçince insan sudan çıkmış balık gibi oluyor sanki. Tabi geçici bir süre..

Gittiğin diyarda gürültü patırtı yok ki. Sessiz sakin ortalık. Sanırsın insanlar pılını pırtısını toplayıp o ülkeyi terk etmişler. Ya da Amerika gelmiş bir atom bombası sallamış, insan nesli o coğrafyadan silinmiş (bazen bu olasılık için fena da olmazdı hani diyesi geliyor insanın, o zaman belki doğa biraz kendine gelir, tabi bir de Amerika’yı yok edecek güç lazım:)).

Sonra bir bakıyorsun ortalık insan kaynıyor (turistik mekan ya, ayrıntılarını bilahare anlatacağım), iğne atsan bırak yere düşmeyi aynı anda 8-10 kişiyi delip geçecek, o derece kalabalık. Ama çıt çıkmıyor. Sanki sessiz sinema oynuyor herkes. Ya da hepsi birbirine küsmüş, konuşmuyor. Üçüncü bir olasılık sağır oldum!

Yok, sağır olmamışım. Az önce tramvayın tıkırtılarını duydum. Demek ki ortalık sessiz. İşte bu sessizliğe alışmak hayli zor oluyor. Hele vızır vızır arabalar geçiyorken ilaç için bir korna sesi bile olmaz mı. O da yok. Arabalar da mübarek kibarlıktan neredeyse ortadan “çıt” diyecek. Yola adım attığın anda “zınk” duruyorlar.

Çok mu abarttım.
Hayır, abartmıyorum. Türkiye’den gidince medeniyete alışmak için bir süre geçiyor. Duruma göre bir ya da iki günde alışıyorsunuz. Ondan sonra artık zihniniz normalini orya göre ayarlıyor. İşte ne zaman Türkiye’ye döndünüz o zaman ayvayı yeni baştan yiyorsunuz. Gelir gelmez başınız dönüyor!

Zira insan rahata çabuk alışıyor malumunuz.
Oralarda gürültü patırtı yok. Seçim gürültüsü yok. Haberlerde birbirinden dehşet görüntüler yok. Gazetelerde üçüncü sayfa haberleri yok (gazete okumadım, bunu sallıyorum:)).. Kimse kimseyle uğraşmıyor, herkes kendi halinde.

Otobüste, tramvayda, metroda herkes kendi halinde.
(Bu kendi halindeliğin bir başka yönden de değerlendirmesini yapmak isterim. Unutmazsam. Derin bir kendi halindelik bu. Hatırlatın da yazayım).

*

İşte bu seyahat esnasında uzaktan ülkemi izlemeye çalıştım.
Neyini izleyeceksem artık.. Zaten bütün zamanımızı izleyerek geçiriyoruz, bari gitmişken azıcık uzak kalalım diye de izlemekten kaçınıyoruz bir yerde. Yok yok baya baya kaçınıyoruz.

Kardeşim Türkiye’deki olaylardan bahsedecek olunca hemen konuyu değiştirme cihetine gidişimden bunu anlıyorum. Akşam bir yandan çekirdek çitleyelim bir yandan da sohbet edelim diye oturduk. İşte o vakit bunu fark ettim. Planlı ya da bilinçli değil, tamamen refleks olarak. Artık nasıl doluyorsak :)

Kafayı toparlayabilirsem gezi anılarımı yazacağım. Hele bir kendime geleyim..

*

Lafa bir türlü gelemedim.
Zaten buraya kadar okuyunca yazının blogla ne alakası var basbaya turizm yazısı olmuş diyenleri duyuyorum. Az önce de sağır olmadığımı beyan etmiştim zaten.

İşte ben yokken buralar ne kaynamış anacım. Havalar ılık ama ortamlar sıcak. Herkes birbirine hodri meydan demiş. Bazı yazılara sınır ötesinden yorum yazdım ama buradaki gibi olmuyor tabi. Klavye yabancı olunca şakır şakır yazılmıyor. Öyle yazılmayınca tadı çıkmıyor bu meretin.

Ha unutmadan çekirdeği de hızlı yerim ben. O yüzden çekirdek yiyip olan biteni izlemek bana hep kilo aldırıyor. Kilo almaktansa yazmayı tercih ederim.

Bir ben eksikmişim. Ben de geldim. Hoş buldum :)

Sevgi, hürmet ve muhabbetle..

Murat HACIOĞLU

İstanbul / 20 Mayıs 2011

Twitter.com/murathacioglu

murathacioglu.com

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..