Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '14

 
Kategori
Psikoloji
 

Bir Fotoğrafla ne değişir hayatınızda

Tek bir fotoğrafla neler yapabilirsiniz?

Neleri anımsar nelerden nefret edersiniz?

İnandığınız her şeyi yerle bir edebilir misiniz?

Nefretinizi önünüze koyup sevginizi hiçe sayabilir misiniz?

Bir katilin duygularına bürünüp düşünmeden onu vurabilir misiniz?

Ya da hiç tepki vermeden tek gözyaşı akıtmadan sadece uzaklara mı bakarsınız?

Hala onu sevebilir misiniz yoksa kendinizi bir başkasına mı adarsınız?

Ağız dolusu küfür etmeyi başarır içmeyi beceremediğiniz bir rakı masası kurup sevmediğiniz o adamın şarkılarında ağlar mısınız?

Hangisini yaparsınız tek bir fotoğrafla?

Anan baban sevdiğin kardeşin hangisini görseniz içiniz bu denli yanar?

Ya evladınızı?

 Tek bir fotoğraf hayatınızı değiştirebilir mi?

Şair mi yapar sizi ressam mı yoksa müzikle mi anlatırsınız yaranıza kelimelerde mi dokunursunuz yoksa bir melodi de mi?

Hangisini seçersiniz? Yoksa bir ayyaş mı olursunuz?

Kalkmayan o içki sofraları sizin evinizde sizin masanızda mı kurulur yoksa başkalarının masalarına mı adarsınız kendinizi?

İyi olmayı güçlü olmayı tercih etmez sürünmek istersiniz.

Güçten yoksun perdeler kapalı haftalardır çarşafları değişmeyen yatağınızda öylece yatar tavanınızda daha önce fark etmediğiniz çatlakları incelerken bulursunuz…

eviniz sanki rutubet kokar kemikleriniz sızlar içinizin yandığını anlamaz bir zamanlar aşkla döşediğiniz o evinize atarsınız suçu.

Zavallının teki olursunuz kendinizce; doğrudur da sesleri duymazsınız telefonunuza bakmazsınız.

Birileri yüreğini çıkartırken meydana siz ilmek ilmek onun bıraktığı anılarla örersiniz yüreğinizi…

bilmezsiniz ki geç kaldınız.

Demirden örmeli yüreği taşlaştırmalı kimse tırnak atmadan.

Kan görmeye dayanamayan siz vücudunuzda onun dokunduğu yerlerin her gün kanayışını izlersiniz.

Deriniz pul pul olur siz kazırsınız kazıdıkça altından o fotoğraf çıkar.

Gün ağarırken tam o anda nefes almayı bırakır tıp dersiniz tıpkı çocukluğunuzdaki gibi.

Sanki susacakmış gibi tüm konuşanlar ama bir tek sen susarsın onlar konuşur fotoğraf konuşur.

Ama kimse o zamanlarda ki gibi oyundan atılmaz sen sustun diye ilk önce seni dışlarlar.

Buna da alışırsın!

Klasik kelimelerden bıkarsın cümleleri kuramazsın.

Ne ölüm acısı gibi toprağın altına bırakırsın sevdiğini ne de ne de terk edilen terk eden sevgili olursunuz.

Toprağın kokusunu, sevdanın ateşini, kışın soğuğunu unutursunuz.

Nicedir sıcak ekmek geçmemiştir boğazınızdan.

Gökyüzünün maviliğini unutmuşsunuzdur.

Ya sevdiklerinizin gözleri?

Bakamamışsınızdır ne zamandır unutmuşsunuzdur o ışığı.

Ve tükenir bitersiniz ne duygular canlanır zihninizde?

Bir fotoğrafla ne değişir hayatınızda?   

 
Toplam blog
: 4
: 78
Kayıt tarihi
: 02.03.12
 
 

Sıcacık bir yaz akşamı çocuğuyum ben. Eskişehir'in kızıl gökyüzüne bir zafer bayramından sonra il..