Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

02 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Bir gün herkes eşit olacak!

29 Eylül 2023

Vatandaş Kart

İktidardaki Toplu Evrensel Kurtuluş Partisi’nin (TEK Parti) 100. yıl programında yer alan, tüm vatandaşların nüfus cüzdanlarının, genom bilgilerini de içeren çipli kartlar ile değiştirilmesi, yani Vatandaş Kart için ilan edilen başvuru süresi 29 Ekim 2023’de dolacak. Bu tarihe kadar kartlarını çıkartmayan vatandaşların üç ay içinde bölgelerindeki nüfus dairelerine itiraz hakkı bulunuyor. Bu esnada isimlerine kayıtlı tüm taşınmazları, banka hesaplarının yanı sıra varsa hastane kayıt bilgileri, eğitim kurumlarından aldıkları diplomaları, ve iş sözleşmeleri kayyum’a devredilecek.

Vatandaş Kart projesi, tüm yurttaşların eğitim, sağlık, güvenlik, altyapı hizmetlerinden yararlanma hakları kadar, mülk edinme, işyeri açma, seyahat etme gibi faaliyetleri için de tek bir kimlik kullanmalarını öngörüyor. Vatandaşlar bundan böyle üzerinde doğum yeri, tarihi, cinsiyet gibi bilgilerin yanı sıra DNA bazlı tarama testleri sonucunda belirlenen genetik yatkınlık bilgilerinin de bulunduğu tek bir kimlik kartı taşıyacaklar. Nakit para sistemi iptal edilip kartlı alışverişe geçileli beri kullandığımız Lira Kart ve e-Vergi bilgileri aynı projenin bir ayağı olarak kimlik kartlarımız ile birleştirilecek. Vatandaşlar bu kimlik ile okula kaydolacak, hastaneye yatacak, veya ev satın alabilecek. Kart üzerindeki DNA bilgilerinden yola çıkarak vatandaşlar yatkınlık ve becerilerine göre yönlendirilecek, işyeri açmalarına veya kamu dairelerinde görev yapmalarına izin verilecek.

Avrupa Nüfus Birliği projesinin de bir ayağı olan Vatandaş Kart aslında bir süredir zaten uygulamada. Son sekiz senedir tüm yeni doğanlarda topuktan alınan bir damla kan ile yapılan tarama testlerinin kapsamı genişletilerek toplumsal uyum ve verimlik endeksinde yer alan tüm DNA özelliklerine de bakılıyor. Hastalık yatkınlıkları, fiziksel görünüm gibi özelliklerin yanı sıra saldırganlık, diğerkamlık, yumuşak başlılık gibi kişilik vasıfları, spor, sanat veya bilim gibi alanlarda üstün yetenek veya kişinin birim eğitime vereceği tepki gibi parametreleri göz önünde bulunduran bu endeks dünyanın pek çok gelişmiş ülkesi tarafından vatandaş yönlendirmesinde kullanılıyor.

Bu sisteme göre mesela öğrenciler artık herhangi bir bilgi, beceri ya da yetenek sınavına tabi tutulmadan genetik yatkınlıklarına uygun okullara diledikleri gibi kayıt yaptırabilecekler. Eğitim bakanı “ressam olacak çocuğu mühendis olacaksın diye zorlama dönemi artık sona erdi, bütün çocuklarımız içlerinden geldiği gibi okuyacak.Yarış atı gibi senelerce öğrenim görebilmek için sınandılar yok OPS, ÖSV, ÖSYT, artık bitti” dedi. Aynı sistem genetik becerisi yok ise çocuklar için eğitimin zorunlu olmasını da ortadan kaldırıyor. “Biz nasıl olsa neye istidadı olduğunu biliyoruz, delik kovaya su doldurmaya ne gerek var diyen eğitim bakanı, “okuyup ta adam olma” kadar modası geçmiş bir şey düşünemiyorum, bizim iktidarımızda artık çocuklarımız illa da okuyacağım diye mutsuz edilemeyecekler, genleri ne olabileceklerini söylüyorsa, adam mıdır, artık kadın mıdır, her ne ise, biz bunun gerçekleşmesini sağlayacağız!” diye de ekledi.

Çiftler bundan böyle evlenmeden önce karşılaştırmalı genetik yatkınlık sonuçlarını almak zorundalar. Eğer artan risk tespit edilirse, devletin atadığı sosyal hizmet uzmanları çocuk sahibi olmalarındaki sakıncaları anlatacak. Çift hala evlilikte ısrarlı ise ya çocuktan feragat beyanı imzalayacak ya da devlet ile mali yükümlük sözleşmesi yaparak doğum öncesi genetik tarama ve tüp bebek için yeterli finansal gücü olduğunu ispat edecek. Maddi olanakları kısıtlı çiftler için ileriki yıllarda düşük faiz ile devlete borçlanmalarını sağlayacak aile kredisi uygulamasına geçileceği müjdesi Maliye bakanı tarafından bir süre önce verilmişti. Nüfusunun %11'i sakat olan ülkemizde böylelikle bazı genetik hastalıkların daha kolay önlenmesi ve sakat sayısının azalması bekleniyor. Sakatlar Derneği’nin yaşam hakkı savı ile tüm önleme gayretlerine karşın bu yasa da geçen dönem parlamentoda onaylanarak yürürlüğe girdi.

Sağlık bakanı tarafından yapılan bir başka açıklamada ise “TEK Parti’nin insanların yaşam tarzına karışmak gibi bir düşüncesi asla olamaz, fakat devlet baba alkolik olacağını bile bile bir yurttaşımızın içki tüketmesine nasıl göz yumabilir? Kalp krizi geçireceğini bile bile vatandaşın doymuş yağ tüketmesine nasıl izin verebilir? Vatandaşı devlet koruyacak elbet. Bizimki yasakçı değil önleyici bir zihniyet, her istediklerini yapmalarına göz mü yumalım, ülkemiz her canı isteyenin hastalanabileceği bir yer mi olsun?” ifadeleri yer almıştı. Bu uygulama ile on yıl içinde sağlık harcamalarının yarı yarıya azalacağı iddia ediliyor. Sistem, gen bilgileri içinde mesela kanser yatkınlığı olan vatandaşlar sigara satın almaya kalkıştığında, lira kart bloke edilerek bu alışverişin engellenmesine olanak sağlıyor. İçki, tütün ve ilaç lobilerinin yanı sıra sigorta sektörü önceleri bu uygulamaya karşı çıkmıştı.

İtirazlar bu kadar değil tabi. Askerlik Hakkımız Derneği Başkanı “Genlerimiz uygun değil diye askerlik hizmeti yapmamıza izin verilmemesi kabul edilemez. Sırf EMP1 genleri taşıdığımız için her gencinin doğal görevi olan askerlikten muaf bırakılmamız utanç verici. Yarın bir gün böyle adama kız mı verilir denilerek eşinden, nişanlısından ayrılmak zorunda bırakılan arkadaşlarımız da olur. Biz de toplum içinde başımız dik gezmek istiyoruz” dedi. Dünyada yapılan araştırmalar sonucu taşıdıkları barışcıl düşünce (PT1), otoriteye karşı çıkma (AA1), ya da diğerleri ile empati kurabilme (EMP1) gibi genetik yatkınlıklar taşıyan kişilerin artık askerlik hizmeti yapmasına izin verilmiyor. Gene bu kişiler askeri okullarda okuyamıyor veya askeri kurumlarda çalışamıyor.Vicdani retçiler lobisi tarafından büyük destek gören bu uygulama, bazı ülkelerde toplumsal bir çatışma konusu olmaya devam ediyor.

Vatandaş Kart uygulaması geçen yıl yapılan seçimlerde %64 gibi ezici bir çoğunlukla yeniden iktidara gelen TEK Parti’nin 100. Yıl eylem planının temelini oluşturuyor. Projeyi tanıtırken yaptığı açıklamada Başbakan ” TEK Parti iktidarı gerçek demokrasi ve gerçek özgürlüğü böylelikle tesis edecek. Tüm vatandaşlarımız istedikleri gibi, istedikleri kadar ve kendilerini zorlamadan, değişmek zorunda kalmadan, içlerinden geldiği gibi yaşayacaklar. Benim vatandaşım, bir yandan nüfuz cüzdanı bir yandan sağlık karnesi bir yandan emekli kartı bir yandan öğrenci belgesi peşinde niye koşsun, alacak eline kapı gibi Vatandaş kartını, devlet ona hizmet edecek, ihtiyacı ne ise onu ayaklarının altına serecek.Te imiş, Ke imiş, Le imiş, Çe imiş bana ne, hepsi benim vatandaşım değil mi, genleri ne kadarına izin veriyorsa sonuna kadar gideceğiz.Biz vatandaşlarımızın farklı arzuları, farklı becerileri olduğunun bilincinde bir iktidarız.Biz kimseye demiyoruz ki şöyle olun, bunu yapın, haşa! Farklılıklarını belirledik. O yüzden bundan sonra yok öyle fırsat eşitliği kisvesi altında herkese aynı baskı, herkese aynı seçenek- herkes ne ise onu yaşayacak. Genleri ne söylüyor, neye izin veriyorsa biz bunu gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışacağız” demişti. Genetik Ayrımcılık İzleme Komitesi bu sözler üzerine Başbakan hakkında suç duyurusunda bulunmuş, çıkan takipsizlik kararı sonrasında farklı etnik gruplar, genetik kimliğimiz yok sayılarak asimile edilmeye çalışıyoruz iddiası ile Komite başkanını mahkemeye vermişti. Bu dava halen devam ediyor...

Derken ter içinde uyandım! Neyse, hepsi seçimden önceki gece gördüğüm bir genetik kabusmuş. Yok artık mı diyorsunuz? Emin misiniz?

 
Toplam blog
: 9
: 464
Kayıt tarihi
: 12.07.06
 
 

Genetikbilim araştırmacısıyım.Hocayım. Danışmanım. Okurum, düşünürüm, yazarım, konuşurum. Merak eder..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara