Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '06

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Bir haberin düşündürdükleri

Bir haberin düşündürdükleri
 

Bu günlerde medyada gündemdeki ‘’ tesettür faciası’ ’ haberini okuyunca insan mantığındaki boyutlar, sıfıra inerek, cevap bulamama acizliğine düşüyor.

Konya numune hastanesindeki iki tomografi uzmanı kadın doktorların,onyedi yaşındaki çocuğun, nemahrem diye testis ultrasonunu çekmeyerek,oniki saat geçikmeye sebeb olmak, netice bekleyen erkek üroloji doktorunun isyan etmesiyle, erkek doktor getirilip ultrason çekilmesi ve oniki saat gecikmeden dolayı gencin bir testistini kaybedip,zürriyet sahibi olmasının tehlikeye atılması.

Gönüller sultanı, insan sevgisinin mimarı, hoşgörünün,hümanist düşüncelerin kaynağı Mevlannın, feyz dağıttığı vede Mevlana haftası olduğu günlerde bu olayın Konyada meydana glmesi daha da çok gönülleri yaralıyor.

Şu soruları irdelemekten insan kendini alamıyor.

a) - Bu Sn.hekimler mesleklerini seçerken onları hangi görevlerin beklediğini bilememiş olabilirlermi?

b) – Tıp okurken insan anotomisi okumamış,kadavra çalışmaları yapmamış olabilirlermi.?

c) - Daha evvel böyle konulardaki ihmallerine göz yumulmuş ve çok miktarda mağdurlar yaratılmış olabilirlermi?

d) – Görevlerini hakkıyla yapmaktan kaçınan,hastane çapında verimlilik düşüşüne sebeb olan bu tesettürlü bayan hekimlerin ,olay medyaya haber olarak düşmeden, başhemin habersiz oluşu olasımıdır?

e) - İnançları gereği hareket ettiklerini zanneden bu kişilerin,inandıkları kitapta,can çekişen erkekse ölüme terk edin diye bir ayet varmıdır? Üstelik bu kişiler tüm canlılara AYRIM YAPMADAN tedavi edeceklerine dair tıp yemini etmişlerdir.İslam inancında yemine uymamak günah değimlidir.

f) - Görevi olduğu halde,bir yeri sızlayan onyedi yaşındaki çocuğa arkasını dönebilen birinin katı yüreğine;İslamın kutsal öğretisi yerleşecek zemin bulabilirmi?

(İnsan, yaratılmışların en şereflisidir düsturuyla her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hz. Mevlana,sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür ) diye övülen Mevlananın da dininin kitabı Kuranıkerim değilmidir.?Ondan yediyüz küsur sene sonra, bu inancın sahipleri,bugün hangi dogmaların sapağında yaşıyorlar.?

İnancını gereği gibi yaşayanlar,ibadetleri ile kötü sıfatlardan zaten soyunup ARINMŞ olması gerekir.Böyle bir inanç sahibi,bir hastanın canını kurtarmanın kutsal görevini yaparken,cinsiyetimi,yoksa nefsimi akla düşer.,Yoksa onun anladığı İslamda,ölmek üzere bile olsa namahreme el sürüp yardım eden cehenneme gider mi diyor.Ne yazıkkı günümüzde,kutsal bir inancı,çıkarcı emellere ve dünyevi nimetlerin kaldıracı yerine kullanmaktadırlar.

Yukarıda a dediğim gibi canımı sıkan olayın,insan sevgisi ve ilahi aşkın kabesi, Mevlananın yaşadığı ve türbesinin olduğu şehirde vuku bulmasındandır.Aynı çatı altında yaşayıpta nasiblenmeyenlerin bulunması doğalda,inanç adına inancın harcanması yazık.

Mevlana haftasında ondan alıntılarla büyük düşünür ve gönüller sultanına saygımı pekiştirerek son vereyim.

(Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir. Büyük Allah’tan bizler niye terbiye isteriz? Çünkü terbiyesizler, Allah’ın lütfundan mahrumdurlar. Terbiyesiz, yalnız kendine kötülük etmez, bütün utanç ve erdem ufuklarını ateşler. Sevgisiz insandan dünya, unutma ki korkarmış)

Vasfi Ayaz

 
Toplam blog
: 8
: 560
Kayıt tarihi
: 12.12.06
 
 

Yedi iklim beş deniz dolaşmış emekli bir denizciyim, şiiri, edebiyatı .tasavvuf ve klasik Türk musik..