- Kategori
- Güncel
Bir hüzün kapladı içimi

Hürriyet gazetesini açtığım zaman, Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan'ı mutlaka okurum.
Şimdi, Emin Çölaşan'ın gazetedeki yazılarına son verildiği haberiyle bir tuhaf oldum.
Bu çok önemli olay. Belki de bazı açılardan bir Milad olacak.
Emin Çölaşan'ın yazılarının temel yapısı, haksızlıklara, rüşvete karşı çıkmak, laik düzeni savunmak, hortumculara
karşı olmak, düzenbazları teşhir etmeye dayanıyordu.
Tüm bunları da korkusuzca köşesine taşıyordu.
İ.Melih Gökçek'in neler yaptığını, Çölaşan'ın köşesinden okuyorduk.
Ankara'nın susuz kalışının temelini de ondan öğrenmiştik. Şimdi Melih Gökçek rahatlamıştır.
Zaten Televizyon tartışmasında Melih Gökçek bazı şeyleri ima etmişti.
Bu gazetedeki bir anlayışın veya değişimin ürünü mü bunu zaman gösterecek ve anlayacağız.
Emin Çölaşan bir duruştu, bir kaleydi. Şimdi köşeşinden uzaklarda. Üzüldüğümü belirtmek isterim.
O Başbakan'ın yanağından makas alamazdı. Gazete gazete dolaşmazdı. Her iktidarın dümenine girmezdi.
Yazacaklarını korkusuzca yazardı. Ülkesinin çıkarlarını, her şeyin üstesinde tutardı.
Din bezirganlarının, üç kağıtçıların, döneklerin , hortumcuların, düşmanıydı.
O düşmanlar şimdi bir zafer kazanmış edasındadırlar.
Bu yazıyı yazarken, Doğan Grubunun internet gazetesinin blogunda yazdığımın farkındayım
Bu yazımın bu blogda yayınlanıp yayınlanmayacağını da merak ediyorum.
Uzun yıllar yazılarını okuduğum , Emin Çölaşan'ın yazılarına başka bir gazetede devam edeceğine inanıyorum.
Her son yeni bir başlangıçtır diye düşünüyorum.
Yarın ola hayır ola...