Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '11

 
Kategori
Deneme
 

Bir kızın dilinden gönlünden döküntüler sevgiliye...

Bir kızın dilinden gönlünden döküntüler sevgiliye...
 

Bir kızın dilinden gönlünde döküntüler sevgiliye...


Sana bunları çok uzaklardan ve de bir o kadar da içten yazıyorum. Belki umursamazsın belki de bu ne ya diyebilirsin. Ama en içten sözlerimle okumanı isterim. Böyle şeyler yazmam hiç kimseye. Sen benim için değerli ve de özelsin sonumuz yokluk olsa da... 

Zaman alabildiğince hırçın ve dalgalı iken içinde büyüye gelen bir meltem seni bir oraya bir buraya sürükler durur. İçinde sözlerinle kızabilirsin, belki de öfkelisin, belki de sinirlisin, belki de ağzına gelebilen herşeyi savurmak isteyebilirsin belki de seni görmek istemiyorum diyebilirsin. 

Ama bilmeni isterim hepsinin tek sebebi seni sevmek ve de sevebilmek oldu. Ne kaşına, ne gözüne, ne bedenine yandım, aslında sadece gönlüne yandım hepsi buydu. 

Ne kadar sen bana bir arkadaşımsın diye hitap etsen de, gönlümde hep seni sevmeye yüz tutmuştu. Belki de sevilemem değer biçilemem ama içimde sana duyduğum uçsuz bucaksız duygular liman olmuş sana akıyordu her satırlar her sözler. Engel olması çok zordu. Hiç kimse beni sevmek zorunda değil, sevmesini de beklemem sadece usulca gönle yaslanır severim. Sevgi özgürdür nerde ne zaman ne şekilde yaşanılır bilinmez. Sevgi herşeyi göze alacak kadar adildir. Ne kadar engel olsan da sevgi paha biçilemeyen sonsuz bir tecellidir ilahi aşkın katında. 

Sevmek; aslında cebinde paranın olup da sağlıklı olup da yanında olmak değildir. sevmek aslında hastalandığında tutunacak dalın, parasız kaldığında yaslanacak bir omuzun olduğu, birbirine kenetlenip aynı gönülde herşeye rağmen birlikte yaşamaktır sevmek... 

Senden hisssettiğim şey hep allahım acaba saklıyormu hiç olmazsa bir toz kadar da vardır dedim umut ettim... Kalbim kırıklarla doludur ama bilki bu kırıkların sebebii yine sendedir. İçine bakıp o kırıkları incelediğinde eminimki aşalıcaktır herşey. 

Hayatta insan öyle fedakar olmalı ki sokağa dahi atıldığında bir anne yüreği kadar affedici olmaktır. Allah onca şeyleri affederken bizler neden affetmeyelim en güzel büyüklük bu değil midir. 

Böyle birşey sevdiklerin ve değer verdiklerin için, senin içinde geçerlidir. Yüce rabbim onca şeyi affederken bizede affetmek düşer...
Bilmeni isterim küçücük tozda dahi ne kadar büyük bir hikmet vardır bilinemez. Belki de hayatımdakiler sana beni aciz olarak gösterse de ama bilki bu kadar aciz olsaydım inanki şunları yazmazdım nefes dahi alamazdım. Kendimin katili olurdum. Bazen birşeyleri kazanmak için bazı sorunları göze alıp sabredip savaşmak lazım. Sana olan sevgiyi saklayamam, saklasaydım ilk kişi sen olurdun. Ama ben hepsini frenler içime atardım. Karşılığını alamazsam da böyle içten yaşamak en güzeli derdim hepte öle yaşardım. Hani seni öylesine sevdim kelimelerim kifayetsiz, sözlerim bucaksız, gönlümse titrek bir ruhla yalın ayak, çırıl çıplak düşlerimle kalırım. Susuşlarım bile çığlık koparırken gözlerimde akan yaşlar avuçlarımda dua olur semaya çağlar. İçimde öyle sözler büyülenir ki her söz , her dem sana akar. Hiç kimseyi düşüncelerimle yalanlamam, her zaman sözlerimin arkasından giderim. Söz bir kez çıktımı son demini alana
kadar yol alır gider. 

Sanmaki herşeyi sildim attım seni hayatımda ne dost olarak ne de arkadaş olarak kalmazsın desen ama gönlüme dokunamazsın... Peki bunu nasıl durdurabilirsin mümkün değil. Sevdiğimi seni anlattım tıpkı sen gibi ama bütün anlatışların sorusu neden neden diye çalkalandım.
Gidişlerin neden, kaçışların neden,
Sorduğumuz tek soru buydu. Herşey senin anlattığın gibiydi
Tek çözümsüz olan şey neden nedendi.
Ben bir insanı gönlüme yerleştirdim mi herşeyiyle varım demektir. Ta ki herşeyi yapıncaya dek. Belki bütün soruların cevabı sende, belki de bütün soruların sevabı seni sevmek bana suçtu. Çok büyük bir suç işledim oda seni sevmek oldu. Bu hakkı nasıl öderiz bilemiyorum. Bilmeni isterimki dünyada senle var olan herşey, konuşulan, söylenen, duyulan, dokunulan, görülen, paylaşılan herşey hak meselesidir. Ben sadece gönlüne yaslanmak orada o bambaşka sevgiyi yaşamak istedim. İster senle ister sensiz ama senin gönlünde yaslanmak istedim. İster sevgiden aç koy ama unutma ki bu sevgiyi tarif etmek inan o kadar zor ki anlatamıyorum. Yine söylüyorum hiç kimse beni sevmese de olur illa biri beni sevsin, gönlüne yerleştirsin diye direnmiyorum. Sadece sana olan duygularımı, bu kadar nasıl olduğunu anlatmaya çalşıyorum. 

Aşk böyle birşey karşılığını alamadan savaşmaktır. Ama bu savaş nasıl biliyor musun hapishaneye düşmüş, dört duvarlar arasında demir parmakların ardında yana yakıla çığlık koparmaktır. Belki de yazılarım hoşuna gitmeyebilir, belki de içinde herşey savruluyordur sadece haklısın diyorum ve de saygı duyuyorum. 

Senin profilini öyle görmüştüm ki, kaşına gözüne kalıbına değil sadece gönlünle yaşamıştım o profilinde. Hani sen dedin ya sesim için ameliyat olursam kaybedebilirim temelli diye. Zaman insana neler kazandırır, neler kaybettirir bilinmez. Rabbim bazen olası olacakları imtihan edermiş. Yaşıyormuşuz ki sebebi varmış hep bunu düşünüyorum. Sebebsiz hiçbirşey yoktur. 

Diyelim ki senin sesin böyle ama bilki bununda en önemli sebebleri vardır, herşeyi söyleyip can sıkmaktansa içinde susukunluğa uzanmaktır, belki de böylesi daha hayırlıdır. Ve bende hep şunu diyorum iyiki çok duymuyorum ikinci ameliyatım daha vardı ama riksli olduğu için sonucunda dengemi kaybedebilirmişim ve de temelli duymayabilirmişim derken vazgeçtim. Çok duyup canımı sıkmaktansa az duyup hayatı yaşarız birşekilde dedim. Bu duyuşlarla çokşey can yakıyorsa bilki bir sebebi vardır. Ölümlerden dönüp yaşayabiliyorsak yüce rabbimin bildikleri vardır elbet. Ne kadar acımız bizi yaksa da en güzel günler bizlerin olacaktır deyip umut ekiyorum. 

Yazılacak o kadar çokşey varki. Hayattan ne kadar acı yaşanırsa o kadar da adımların temkinli olur. Bu dünya bizler için imtihan dünyasıdır. En güzel sınavlardan en güzel şekilde geçmek dileğiyle. 

Şunu unutmanı istemem bil ki bütün suallerin cevabı seni Allah rızası için sevdim ve de hep öle seviyorum, seviliyorsun. 

Benden nefret edebilirsin, belki de değer vermeyebilirsin ama sen bana her ne şekilde kötülük yapsan da, ne kadar dikenlerini canımı acıtsa da benim sana yapacağım şey tebessüm etmek ve sana kırmızı gül verebilmek, gülüvermektir. Bu senin için ve de sevdiklerim içinde hep böyledir. Ben her zaman nerede olursam olayım sanal da , gerçekte ama bilki her zaman gerçeğin ta kendisi ve de özündeyim. Kime sorsan aynı cevabı alırsın. İster sanal da , ister gerçekte değişen birşey olmaz benim için. Sonuçta Allah görüyor saklayamam. Beni anlatılan şeyler; duygusal, romantik, ince düşünceli, ince kalbli, hanım hanımcık, güvenilir, samimi, sıcak kanlı, oturup kalkmasını bilen, sözünün özünde olan, herşeyi yerli yerinde yapabilendir ve iyi bir anne diye anlatılırım. 

Hiçkimsenin kırılmasını istemem ben kırılabilirm ama karşımdakiler kırılmasın en güzel bu değil mi. Hoşgörülü olmak bu değil mi. Canım sana feda olsun canı gönülden diyorum canım yansa da buna değer diyorum...
Dualarımdan bir tanesi Rabbim senin yolunda hayırlı işler yapamıyorsam ne olur şu canımı hayırlı işler yapana feda eyle eyleki en hayırlı işler yapabilsin son demine kadar diyorum. 

Ölmeden ölümü yaşamak lazım. Seni kimlere anlattım sana olan sevgimi, Annemize, Qemer ablama (azerbaycanlı), Mine'ye ve sana ben aşkımı saklayamadım. Saklasaydım ilk kişi sen olurdun. Daha sonra kimsecikler duymazdı. Ben pişman değilim seni sevmekten. Aslında aynı konuları konuşuyoruz sadece neden bu gidişlerin, neden sen böylesine çekip gitmek zorundasın, hepsinin sorusu neden?
(neden_-_sorma)
Kendi ablama bile sadece normal arkadaşım olarak tanıttım. Bunları illaki bana dön diye söylemiyorum, illaki beni sev diye de söylemiyorum. Sadece duygularımı sana yazıyorum herşeyi sana bırakıyorum varlıkta olsa, yoklukta olsa sana yolluyorum herşeyi. Ben herşeyi affedecek kadar yürekliyim, herşeyi feda edecek kadar da vefalıyım...
Şunu söylemek isterim bazen birşeyler beğenilmesi için insanlara fırsat vermemek lazım. Hani diyorsun ya çok kişi duygularını açtı bana, bana da çok oldu ama ben fırsat vermedim veremem de çünkü sonradan can yanacağına başta koymak lazım o çizgiyi bu konularda. 

Mesala demiyelim gerçek bu, üniversiteyi Sivas'ta okurken çoğu kişi yolumu kesti, yalnızdım okula giderken arkadaşlarımla ders saatleri çakışıyordu. Ne bileyim bazı kişiler selam gönderdi, karşıma çıktı ve ben ne yaptım. Bir alyans aldım kendime ve ben nişanlıyım dedim parmağımı gösterdim. Ama böyle bir şey olmadı hayatımda sadece insanlar bana yaklaşmasın diye yaptım..
Bazen düşünmek lazım en ince ayrıntısına kadar düşünmek, ne kadar üstesinden gelirim diye. Sen erkeksin herşeye herkese rest çekebilirsin ama bir kadın bunu yapamaz sonuçta kadın nereye gidebilirki. Hayata işte deyipte gerçek değil asıl olan, asıl olan hayatın içindeki insanlarla güçlü kuvvetli , iradeli, vefalı, hoşgörülü olmak lazım. Bir kötülük oldu diye herşeyi silip atıp kaçmak değil var gücüyle inadına savaşmaktır. Bazen bu savaş susmak olur, bazen de anlamlı sözler kurup taşları yerine oturtmak gerekir. Bazen insan şöyle düşünmeli, hayatında sana bazı olumsuzları anlattım ne kadar acı da olsa bir çocuğun bana anne demesi o kadar mutlu ediyorki, yani annelik herşeyi affedecek kadar yürekli olmaktır. 

Eğer herşeye kızıp gitseydim buradan ilk giden ben olurdum. Herşeyden kaçmaktansa herşeye rağmen var olanlarla inadına savaşmak hiç kalp kırmadan , hiç incitmeden, hiç üzmeden savaşmaktır hayat. Kimlerin başına neler geleceği belli olmaz. Önemli olan insanın ne istediği ve nereye ulaşmak istediği idealindekine yol almaktır. Bazen bunlar biran gerçekleşebilir, bazen de senden seneleri alır. Onun içinde insana sabretmek düşer, sabretmek düşer. Hani kocaman kızım ama daha hayatın başına dahi geçemedik sen veya ben. İnsanlara en güzel yardım kusurları örtmek vede affedici olmaktır. 

Ben de sen gözümün gödüğü değil gönlümün gördüğüsün. 

Bazen gözlerin gördüklerine gönül katlanamaz.. Onun için her acıyla savaşmalıyız.. Sabret gönlümüz, sabret gelecektir elbet ogün sen sadece sabret.
Ağlayışlarım dualarım, dualarımsa yalvarışlarımdır.
İyi günde herkes yanında olur mağrifet kötü günlerde yanında var olabilmektir. O kadar şeyler varki hayatta bize de bu rollar düşmüş, filimimizi oynuyoruz iyi veya kötü. Rabbimse seyrediyor bizleri kullarım nasıl oynuyor diyerek. En güzel allahın aşkı ve onun yansımasıyla sevilen yürekler. Senden illaki karşılık beklemiyorum sadece elini vicdanına koy ve o sesi dinlemeni istiyorum. Rabbimden diliyorum...
Allahım olacaksa öyle olsun ki bazı şeyler kaybedilmeden kazanılmaya değer olsun yerli yerinde sonsuzluk olsun. En güzel olan kendi içinde gelip yaşamaktır hayatı.
Öylesine söylemektir sevdiğini. Senle gerçekte de karşılaşsam yine değişen birşey olmaz. Çünkü arayış için de değilim, gönlüme ısınan, aklıma yatan, kalbime hitab edendir. İşte bu da sensin rabbimin lutfusun sen bana. Unutma ne kaşına, ne gözüne, ne de bedenine aşık olmadım. İhtiyaç dediğimiz, isteklerimizin, arzularımızın dışında bir sevgi onlarsız da yaşanılır bir sevgiydi sadece. Güzellik, yakışıklılık gelip geçici en önemlisi ruhun, aklın, kalbin, gönül güzelliğin, değil midir içten içe kuşatan. Eminimki sende böyle olmalısın ama önyargılardan uzak kalınmalı sualsizce yaşanmalı hayat. Alabildiğince rahat düşlerden, ince direnişlerden birlikte var olanlarla yaşanılmalı. 

Söyleyecek sözler bitmez bitsin. Çünkü hayat sözsüz de, dilsizi de değil. İnsanlarda zaten hep bir arayış içinde erkeği bayanı olsun farketmez. İnsan kendini frenlemeli herşeyde. Asıl sevenle mutlu huzurlu anlayışlı olunur. Sevdiğin değil sevildiğine göz koymalı insan. Bazen elimize geçen fırsatları bile bile kendimiz kaybediyoruz.. 

Kader öyle birşeykine rabbim kaderde her türlü yolu çizmiş elimize vermiş, işte asıl yolu bizler bizler bulup onu bizler yönlendireceğiz, en güzel yolda alabildiğince yürüyebilmek için. Allah rızası için sevilen, niyet edilen herşey yok edilemez. Ve de öyle niyet edilmeli sevmeye, sevilmeye değer kılınmalı. Eminimki en doğru yol budur.
Yine söylüyorum kalbin kırık çok kırıklarım var deyip düşüse yaslanırsan kaybedeceklerin çoğalır o zaman, elbet herkesin hayattan aldığı kırıklarla yüklü kalbi ama bilmeli dert olmadan derman bulunamaz.. Ama hayatın en güzeli yaşında yaşmaktır. Herşeyi önyargılardan uzak, ne yakın ne de uzak şekilde tadında yaşmak lazım. 

Her sorunun cevabı , suali seni gerçekten çok ama çok seviyorum. Unutmam ben, ben bir insanı kolay kolay da sevmem, sevdim de içimden atmam. 

Seni sanki yıllarca tanımış gibi, öyle yaslandımki gönlüne, ölsem de gam yemem.. 

Öylesine yaslandımki gönlüne hiç uyanmak istemedim. Beni silmene, atmana gerekte yoktu hayatından. Seni görmek, orada olduğunu bilmek, hiç konuşmasak da varlığını bilmek bile insana bir umut oluyor. İstersen ses bile verme, selam bile verme, ben de vermeyim ama senin olduğunu bileyim yeterdi.
Seni duymak, senin gönlünde O'nu yaşamak öylesine güzel huzur kaynağıydı, mutluluktu. Acı bile senle birlikte öyle masumki yanında uçsuz bucaksız kalıyordu herşey. Sen bana gelsen ve desen işte diye anlatsan ve ben herşeyi göze alacak kadardım. Gözümü bile kırpmadan sen derdim her şey de. Seni sevdiğim için özür dilerim. Herşey özür dilenip geçilseydi affedilmek olsaydı, dilimden düşmezdi adeta. 

Ne kadar resim koyarsan koy, istersen hiç koyma değişen birşey olmaz. Ne kadar yazarsan yaz, sen her zaman içinde gönlüme yaslanan bir garip sevda ışığısın adeta. Gönlümde her daim yeşeren, hergün ilk kez gibi filizlenen, her uyanışında yüzünde tebessüm, gönlümde buse, aklımda tatlı bir iksir gibi. içsem ölürüm, içmesem deli divaneyim. Biraz da benim yerime geçip ben gibi düşünsen, benim tarafımdan baksan hak verebilirsin. Azıcık dahi olsa hak verebilirsin. Sözlerim, düşlerim, yazılarım bitmeyecek sanırım, bitmez de sen için. 

Herşeye rağmen seni seviyorum sonumuz varlıkta, yoklukta olsa dahi sevilmeye değer en güzel, en kıymetli hazinemsin gönlümde. Rabbim bana verdiği bir lutfusun sevilmeye değer hazinesin. 

Titrek ruhum, sessiz çığlıklarım sana akıyor. Senle var olan düşler yol alıyor. Nefes kadar içten, ruh kadar tenden, öylesine nakışlanmışsınki içlere herşey sen oluyor. 

Parmaklarım seni yazarken dahi titrek, ruhum sana özlem, kalbimse tutkulu, gönlümse sıcacık bir buse, yüzümde tebessüm, aklımda rabbimin verdiği vede yansımasıyla onu yaşmakla sunulan en güzel sevdiceğimsin. 

Sevemesen de canın sağolsun, seversen de canın sağolsun... 

Hani diyorsun ya çok ince düşünüyorum sanki senin anlattıkların bendim, beni bana anlatıyordun adeta. Öylesine dinlemek istiyorum seni, hiç bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, of bile demeden sadece seni dinlemek ve de sana sanat olmaktı. Ve sözlerimden seni satır satır gönül dizelerime dökmek, ilmek ilmek ruhuma seni işlemek, adım adım düşlerinde seni tatmaktı. 

Anlaşamadığım insan yoktur; ister açık ister kapalı, ister inançlı ister inançsız yoktur. Allahı aşılamak ondan örnekler verip en güzel ders olmaktı herşeye. Bazen hayat aslında parayı da yokluğu da, günahı da sevabı da gizlemektir, gizlemektir allah bilsin ve de yok etmesin diye. Öyle meyveler aşılanmalıki çocuğunda, etrafında bu meyveler olgunluğa ermeli. Ve ilerde sen masal olmalı gönüllerde. İlim ilim diye inlemeli insan. 

İşte ve sen diyorum "o bir yolcu " diyorum. 

Haklısın ne dersen, ne söylersen söyle. Benim normal erkek arkadaşlarım da var. Yavuz, İbrahim, Selami, Zülfü, Bebir, ne bileyim ama onlarla aramızda abla kardeş ilişkisi var. Hatta numaraları da var. Sadece nasılsın iyimisin o kadar derine inmezler. Darda kalırsan yardım ederiz unutma derler. Düşünüyorum senle onları karşılaştırıyorum ve sen onlardan bambaşka biryere sahipsin.
Allahım bana bir çıkış yolu göster ne olur diyorum. Sen arkadaşlıktan öte birşey hissettiğimsin. Sende de öyle hissediyorum... Ve umut oluyor. Senin yerine geçiyorum sen gibi yapıyorum ama yine olmuyor, olmaz diyorum. Nasıl olabilir. Bir erkek nasıl öpebilir, sarılabilir, ne bileyim işte hayal de olsa düş de olsa hiçbir arkadaşım böyle bana söyleyemez. Ama sen söylüyorsun sen dile getiriyorsun.
Hergün seni duymak, seninle konuşmak duyumlar, yaklaşımlar içinde birşeyler yerleşiyor. Nefsim için sevmedim evet allah için. Nefis için olsaydım farklı şeyler de olabilirdi, şükür yoktu ama işte. 

Her defasında kendimi sorguladım, her sorgulanışım seni bana yaklaştırdı, seni sevdirdi. 

Öyle bir yol almışım ki, öyle bir yola çıkmışım ki ucu bucağı belirsiz çöle düşmüşüm. Ve de çölün sıcağında üşüyorsun. Yıllar önce tanımış gibi, hergün ilkkez gibi, kördüğüm gibi yaşanlıyordun içimde. İşte benim sevdam, söylemekten korkmadığım, her sözün arkasında olduğum sevdam. İşte benim adamım diyebildiğim yürektin. 

Mümkünse her iki cihanda da dileğim, içimde beslediğim tutkuyla bağlandığımdın. Hergün bir umut gibi, yeniden canlanır gibi, ilk günki gibi, kördüğüm gibi yaşamalıyız, yaşatmalıyız, yaşamalıyım... 

 
Toplam blog
: 360
: 1251
Kayıt tarihi
: 12.06.09
 
 

İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı bir  gülümseyiştir. Hz. S..