- Kategori
- Siyaset
Bir konuşma ve bir eylemin düşündürdükleri

Muharrem İnce
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin bütçe görüşmeleri sırasında mecliste yaptığı 11 dakikalık konuşmayı yurt genelinde izlemeyen kalmadı desem abartım fazla olmaz herhalde. İnternet okuryazarlığı olmayanların dahi izlediğine şahit oldum.
Sn. İnce konuşmasına hazırlanırken bu denli yankı bulacağını tahmin etmemiştir eminim. Hem kendisinin markalaşma yolunda ilerlemesi, hem Yalova’nın adının duyurulması anlamında önemli katkılar sağladığı yadsınamaz gerçekler. Bu popülariteyle artık nereden adaylığını koysa seçilebilir diye düşünüyorum. Vekil seçildiği yer onun Yalovalılık kimliğine halel getirmez. Böylece 200.000 nüfuslu Yalova, mecliste üç milletvekiliyle temsil edilir, kazanan Yalova olur.
Konuşmanın içeriği AKP icraatlarının ve zihniyetinin güzel bir özeti olmakla birlikte Türk Telekom’un satışıyla ilgili bölümde sinirlerime hakim olamadım. İş bittikten sonra konuşmak gideni geri getirmiyor. Tekel işçilerinin gösterdiği kararlılığı Türk Telekom satılmadan önce neden muhalefet milletvekillerimiz gösteremedi?! Ne pahasına olursa olsun bu satışın önüne geçilmeliydi. Gerekirse meclisin bahçesinde açlık grevine gitmelilerdi onlar da. Sözüm hem CHP’ye, hem MHP’ye…
Babalar gibi satanlara babalar gibi direnilmeliydi.
Her alanda özellikle de enerji, tarım ve telekomünikasyonda Türkiye’nin kendi kendine yeter bir hale gelmesi lazım. Tüm diğer politikalar bu temel vizyon doğrultusunda yapılmalı. Dışa bağımlı olacağımız alanlar elbette olacaktır; ama enerji, tarım ve telekomünikasyonda dış bağımlılık ülkenin her alanda elini kolunu bağlar, hiçbir konuda sağlam duramaz hale getirir. Her adımda kafamızın üstünde Demokles’in kılıcı gibi sallanır durur. Onurlu bir dış politikamız olamaz.
Telekomünikasyonun neden Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olduğunu hiç anlayamamışımdır. Yoksa internet iletişim hatları karayolu, demiryolu, denizyolu gibi bir şey olarak mı algılanıyor? İDO müdürlüğünden gelen bir adam bu bakanlık koltuğuna oturtulursa telekomu satmakta da bir beis görmez elbette. Önümüzdeki genel seçimler sonucunda oluşacak hükümetin (muhtemelen koalisyonun) Türkiye’nin bir Teknoloji Bakanlığı’na sahip olması gerektiğinin bilincinde olmasını umuyorum. Böyle bir bakanlığın neden gerekli olduğunu ve görev kapsamında olması gerekenleri başka bir yazıda uzunca ifade edeceğim.
İşte bir konuşma ve bir eylemin düşündürdükleri… Sağlıcakla.
Not: Bu yazı 1 Şubat 2010 tarihinde yazılmış ve yerel bir internet gazetesinde bir süre yayınlanmıştır.