Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '12

 
Kategori
Anılar
 

Bir muallimin hatıra defteri 41: Artık son sınıftayım

Bir muallimin hatıra defteri 41: Artık son sınıftayım
 

Alman Savaş gemisi Bismark


(Gencimiz, son sınıfa geçecek; sınav sonuçlarını bekliyor. Öğrendi. Geçti.Çok mutlu. Ama çamaşırlar erimiş durumda. İdareye başvuruyorlar. . Bunun üzerine hepisize birer Frenk gömleği, birer iç fanilası, birer iç donu ve ikişer çorap veriyorlar. Haziranda da harçlık vereceklerini bildiriyorlar…Ve fakir çocukları , eve gidemeyecek olanlar, okulda kalabilecekler…)

(9.Mayıs.1941)
Öğleden sonra istasyona kadar arkadaşlardan Haydar’la gidip geldik. Mektebe döndüğümde , arkadaşlarım idareden vaziyetlerini öğrendiklerini söylediler. Bana da, “Sen de git Ziya bey’den öğren..”dediler. Gittim, Ziya bey odasında yokmuş, istirahat etmeye gitmiş. Ben de bunun üzerine yatakhaneye çıkarak biraz uzandım.

Bir vakit sonra, 18.20 civarında tekrar Muavin odasına uğradım. Baktım Ziya bey gelmiş, gazete okuyor. Selam vererek içeri girdim, vaziyetimi öğrenmek için geldiğimi söyledim. Numaramı sordu ve önündeki imtihan kağıtlarına baktı. Sonra, “Oğlum senin daha Usul’den imtihanın var…”dedi. Ben, “hayır efendim, usulden Sözlüye kalmadım, yanlışlık olmasın..”dedim. O, “Senin numaran 625 değil mi?” diye sordu. Ben, “670” dedim. O, “Usul” deyince bende şafak atmıştı. Sonra tekrar kağıtlara göz gezdirdi. O kağıtlarda benim numaramı ararken, bakalım ağzından “Geçtin..” mi ; yoksa , “Falanca dersten ikmalin var..” mı diyecek , diye heyecan, korku ve merak içinde birkaç saniye bekledim. Sonra ,”Oğlum hepsinden geçmişsin..” dedi. Ben “sahi mi efendim?” dedim. O, tekrar  Cebir, Hendese, Kimya, Tabiye…diye dersleri saydı. Bunun üzerine, ben sevinçten gayri tabii bir hareket olarak selam vererek ve teşekkür ederek dışarı çıktım.

İlk defa bana derslerde, imtihanlarda yardımda bulunan, teselli eden arkadaşım Burdur’lu (706) Kamil İşcan ile karşılaştım. Birbirimizi tebrik ettik. Artık ondan sonra arkadaşlarla boyuna tebrike teşekkürle mukabele ettik. Akşam yemeğinde sevinçten bir şey yemedim. Hatta işte ben gece de uyuyamadım. 10.Mayıs.1941 günü sabahleyin, karyola üzerinde bu hatırayı yazıyorum.

İşte artık bu günden itibaren son sınıfa geçmiş bulunuyorum. Zaten benim de bütün gayem bu idi. Çok şükür Elhamdülillah Cenabı Allah büyüktür; beni isteğime kavuşturdu. Allah diğer Sözlüye kalan arkadaşlarımı da benim gibi sevindirsin. Yarın bu haberi mektupla Bandırma’ya Ablam ve ağabeyime; Gönen’de anneme de bildireceğim; onlar da sevinsinler.

(17.Mayıs.1941)
Birkaç gün evvel burada yaz tatilini mektepte geçirecek arkadaşları hepsini 31 numaralı yatakhaneye topladılar.

Arkadaşların hemen hepsi memleketlerine gittiler. Şimdilik biz 25 arkadaş buradayız.  Onların da 10 tanesi gidecek ; 15 kişi kalacağız.

Sözlüde muaffak olarak sınıfı geçtiğimi ablamla anneme bildirmiştim. Henüz ablamdan bu mektubumun karşılığını alamadım.

Hiçbir işimiz, gücümüz yok. Elhamdülillah, Allah  devlete millete zeval vermesin; yeyip, içip yatıyoruz.

(30.Mayıs.1941)
Balıkesir’de havalar mevsim icabı çok sıcak geçiyor. Bu sıcaklığı şehrin arkasındaki taşlı bayırlar bir kat daha artırıyor. Mektebimizde tatil başlıyalı bir buçuk ay, Sözlüler biteli de yirmi gün oluyor.

Artık arkadaşlardan memleketine gidenler gitti, burada mektepte kalanlar kaldı. Yatakhanede on bir arkadaşız. Onların isimleri de şunlar: Ali, cemil, Ali Koçyiğit, Aydınlı Ahmet, Selahattin, Üsküdarlı, ben, Hüseyin Sürgen, Vanlı Recep.

Burada mektepte bir aile çocukları gibiyiz. Şimdilik yemeğimizi mektepte yiyoruz. Bizim için iki masa kuruluyor. Ben, Selahattin, Cemil, Ödemişli Alile Mustafa ve Üsküdarlı bir masadayız. Yarından sonra artık yemeğimizi lokantada yiyecekmişiz. Mektep, idaresi bir lokantaya bizi abone edecekmiş.

Geçen gün arkadaşlarla birlikte okul direktörümüz Bay Nurettin  Ormancı’ya müracaat ederek çamaşır istedik; yemeklerin düzeltilmesini diledik. Bunun üzerine hepimize birer Frenk gömleği, birer iç fanilası, birer iç donu ve ikişer çorap verdiler. Haziranda da harçlık vereceklerini bildirdiler…

Burada günlük hayatımız güzel geçiyor. Lakin annemden, ablamdan ve Efendi ağabeyimden ayrı olduğum için hasretlerini çekiyorum. Hele annemle hemen hemen bir senedir görüşemedim.

Sabahları saat 9’a kadar yatıyoruz. 9’da kahvaltı yapıyoruz. Öğle yemeğine kadar isteyen şehre gezmeye çıkıyor; isteyen sınıfta derse çalışıyor, isteyen yatakhanede istirahat ediyor.

Ben öğleye kadar ekseriye dışarıya çıkmıyorum. Öğle yemeğinden sonra yatakhanede saat 5 veya 6’ya kadar istirahat ediyorum. Yatakta yatarken bazen hatıra defterine, bazen albüme, bazen de kitap okuyorum.

Bu günlerde kitaba merak sardım. Her gün bir roman okuyorum. Dün  Aka Gündüz’ün “Üvey Ana”  romanını; Bu gün de Goethe’nin “Genç Werther’in çektikleri” kitaplarını okudum. Direktörümüzün emriyle kütüphanemizden istediğimiz kitabı alıp okuyabiliyoruz. Bunun için  kütüphaneden kitap alıp okumak, bizim için çok kolay ve güzel yararlanıyoruz. Bazen biraz hava almak için kırlara da çıkıyoruz.

Artık havalar soğumasına karşılık, soğuk su ile duş almasını seviyorum. Radyomuz neşriyat saatlerinde açılıyor. Müzik, ajans, konferans hepsini dinleyebiliyoruz..

Akşam üzerleri şehirde ve Atatürk Park’ında gezinti yapıyoruz. Geceleri serbestiz; karışan, geç kaldın, erken geldin , diyen kimse yok. Mektebin kapısı gece, sabaha kadar açık…

Yalnız şuna üzülüyorum. Sözlüler bittikten sonra sınıf geçtiğimi ablama bildirdim; hem de biraz harçlık istedim. Fakat on gün olduğu halde ne mektup gönderdi, ne de harçlık… Acaba darıldılar mı, diye merak ediyorum. Dört gün evvel dükkana giderek Ahmet Hilmi ağabeyim’le görüştüm. Sonra eve giderek Behçet’le görüştüm. Yenge Hanım, Melahat, Ayten, Özer bir arada oturduk. Bir müddet sonra vedalaşarak ayrıldım. Bundan sonra Parka giderek arkadaşlarla gezdik. Bir rivayete göre leyli meccani talebeler İstanbul’a gideceklermiş. Henüz vekaletten bir emir gelmedi. İstanbul’a gidersek iyi olacak. Hiç olmazsa biraz yer görürüz.. Bakalım hayırlısı artık.
(Bu arada dışarıda kıyametler kopuyor. 10.Mayıs.1941: Almanlar, Westminister’deki Belediye Binasını bombaladılar. 10.Mayıs.1941: Hitler’in sağ kolu Rudolf  Hess İskoçya’da yakalandı. 24 Mayıs: Alman gemisi “Bismark” İngiliz savaş gemisi “Hood”u batırdı. 27.Mayıs.1941 : “Bismark” İngiliz deniz güçleri tarafından batırıldı…Savaş devam ediyor.)

 


 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..