Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

05 Mayıs '12

 
Kategori
Anılar
 

Mayasılın: Çeneye vurması…

Mayasılın: Çeneye vurması…
 

Sessiz ve sözsüz; harika bir anlatım. Resim int.alıntı


 

Seneler önce bir maya fabrikasını yakından görmek zorunda kaldım ve gördüğüme de bin pişman oldum.

Emanet edildiği yerden kaçan, kayıplara karışan, güzel canlıyı; ararken güvenlik görevlisiyle burun buruna geldim.

“Onu burada aramayın; buraya gelmiş olsa bile canlı çıkması imkânsızdır.

Bizim burada börtü böcek barınmaz. Dinleyin bakın doğanın ortasında olmamıza rağmen kuş sesi duyuyor musunuz?

Duyamazsınız çünkü bizim işimiz; çevremizin de steril olmasını gerektirir.

Şu kapları kacakları görüyor musunuz? Bunların içindekiler lezzetli aynı zamanda; tadına bakanın da son öğünüdür.”

Mayın tarlasını; yürek sancıları eşliğinde terk ederken; gözlerimin önünde, birdenbire, çocukluktan; üç beş sahne canlandı.  

Fırından ilk kez maya satın almaya gönderildiğimde; elim boş dönmüştüm.

---Yokmuş!

…Nasıl olur? Sen ne istedin?

---Şey, mayasıl!

…Mayasıl mı? O da nerden çıktı çocuk?

Alacağım şeyin mayasıl olduğundan öyle emindim ki; incinen gururumla o sarı tozlu yolları tekrardan teperken; tekerlemelerimle kendime moral verdim. O yollar ki tenha; kenarlarında üzüm bağları; her türlü börtü böcek hatta kuyruk boğumlarını sayarak; zehrinin gücünü tahmin etmeye çalıştığım akrepler ve muhteşem yılanların bir zamanlar saygı gördüğü Balçova Köyüne aitti.  

Fırıncının karşısına dikildim.  

 Hamur mayası istedim.

İster maya ister mayasıl olsun o zamanlar benim için aynı kapıya çıkıyordu. İkisi de beni pek ilgilendirmiyordu ama maya ile tanışmaktan her nedense pek hoşlanmamıştım.

Zaman geçiyor; bildik bilmedik ne varsa giysi değiştiriyor.

Farklı kapılardan hatta aynı kapıdan, farklı sonuçlar çıkabiliyor.

Devler cüce olurken; cücelerin gölgeleri uzadıkça uzuyor.

 

Mayasıl: Cilt hastalığı olmaktan çıkıp bir işkence tokmağına  dönüşebiliyor, her yere anında yetişebiliyor.

  Mayasıl illeti: Çene bölgesine kancayı takmışsa; kancalı dil: Arada sırada tatile çıkıp mola veremiyor.

Çevresindekiler: Beddualarını bastırıyorlar yine de boşa kürek sallıyorlar.   

Mayasılı çenesine vurmuşların tedavisi oldukça basit…

Onlar şifalarını “Mayasılı çenesine vurmuşlarda” bulurlar.

Konuşurlar; konuşurlar birbirlerine paralel at koştururlar.

Deşarj olurlar.

Aklın dili bir karış sarkar: Onlara yetişemez.

İncir çekirdeğini: Ömür boyu; doldurmak için yarışırlar.

Kimdir bunlar?

Saçma sapan soruya bak;  tabii ki U Z A Y L I L A R.

5.5. 2012 Cumartesi

Alev meisel/Berlin   

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara