Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '10

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Bir müşteri modeli; Bay Abuzettin Kendindenhaberiyok

Bir müşteri modeli; Bay Abuzettin Kendindenhaberiyok
 

netten


Müşteriler, müşteriler... 

Arabalar isimli bir çocuk filmi var bilmem bilir misiniz? Hiç müşteri uğramayan Radyatör kasabasına, yanlışlıkla yolu düşen bir araba gelir ve bu arabayı uzaktan gören Sally bağırmaya başlar. Müşteriler, müşteriler... Kasabadaki diğer araba esnaflar heyecanlanmaya başlar ve müşterinin etrafında herkes fır döner. Fakat sadece yol sormaya gelen araba hızla oradan uzaklaşır. Bizim araba esnaflarımız da aynı hızla moralleri bozulur.

Bu filmi izlerken, hep bizim müşteri temsilcileri ya da satıcılar gözümün önüne gelir. Sırf ürün satayım diye müşterinin etrafında dolanan, elinden geleni yapan ve bir de o kadar müşteriden azar işiten tipler vardır. Bazı satıcılar da var ki gözünde sadece dolar işaretleriyle dolanan ve ha bire ürün hakkında sallayan, hallederiz Kadir hesabı tipler. İşin ortasını bulamayıp da mıy mıy ortada dolananlar da ayrı bir derttir hani. Yaklaşık on iki yıldır müşteri potansiyelli bir iş yapmaktayım ve inanın artık müşterinin sesinden ve oturduğu semtten nasıl biri olduğunu veya ne demek istediğini anlayabiliyorum. Çok enteresan ve bir o kadar da komik tipler var. 

Hani bir şeyin üstüne ne kadar çok düşerseniz, işiniz de o kadar ters gider ya. Mesela size yaşadığım komik birkaç müşteri modelinden bahsedeyim. Ürün teslimatı çok ileri tarihli olan bir müşteri yaklaşık bir ay öncesinden aramaya başlar. Herkes ilgilenir o müşteriyle. Günün belalısı olur ve çalışan tüm personel tanır kendisini. İki günde bir arayarak konuşur da konuşur. Peki, bu kadar arar da ne olur? Tabi ki işi olmaz ya da çok uzar. Bir işin üstüne ne kadar çok düşerseniz, işiniz o kadar karmaşık hale gelir. Olacağı varsa da olmuyor işte. Fazla titizlenmek iyi bir şey değil yani. 

Telefon çalar; Zırrr, zırrrr demeyeceğim çünkü artık böyle çalan telefon kalmadı. Gulu gulu gulu gulu... 

Ben: Efendim
Müşteri: Alooooo
B: Buyurun efendim.
M: Kızım benim bir ürünüm vardı gelecekti, gelmedi.
B: Fatura ismi neydi efendim.
M: Ne faturası? Yok, şimdi yanımda numarasını nereden bileyim. 

Dakika bir, gol bir. Anında benim sinirler zıplama başlayacak ama dur bir sakin olalım. 

B: Efendim fatura numarası değil, fatura kimin adına kesilmişti.
M: Benim adıma kimin adına olacak?
B: İsim neydi efendim?
M: Abuzettin Kendindenhaberiyok
B: Bir saniye efendim. (Sistemi kontrol etmeye başlarım. Birinci sistemde yok, belki diğer sistemde olabilir. Nıçk, orada da yok) Efendim bu isme kayıt bulamadım. Bazen satıcı arkadaşlar ismi yanlış giriyor olabilirler lütfen kodlayabilir misiniz?
M: Aaaaaa Abuzettin dedim ya.
B: Anladım efendim ama... Neyse birde telefon numaranızdan deneyelim.123456... bir saniye efendim. Verilen telefon numarasının karşısında ki fatura ismi şu çıkar; Bak faturan başka ismeymiş ltd.şti. Tamam efendim buldum ama şirket adına kesilmiş o yüzden az önce bulamadık demek ki.
M: Haaaa öylemi tamam tamam bizim oğlanın şirketi. (Yanlız bunu pek bi gururla söyler. Oğlunun şirketi var ya :) 

İç sesim şöyle diyor; Dayı iki saattir soruyorum sana bir ses versen ya da düşünsen de iki saat uğraşmasak. 

B: Anladım efendim. Yarın saat üçle beş arasında teslimatınız yapılacak.
M: Tamam gelsin bekli yoz.
B: Peki, efendim iyi günler. 

Ertesi gün olur. Müşteri tekrar arar. 

M: Kızım hani üçü beş geçe geliyordu noldu. Bana demişlerdi de ben inanmamıştım. Bu şirketten alma, geç getirirler diye.
B: Ama efendim, biz size üçü beş geçe demedik ki. Saat üçle beş arası dedik.
M: Koskoca adamım ben mi yanlış anlayacağım? Yalan mı söylüyorum ben?
B: Yok efendim olur mu? Demek ki biz söylerken yanlış telaffuz ettik. ( Müşteri velinimettir ama ben başka yerde hiç böyle yapmıyorum ya, ben ne zaman velinimet olacağım?) Çok özür diliyoruz efendim.
M: Bir daha sizden alırsam nolsun, herkese kötü reklâmınızı yapacağım. 

Diye sürüp giden bir sürü cümleler ve bazı konuşmalar var ki hakarete kadar gidiyor. Bu şekilde sayıp döken sevgili müşterimiz Bay Abuzettin Kendindenhaberiyok, yine aynı firmadan defalarca alışveriş yapmaya devam eder.

Nedir bu sabırsızlığımız, bu doyumsuzluğumuz anlamıyorum? Biliyorum ki insanların vakitleri çok değerli ama bazen öyle işler var ki, öyle hemen olacak cinsten değil. Çeşitli müşteri modelleri ve bir o kadar da çeşitli müşteri temsilcileri var. Her iki tarafında işi zor ama ben diyorum ki konuşmayı bilmekte fayda var. Biraz nezaketli olsak ve tatlı dil ile derdimizi anlatsak nasıl olur? 

İyi olur de mi? Zaten başımıza gelen herşey doğru düzgün derdimizi anlatamadığımızdan gelmez mi? 

Ne demişler, insanlar konuşa konuşa. 

Sevgilerimle… 

 
Toplam blog
: 164
: 4548
Kayıt tarihi
: 26.03.08
 
 

Hayatı sevmek ve düzgün yaşamak isterken bulurum kendimi. Yaşamın bana verdikleriyle yetinmeye çalış..